galatasaray'ın yaklaşık 50 maç oynayacağı bir sezonda, hele bir de stoper performansları düşer ve transfer ihtimalleri artarken, kendi gitmek istemesi de hocanın ve yönetimin kendisini tutamaması da anlaşılır bir iş değildir.
1927
gittikten 2 maç sonra stoperde oynama fırsatı oluşmuş olan futbolcu. nelson bile yarım sezon oturup forma aldı. kendisi de bekleyip formasını alacaktı. şimdi belçika’nın gençlerbirliğinde takılabilir. koca kariyerinde oynarsa bir iki tane ön eleme oynar. o da konferans ligi olur.
1928
menejerinden mi kendisinden mi kaynaklı bilmiyorum ama çok yanlış yapmış bir oyuncu. nelson ve davinson’u kesme ihtimali yok. ama kadroda kalsaydı üçüncü stoper olacaktı. en az 20-25 maç oynama fırsatı bulacaktı.
allah aşkına maçtan hemen sonra hoca 100 defa davinson dedi. böyle bir zihniyet varken oyuncu kalmak ister mi? young boys gibi vasat bile olmayan bir takıma elenmeyi davinsonun yokluğuna bağlayan bir kafaya güvenilip de takımda kalınır mı? kaldı ki hoca daha önce de yarışmacı ortamda genç oyuncuların gelişmesi için uygun ortamı yaratamadıklarını açıklamıştı. hal böyleyken emin neden kalsın?
1930
takımda kalsaydı senede 5 maça çıkardı. bunlardan bazıları kupa maçı olurdu. stoper rotasyonunda berkan'ın bile arkasında 6. sırada olurdu. okan buruk'u tanımayanlar 20 maçtan fazla oynayacağını düşünüyor.
1931
2024/25 sezonunda galatasaray'dan ayrılma kararına destek verdiğim futbolcu.
unutmayın, bu entry tarihinden 1 hafta önce, kulübede hazırlık dönemini çok formda geçirmiş bir metehan da varken berkan kutlu stoper oynatıldı bu takımda. gerçek stoper kulübede otururken son 6 ayda 4. farklı pozisyonunda oynayan orta saha oyuncusu stoperde tercih ediliyorsa emin gitmekle kötü değil iyi yaptı demektir.
orta saha oyuncuları kerem demirbay ve berkan kutlu, sırf sol ayaklılar diye maç içerisinde stoper olarak benden daha önce tercih edilecekse ben de beş dakika durmam o kulüpte. bu yaz geç bile gitti emin bayram. hazırlık kampına dahi katılmadan doğrudan sezonu belçika'da açardım ben olsam.
1932
kalsa önü o kadar açılmış olacak, parlamaya o derece müsait bir ortamın içinde bulacaktı ki kendini..
kalsaydı bugünkü maçta oynardı ama sezonun kalan kısmını yedek kulübesinde geçirirdi. okan buruk'u artık çok iyi tanıdığımızı düşünüyorum.
1934
kendisi şarkıcı olmak için evden kaçıp kötü yola düşen genç kız gibi, kendisinden yaşça büyük dul bir adama varmak için ailesine sırt çeviren bir kenar mahalle dilberi gibi avrupa'nın vasat bir liginin daha vasat takımında oynamak adına kendisini yetiştiren, üzerine planlama yapan kulübe sırt çevirip tabiri yerindeyse kaçmıştır. yönetimin eşekliği ayrı. ne olursa olsun satmamaları gerekiyordu ancak bu arkadaşın transferdeki tutumu hiç de hoş olmamıştır. biz bizi isteyenlerle yola devam edeceğiz her zamanki gibi. umarım başarısız ve pişman olur. kimse kusura bakmasın. 3 senedir kendisiyle alakalı bizim için ne kadar kıymetli olduğunu, muadillerini vs. detaylı araştırıp gelişimini takip edip sözlüğümüze yazdım. bir taraftar olarak kızgınlığımı ve kırgınlığımı tarif edemiyorum. hiçbir mantığı yok bu kadar korkak olmasının ve gitmek istemesinin. şu çocukla alakalı yazdıklarımı lütfen inceleyin. ofsaytsever arkadaşlar lütfen önce bu kardeşimizle ilgili yazdıklarımı inceleyin. sonra ofsayt verirsiniz.
they can never make me hate you diyorum kendisine.
1938
ilk telefonunu 17 yaşında tuşlarının yarısı bozuk bir nokia ile alan bünyemde birazcık kıskançlık eşliğinde bir gülümseme yaratmış eski oyuncumuz.
8 yaşında twitter'da hunharca takılmak he mi.. bakalım daha neler göreceğiz:)
1939
çocuk yaşında sosyal medyada ona çok mutluyum galatasaraylıyım diye yazdıran maç yine kapımıza dayandı. kazanırız ve tekrar bunu yazarsın inşallah kardeşim. *
düzeltme; ilk yarının son maçı bitince yazmış, muhtemelen ilk yarıyı lider bitirmenin sevinci. olsun aynı şey :)