1672
oyun felsefemize ayak uyduramamış, fc kophenag gibi özellikle şampiyonlar ligi maçlarında derinde bekleyen, taktik disipline sıkı sıkıya bağlı, hatalarının kendisini iyi tanıyan oyuncularla rahatlıkla kapatılabileceği bir takımda başarılı olmuş bek oyuncumuz. ben her şeye rağmen kendisine dair ümit besliyorum. 4 lü savunmada, önde basan bir takım tecrübesi ilk defa oldu. dolayısıyla geniş alanı savunmada da büyük zorluk çekiyor.
bu adam kophenag da benim kanımca şu yönlerden başarılı oldu ya da başarılı göründü:
+kopenhag, özellikle avrupa maçlarında ve danimarka ligi’nde çoğu zaman daha kontrollü ve kompakt bir savunma anlayışı benimsiyor. yani bloklar arası mesafe dar tutuluyor, stoper bek koordinasyonu daha sıkı şekilde uygulanıyor.
+bu sayede elias, bek pozisyonunda derinde beklemiş bir takımın parçası olarak hataya daha az açık bir sistemde oynadı. rakibin sayko hücumcuları ile eşleşmek ceza alanını savunmada kalmaktan ziyade, stoperler ve orta saha tarafından sürekli desteklenen bir düzen içindeydi. ayrıca orda burdaki kadar büyük bir baskı da yoktu şu an bu adam kabul etsekte verilen bonservisin yükü altında sakız gibi eziliyor.
+ayrıca orda hata yapsa bile alt yapıdan gelen bir oyuncu olduğu ve başarı gösterdiği için seviliyordu. kulübün kültüründen gelen bir çocuktu.
+manchester city gibi takımlara karşı rakibi karşılayarak savunmak üzerine kurulu planlar yaptı. elias bu planda rolünü net olarak biliyordu: öncelikle savunma, sonra mümkünse hücum desteği. ama ilk işi taktik disipline bağlı bir savunmaydı.
+ayrıca bu çocuğun orda dil ve iletişim problemi yoktu, taktiksel alışkanlık ve ezberler oturmuştu. biz bir gün 352 oynuyor ertesi gün 4 lü oynuyoruz sürekli bir esnek oyun planımız var. elias orda bizden esnekliği çok daha düşük bir sistemde olduğu için hangi pozisyonda ne yapacağı, kimin hangi bölgede basacağı, geriye kim kademeye gireceği gibi konuları ezberlediği için daha rahattı.
bize gelince:
-bizim sistemimiz tamamen rakip takıma baskı kurmaya odaklı. bu, beklerin (elias dahil) hücumda daha fazla sorumluluk alması ve savunma hattının öne çıkması demektir.
-elias gibi pozisyon alma ve geriye dönüş zamanlaması”konusunda henüz yeterli tecrübeye sahip olmayan bir bek, arkada bırakılan boşluklarda ciddi risklerle karşı karşıya kalıyor. bunu defalarca da yaşadığımız için kimimiz bu çocuğu "galatasaray tarihindeki en kötü bek" ilan edecek duruma dahi geldik. bu bence inanılmaz ağır ve saçma bir laf.
-bizim gibi baskı oyunu oynayan takmlarda bekler yalnızca savunma değil, hücumda da aktif rol oynamalı. gol pozisyonu üretme, orta açma, kanat bindirmesi gibi görevler de elias’tan beklendiği için savunma konsantrasyonu düşebiliyor.
-dolayısıyla çocuk sıkı sıkıya taktik disipline bağlı bir takımdan bir anda çift yönlü bir bek olması istenen bir sisteme sahip takıma geldiği için resmen sudan çıkmış balığa döndü.
-ayrıca bizde ciddi bir iletişim problemi de yaşadığını düşünüyorum. ilk defa evinden ayrıldı ve kendi kültüründen olmayan bir çok oyuncu ile ilk defa iletişim kurarak oynamaya çalışıyor.
- bu takımda büyük baskı var ! her hata büyük yankı uyandırır; taraftarın beklentisi çok yüksektir. elias hata yaptıkça özgüven kaybına uğradı ve bu durum ilerki maçlarda da hata yapma ihtimalini tetikledi. kophenag da bu tarz bir ortam içersinde asla değildi.
peki elias hangi rollerde başarılı olabilir ?
-elias’ın fiziksel özellikleri (hızı, çevikliği) ve hücuma çıkma potansiyeli, kanat bek rolü için bence şu an için çok daha uygun.
-böyle olunca 3 5 2 sisteminde 3 stoperi arkasında hissetmesi, ceza sahası içindeki kritik markaj yükünü azaltır burda rakibin canavar forvetleri kendisinden daha fizikli kanat oyuncuları ile saçma sapan eşleşmeler yaşama ihtimali de düşer.
4 lü savunmada başarılı olma ihtimali:
bu çocuk şu an 21 yaşında ve gelişime son derece açık. düzenli antrenman, taktiksel çalışma ve takım arkadaşlarıyla uyum sağlama sürecinde defansif pozisyon alma, adam takibi, kademe gibi konularda kendini geliştirmemek için hiç bir engel yok ama burda da kritik eşik sabır. şu an o bizde var mı peki? asla yok ! ilk hata yapışında sözlüktü sol tarafta elias jelert 87 gibi bir başlığı göreceğimden net eminim.
özetle bizde ‘zayıf halka’ olmasının bence en temel sebebi, tek başına elias’ın yeteneklerini veya kalitesi değil; takımın oyun stilinin, defansif kurgusunun ve bekten istenen rollerin elias’ın mevcut profiliyle tam örtüşmemesi.burda da bizim gibi acil başarı bekleyen takım için bu profil neden seçildi ? nasıl bir transfer stratejisidir bu sorusu gündeme geliyor. bu nasıl bir transfer aklıdır acaba ?
eğer mevcut 4 lü oyun felsefemizde bir değişiklik yapmazsak ki bu bence imkansıza yakın(önde baskı oyunu) elias'ı kiralayıp en azından baskı sürecinden kurtararak gelişimini sağlamak daha yerinde bir karar olacaktır. şu şartlar altında bizim kophenag tarzı oynamamız mümkün değil çünkü. hani kophenag a kiralamanın da oyununa katkı sağlayacağını düşünmüyorum.farklı bir ligde bizle benzer oyun planına sahip baskının bizim kadar olmadığı bir kulübe kiralanması kendisine çok şey katar.
özetle kısa vadede kendisinden yararlanacağımız en net sistemin 3 5 2 olacağını düşünüyorum. mevcut şartlarda ve oyun felsefesinde 4 lü savunmada erken dönemde kendisinden fayda beklemek şu an için de mümkün görünmüyor.
bu adam kophenag da benim kanımca şu yönlerden başarılı oldu ya da başarılı göründü:
+kopenhag, özellikle avrupa maçlarında ve danimarka ligi’nde çoğu zaman daha kontrollü ve kompakt bir savunma anlayışı benimsiyor. yani bloklar arası mesafe dar tutuluyor, stoper bek koordinasyonu daha sıkı şekilde uygulanıyor.
+bu sayede elias, bek pozisyonunda derinde beklemiş bir takımın parçası olarak hataya daha az açık bir sistemde oynadı. rakibin sayko hücumcuları ile eşleşmek ceza alanını savunmada kalmaktan ziyade, stoperler ve orta saha tarafından sürekli desteklenen bir düzen içindeydi. ayrıca orda burdaki kadar büyük bir baskı da yoktu şu an bu adam kabul etsekte verilen bonservisin yükü altında sakız gibi eziliyor.
+ayrıca orda hata yapsa bile alt yapıdan gelen bir oyuncu olduğu ve başarı gösterdiği için seviliyordu. kulübün kültüründen gelen bir çocuktu.
+manchester city gibi takımlara karşı rakibi karşılayarak savunmak üzerine kurulu planlar yaptı. elias bu planda rolünü net olarak biliyordu: öncelikle savunma, sonra mümkünse hücum desteği. ama ilk işi taktik disipline bağlı bir savunmaydı.
+ayrıca bu çocuğun orda dil ve iletişim problemi yoktu, taktiksel alışkanlık ve ezberler oturmuştu. biz bir gün 352 oynuyor ertesi gün 4 lü oynuyoruz sürekli bir esnek oyun planımız var. elias orda bizden esnekliği çok daha düşük bir sistemde olduğu için hangi pozisyonda ne yapacağı, kimin hangi bölgede basacağı, geriye kim kademeye gireceği gibi konuları ezberlediği için daha rahattı.
bize gelince:
-bizim sistemimiz tamamen rakip takıma baskı kurmaya odaklı. bu, beklerin (elias dahil) hücumda daha fazla sorumluluk alması ve savunma hattının öne çıkması demektir.
-elias gibi pozisyon alma ve geriye dönüş zamanlaması”konusunda henüz yeterli tecrübeye sahip olmayan bir bek, arkada bırakılan boşluklarda ciddi risklerle karşı karşıya kalıyor. bunu defalarca da yaşadığımız için kimimiz bu çocuğu "galatasaray tarihindeki en kötü bek" ilan edecek duruma dahi geldik. bu bence inanılmaz ağır ve saçma bir laf.
-bizim gibi baskı oyunu oynayan takmlarda bekler yalnızca savunma değil, hücumda da aktif rol oynamalı. gol pozisyonu üretme, orta açma, kanat bindirmesi gibi görevler de elias’tan beklendiği için savunma konsantrasyonu düşebiliyor.
-dolayısıyla çocuk sıkı sıkıya taktik disipline bağlı bir takımdan bir anda çift yönlü bir bek olması istenen bir sisteme sahip takıma geldiği için resmen sudan çıkmış balığa döndü.
-ayrıca bizde ciddi bir iletişim problemi de yaşadığını düşünüyorum. ilk defa evinden ayrıldı ve kendi kültüründen olmayan bir çok oyuncu ile ilk defa iletişim kurarak oynamaya çalışıyor.
- bu takımda büyük baskı var ! her hata büyük yankı uyandırır; taraftarın beklentisi çok yüksektir. elias hata yaptıkça özgüven kaybına uğradı ve bu durum ilerki maçlarda da hata yapma ihtimalini tetikledi. kophenag da bu tarz bir ortam içersinde asla değildi.
peki elias hangi rollerde başarılı olabilir ?
-elias’ın fiziksel özellikleri (hızı, çevikliği) ve hücuma çıkma potansiyeli, kanat bek rolü için bence şu an için çok daha uygun.
-böyle olunca 3 5 2 sisteminde 3 stoperi arkasında hissetmesi, ceza sahası içindeki kritik markaj yükünü azaltır burda rakibin canavar forvetleri kendisinden daha fizikli kanat oyuncuları ile saçma sapan eşleşmeler yaşama ihtimali de düşer.
4 lü savunmada başarılı olma ihtimali:
bu çocuk şu an 21 yaşında ve gelişime son derece açık. düzenli antrenman, taktiksel çalışma ve takım arkadaşlarıyla uyum sağlama sürecinde defansif pozisyon alma, adam takibi, kademe gibi konularda kendini geliştirmemek için hiç bir engel yok ama burda da kritik eşik sabır. şu an o bizde var mı peki? asla yok ! ilk hata yapışında sözlüktü sol tarafta elias jelert 87 gibi bir başlığı göreceğimden net eminim.
özetle bizde ‘zayıf halka’ olmasının bence en temel sebebi, tek başına elias’ın yeteneklerini veya kalitesi değil; takımın oyun stilinin, defansif kurgusunun ve bekten istenen rollerin elias’ın mevcut profiliyle tam örtüşmemesi.burda da bizim gibi acil başarı bekleyen takım için bu profil neden seçildi ? nasıl bir transfer stratejisidir bu sorusu gündeme geliyor. bu nasıl bir transfer aklıdır acaba ?
eğer mevcut 4 lü oyun felsefemizde bir değişiklik yapmazsak ki bu bence imkansıza yakın(önde baskı oyunu) elias'ı kiralayıp en azından baskı sürecinden kurtararak gelişimini sağlamak daha yerinde bir karar olacaktır. şu şartlar altında bizim kophenag tarzı oynamamız mümkün değil çünkü. hani kophenag a kiralamanın da oyununa katkı sağlayacağını düşünmüyorum.farklı bir ligde bizle benzer oyun planına sahip baskının bizim kadar olmadığı bir kulübe kiralanması kendisine çok şey katar.
özetle kısa vadede kendisinden yararlanacağımız en net sistemin 3 5 2 olacağını düşünüyorum. mevcut şartlarda ve oyun felsefesinde 4 lü savunmada erken dönemde kendisinden fayda beklemek şu an için de mümkün görünmüyor.