http://www.uludagsozluk.com/goster.php?id=4007520 linkini verdim ama daha önce aynı entry ekşi sözlük'ten silinmişti. buna da aynısı olur diye yazılı olarak buraya aktarıyorum.
----------
alıntı ----------
1993 yılında, baban seni elinden tutup erdal keser'e "eti senin kemiği benim" diye emanet etmişti. galatasaray 14-16 takımında oynayan 13 yaşındaki tek futbolcuydun. yetenekliydin, yeteneğini başka bir çok özelliğiyle birleştirebiliyordun.
1998 yılında babam beni erdal hoca'ya teslim etti. 2003 yılında aynı erdal hoca, beni galatasaray için yetersiz bulup selimiye'ye yolladığında bütün gece ağlamıştım. sonra ben oynayamadım, sen oynadın.
fatih terim seni cevat güler'in tavsiyesiyle a takıma aldığında sene 1997'ydi. ben altyapıya girdiğimde bütün hocalarımız bize seni anlatıyordu. ne kadar iyi çalışan, ne kadar azimli ve yetenekli olduğundan bahsediyordu herkes. galatasaray'ı ne kadar çok sevdiğin konuşuluyordu dillerde.
çok başarılı oldun. efsane kadronun içinde bulundun. henüz bir araban yoktu, maçlara belediye otobüsüyle geliyordun. akşam idmanlarında yorulduğunda, florya'da kalmaya karar verdiğinde herkes sivil elbiselerini giymişken sen formanı üstünden çıkarmıyordun. senin ağzından hikayeler dinliyorduk. gözlerimiz parlıyordu hayallerden. senin gerçek kıldığın hayallere imreniyorduk. özeniyorduk sana. leeds united maçında kırmızı kart gördüğün için tesislerde ağlarken sen, bizim de içimiz burkuluyordu. masal kahramanımız o büyük maçta olamayacaktı.
sonra gittin sen. mehmet gündüz'ün sana internazionale'nin verdiği paranın neredeyse iki katını önermesine rağmen gittin. yine de seni tanıyorduk. hayallerin vardı. gitmene ve başarılı olacak olmana sevinmiştik. abimiz gibiydin. çokça seviyorduk seni. arada sırada idmanlarımıza katılıp bizi çalıma dizen çocuk şimdi avrupa'nın en başarılı takımlarından birinde oyun kurucu olarak oynayacaktı. super kupa finalinde oynayamayacak olman bizi çok üzmüştü ama bir yandan da seviniyorduk işte.
gittin. gittin ama en azından ayda bir kulübü ziyaret ediyordun. şimdi a takım yolları açılan, murat akça, fırat kocaoğlu, cem sultan ve daha bir çok oyuncuya ve ailelerine maddi-manevi hep yardım ediyordun. gurur duyuyordum senle.
sonra git-gide daha az gelmeye başladın. artık kardeşim diye çağırdığın emre çolak'ı bile aramadığını öğrendik senin. sonra ben gittim takımdan. galatasaray'dan arkadaşlarımla konuştuğumda hepsiyle bağını kopardığını duydum.
yıllar geçti aradan. medya üstüne geldiğinde, üstelik medya haklıyken bile, üstelik sen bizi tamamiyle unutmuşken bile, biz herkese seni savunduk. biz daha önceden gördüğümüz emre'yi tanıyorduk çünkü.
sonra fenerbahçe'ye gittin. inanamadım önce. yemin ederim inanamadım uzun süre.
fenerbahçe'ye gittin. hani sana "katil emre" diye pankart açan taraftarın takımına. kabullendim sonradan. sonradan hatırladık biz "sağlıklı yaşam için spor yapmıyoruz" dediğini.
ve bugün "inşallah galatasaray'a gol atarım" dedin. bunu da yaptın en sonunda.
ağzına sağlık.
şimdi "iyi ki" diyorum ben sana. iyi ki o kırmızı kartı görmüşsün. iyi ki o maçı izlediğimde spiker senin adını söylemiyor. iyi ki dokunamadın o kupaya. iyi ki gitmişsin ki görmemişiz seni elinde süper kupamızla.
"inşallah galatasaray'a gol atarım" demişsin emre.
ağzına sağlık.
yalnız bil ki, bir süreliğine seni örnek alarak büyümüş arda'lar, murat'lar, aydın'lar senden gol yemeyeceklerdir. yeseler bile onlar asıl golü atanlardır. emin ol.
kim daha galatasaray'lı emre?
"inşallah galatasaray'a gol atarım" demişsin emre.
ağzına sağlık emre..
ağzına ... emre !
(chaotic good), 25.09.2008 16:15)
uludağ sözlük----------
alıntı ----------