2602
öncelikle söyleyeyim, medyanın gazlamasıyla kışkırtılmış bir taraftar olarak söylemiyorum bunları. kendisi takımımız için son derece önemli bir oyuncudur. 2011-2012 sezonu şampiyonluğumuzdaki payı da göz ardı edilemez. ama..
bir defa kendisi 29 yaşında ve istediği sözleşme 5 yıllık. evet 5. 5 yıl boyunca garanti para alacak teklifimizi kabul ederse. yaptığı sözleşme, kariyerinin son sözleşmesi olacak demek oluyor bu. en azından bu şekilde baktığını gösterir olaya. artık yılın bidonu seçilmiş ve kendini kanıtlamak isteyen veya burada kendini gösterip eski günlerine dönmek isteyen bir melo yok ortada. garanti parasını alıp işine bakmak isteyen bir melo var.
ikinci olarak gelelim işin maddi boyutuna..
2011-2012 futbol sezonunda aldığı maaş 4.5 milyon euro'ya çok yakın. bizim takımımız için daha önceleri görülmemiş bir meblağ kazandı. bu sene de kendisi için ödememiz gereken bir bonservis bedeli var. bundan dolayı maaşında indirime gitmesini istemek çok doğal. kaldı ki galatasaray geçen sene ki galatasaray değil. bir çok yıldızla iyice güçlenmiş ve maddi anlamda sınırlarını zorlayan bir galatasaray var. buna rağmen kendisine önerilen miktar, yine bonuslarla 4 milyon euro'yu geçiyor. selçuk, elmander, muslera gibi, en az onun kadar şampiyonlukta payı bulundan adamların iki katına yakın maaşı kabul etmiyor. birde menajerinin istediği söylenen 2.5 milyon euro var ki ona hiç girmiyorum.
şimdi gelelim benim şahsi düşüncelerime..
galatasaray bir his takımıdır. hiç bir zaman galatasaray ile futbolcuların maddi pazarlık işinin uzamasına içim razı olmadı. bizim futbolcularımızın, bizim onu istediğimizden daha çok bizi istemesi gerektiğini düşünüyorum. tabi ki kimseyi eleştiremeyiz parasının derdinde diye. sonuçta bu insanlar mesleklerini yapıyor. fakat bu fazlaca profesyonelliğin bizim oyuncularımızda olmamasını istedim her dönem. bugün bu takıma gelebilmek için amrabat gibi genç bir yıldız maaşının neredeyse yarısından vazgeçiyorsa, selçuk gibi türkiye'nin en iyi oyuncusu gönül verdiği renkler için trabzonu, avrupanın bir çok devini ve bizim verdiğimizden çok çok fazla miktarlar ödeyen fenerbahçe'yi reddediyorsa, hamit altıntop gibi bir marka 4 milyon euro'dan fazla bir miktarı reddedip gönül verdiği renklere imzayı atıyorsa ben aynı şeyi, iki sene önce italya'da yılın bidonu seçilmiş, arkasına teneke bağlanarak yollanmış, tüm brezilya'da, avrupada başa bela olarak olarak tanınan melo'dan da beklerim.
tüm bu kötü karnesine rağmen melo bu takıma alındı. üstelik tarihimizde görülmemiş bir maaşla birlikte, çok büyük bir risk alarak. ve melo burada, bizimle beraber yeniden doğdu. taraftarın sevgilisi haline geldi. hayatta hiç kimseye, hiç bir şeye olmadığı kadar galatasaray'a teşekkür borçlu melo. fakat buna rağmen 4 küsür milyon euro'yu reddediyorsa, bizler için, galatasaray için söylediği bütün sevgi dolu sözleri, benim anılarımda sadece tribüne oynamak olarak kalacak. bunca sevgiyi paraya değişmemek benim, bizlerin his takımında yeri olmayan birşey.
son sözümde melo gelmezse kombine almam, maça gitmem, maç izlemem, forma almam diyen taraftara..
öncelikle galatasaray'ın ne olduğunu, galatasaraylılığın ne olduğunu iyi kavramak lazım. galatasaray hiç bir zaman isimlerden küçük olmadı. taraftarı isimlerine aşık olmadı. bu takımdan hagi gitti, arda gitti, hakan şükür gitti, yine şampiyon oldu. unutmayalım bir melo gider bin melo gelir.imparatorun da dediği gibi aslolan galatasaray'dır...
bir defa kendisi 29 yaşında ve istediği sözleşme 5 yıllık. evet 5. 5 yıl boyunca garanti para alacak teklifimizi kabul ederse. yaptığı sözleşme, kariyerinin son sözleşmesi olacak demek oluyor bu. en azından bu şekilde baktığını gösterir olaya. artık yılın bidonu seçilmiş ve kendini kanıtlamak isteyen veya burada kendini gösterip eski günlerine dönmek isteyen bir melo yok ortada. garanti parasını alıp işine bakmak isteyen bir melo var.
ikinci olarak gelelim işin maddi boyutuna..
2011-2012 futbol sezonunda aldığı maaş 4.5 milyon euro'ya çok yakın. bizim takımımız için daha önceleri görülmemiş bir meblağ kazandı. bu sene de kendisi için ödememiz gereken bir bonservis bedeli var. bundan dolayı maaşında indirime gitmesini istemek çok doğal. kaldı ki galatasaray geçen sene ki galatasaray değil. bir çok yıldızla iyice güçlenmiş ve maddi anlamda sınırlarını zorlayan bir galatasaray var. buna rağmen kendisine önerilen miktar, yine bonuslarla 4 milyon euro'yu geçiyor. selçuk, elmander, muslera gibi, en az onun kadar şampiyonlukta payı bulundan adamların iki katına yakın maaşı kabul etmiyor. birde menajerinin istediği söylenen 2.5 milyon euro var ki ona hiç girmiyorum.
şimdi gelelim benim şahsi düşüncelerime..
galatasaray bir his takımıdır. hiç bir zaman galatasaray ile futbolcuların maddi pazarlık işinin uzamasına içim razı olmadı. bizim futbolcularımızın, bizim onu istediğimizden daha çok bizi istemesi gerektiğini düşünüyorum. tabi ki kimseyi eleştiremeyiz parasının derdinde diye. sonuçta bu insanlar mesleklerini yapıyor. fakat bu fazlaca profesyonelliğin bizim oyuncularımızda olmamasını istedim her dönem. bugün bu takıma gelebilmek için amrabat gibi genç bir yıldız maaşının neredeyse yarısından vazgeçiyorsa, selçuk gibi türkiye'nin en iyi oyuncusu gönül verdiği renkler için trabzonu, avrupanın bir çok devini ve bizim verdiğimizden çok çok fazla miktarlar ödeyen fenerbahçe'yi reddediyorsa, hamit altıntop gibi bir marka 4 milyon euro'dan fazla bir miktarı reddedip gönül verdiği renklere imzayı atıyorsa ben aynı şeyi, iki sene önce italya'da yılın bidonu seçilmiş, arkasına teneke bağlanarak yollanmış, tüm brezilya'da, avrupada başa bela olarak olarak tanınan melo'dan da beklerim.
tüm bu kötü karnesine rağmen melo bu takıma alındı. üstelik tarihimizde görülmemiş bir maaşla birlikte, çok büyük bir risk alarak. ve melo burada, bizimle beraber yeniden doğdu. taraftarın sevgilisi haline geldi. hayatta hiç kimseye, hiç bir şeye olmadığı kadar galatasaray'a teşekkür borçlu melo. fakat buna rağmen 4 küsür milyon euro'yu reddediyorsa, bizler için, galatasaray için söylediği bütün sevgi dolu sözleri, benim anılarımda sadece tribüne oynamak olarak kalacak. bunca sevgiyi paraya değişmemek benim, bizlerin his takımında yeri olmayan birşey.
son sözümde melo gelmezse kombine almam, maça gitmem, maç izlemem, forma almam diyen taraftara..
öncelikle galatasaray'ın ne olduğunu, galatasaraylılığın ne olduğunu iyi kavramak lazım. galatasaray hiç bir zaman isimlerden küçük olmadı. taraftarı isimlerine aşık olmadı. bu takımdan hagi gitti, arda gitti, hakan şükür gitti, yine şampiyon oldu. unutmayalım bir melo gider bin melo gelir.imparatorun da dediği gibi aslolan galatasaray'dır...