3 farklı çocuk profili vardır.
birincisi... tertemizdir, hiçbir zaman küfür etmez, ağzından kötü bir söz çıkmaz. kimseye laf atmaz, kimseyle kavga etmez. sadece işine bakar. sakindir. genellikle orta boyludur.
ikincisi... ortama göre davranır. arkadaşlarının yanında olduğunda, gerektiği zaman küfreder. gerektiğinde laf da atar, kavga da eder. ama anne babasının yanında veya öğretmeninin, hocasının yanında çok efendidir. uzun boylu da olabilir kısa boylu da...
*üçüncüsü... bulunduğu ortama, yanındaki kişilere
* aldırmaksızın küfür eder, saçma sapan hareketler yapar. kısacık boyu vardır, ama buna aldırmadan herkese laf atar, kavga çıkartmaya çalışır, kendisini bir şey zanneder.
emre belözoğlu üçüncü profile sahip biri. kısacık boyu var, ama karşısına çıkan herkese laf atıyor, kavga edecekmiş gibi bir hal alıyor. yanında takım arkadaşı varmış yokmuş, karşısındaki futbolcuymuş hakemmiş, maçın oynandığı saha kendi sahasıymış deplasmanmış... hiçbirine aldırmadan karaktersizliklerine devam ediyor.
17 mart 2012 fenerbahçe galatasaray maçında taç çizgisine yakın bir yerde, tam
fatih terim'in önünde
emmanuel eboue'yle girdiği bir pozisyon var. önce kayarak topu almaya çalışıyor ve alamıyor, ardından müdahalesi sonucu yere düşen
emmanuel eboue'nin ayağına kasti bir müdahalesi daha var. ikinci müdahale doğal olarak
eboue'yi kızdırıyor ve
eboue kendisine "ne yapıyorsun?!" tarzında bir şeyler söylüyor. durur mu bizim tosun, hemen konuşmaya ve el kol hareketleri yapmaya başlıyor.
fatih terim kendisini sakinleştirmeye çalışıyor, ama takmıyor bizim tosun.
fatih terim lan bu! hem
galatasaray'da hem milli takımda senin teknik direktörlüğünü yapmış. 2000 yılında
uefa kupası yarı finalinde gördüğün kırmızı kart sonrası kızgın bir şekilde kolundan tutup seni savuran adam! sanki kendisi için kızdı orda sana...
hadi onu geçtim,
fatih terim'in olay yerinde olmadığını düşünelim. karşındaki futbolcu
emmanuel eboue lan. aranızda bi' kavga çıksa ne hale girebileceğini hiç mi düşünmüyorsun?
sen niye böylesin emre? niye?