11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçından sonra keyif alarak okuduğum bir kaç entryi burada paylaşmak istedim.
***
emre belözoğlu başlığında;
bu arkadaş, maç esnasında, kolundaki milli takım kaptanlığı bandının verdiği sorumluluk duygusuyla, kale arkasındaki taraftarlara ellerini kaldırarak '' arkadaşlar lütfen, yapmayın'' dedikten sonra arkasını dönüp fısıltıyla ana avrat küfür edecek kadar ''adam''dır.
ayrıca ne kadar ''adam'' olduğunu milli takımın bir başka maçında gol attıktan sonra türk gazetecilere dönüp ''kolum girsin'' hareketi yaptığında da göstermiştir.
burada milli takım kalecisi olan şahıs da, daha önceki bir maçta, sırf aynı seyirciyi kışkırtmak için dakikalarca taşaklarını avuçlayarak sahanın ortasında gezinen, kendisine gelen bir topu götüyle durduran bir başka ''adam'' dır.
***
sabri sarıoğlu başlığında;
bana futbol veya futbolcu entry'si girmicem lafını yedirten adamdır. neden mi?
maçı izledim ve herkes gibi sinirliyim. bir de dedim ekşi'ye bakayım ne yazmışlar. sol başlığı görünce yine sabri'ye giydirmiştir bunlar dedim ve yine haklı çıktım.
götü bokluların beğenmediği futbolcudur sabri. bugün milli takımı için çabalamasını, formasını terletmesini, eli sikinde gezmemesini, bilerek sarı kart görmemesini, seyirciye küfretmemesini... (daha gider bu) takdir ettiğim futbolcudur sabri. tek yaptığı iş koşmak değildir ama gözünü fanatizm boyuyanların, dalga geçecek adam arayanların yaptıklarını göremediği futbolcudur sabri.
o adam oraya çıkıp oynamaya devam edecek ve yine siz onu beğenmemeye devam edeceksiniz. ama o yine formasının hakkını verecektir, siz de buralara onun hakkında saçma sapan benzetmeler yaparak entry girmeye devam edeceksiniz. böyle devam.
***
volkan demirel başlığında;
ilk hatalı çıkışını 27 ekim 1981 de yapan kaleci.
***
rıdvan dilmen başlığında;
bir zamanlar ciddi ciddi milli takım'a teknik direktör adayımdı. fatih terim'den daha fazla yakıştırıyordum o koltuğu.
bugün şöyle bir laf etti;
"bizi avrupa takımı gibi oynamıyor diye diye bu hale getirdiler"
şimdi rıdvan'ı severim sayarım. "iyi insan" olduğu için severim ya da ne bileyim, sakalın olmadığı yerdeki abdurrahman çelebi'dir benim için bilemiyorum...
şu bahsettiğim lafından sonra ciddi ciddi televizyona bakıp "rıdvan sen futbol adamı mısın?" dedim...
bizler günlük başarılara göre yorumlar yapabiliriz, skora göre coşup, skora göre eleştirebiliriz falan da ben merak ediyorum arkadaş, euro 2004'e kıl payı gidemedik. doğru mu? doğru. letonya maçlarında o maçtan sonraki kazandığımız maçlar dahil birçok maçtan daha iyi oynadığımızı da söyleyebilirim...
ersun yanal geldi. adam yeniden yapılandırma hedefi ile geldi. düşünsenize, 1993'te akdeniz oyunları'nda şampiyon olan takımın oluşturduğu iskelet kadronun ekmeğini 10 sene boyunca yemişsiniz ve artık iskelet çatırdıyor elbette ki, hakan şükür başta olmak üzere birçok futbolcunun olmadığı yeni bir iskelet oluşturmak zorundaydı adam. hakan şükür efendinin müthiş komploculuğuna, lobiciliğine kurban gitti...
sonra sinyor geldi ve "ver gazı taktiği" ile son bir nefes world 2006'ya gitmeye çalıştık, gidemedik.
euro 2008 elemeleri geldi çattı, atina'da nikopolidis 4 tane hata yapıp, bize çok basit 4 golle kazanılmış bir maç hediye etti. tabi biz müthiş milliyetçiliğimiz ve 4-1'lik skorla x boyutunda kutlamaktaydık bu zaferi.
isviçre maçında çıkan olaylar sebebiyle aldığımız cezayla, macaristan'da seyircisiz oynadığımız norveç maçında 2-0 geriye düştük bu defa daha evvel türkiye'de beşiktaş'ı defalarca yakmış -ki, bana göre şampiyonluktan etmiş olan- mhyre 2 süper ötesi hatayla yediği goller sebebiyle maçı 2-2 tamamladık.
bunlara rağmen yine de euro 2008'e gidemiyorduk neredeyse çünkü gerçekten top oynamıyorduk. istanbul'daki macaristan maçında pozisyonumuz bile yoktu ki, 64. dakikada zoltan gera ceza sahamız içinde düşürüldü ki, pozisyon net penaltıydı ama maçın iskoç hakemi stuart dougal daha önceden sarı kartı olan gera'ya "hakemi aldatmaya yönelik" hareketten 2. sarıyı çaktı ve oyundan attı.
o dakikaya kadar pozisyonu olmayan takımımız açıldı ve biri 90+4'te olmak üzere 3 gol bularak, grubunu 2. tamamladı euro 2008'e gitti.
euro 2008'de doğru düzgün top oynamadan hatta ve hatta rezalet oynayarak buna rağmen tamamen balımızla son dakikalarda bulduğumuz gollerle yarı finale kadar gittik. tabi artık genlerimize kadar işleyen "skor iyiyse sorun yok" anlayışı, rezalet oyunların hepsinin üstünü örttü ve "son dakika mucizesi" diye efsaneleştirdik.
turnuvadaki son maçımızda belki de son 3-4 senenin en muhteşem topunu oynadık ama almanya'ya kaybederek finale çıkma şansımızı kaybettik.
world 2010 elemelerinde de rezalet futbolumuz devam etti ve world 2010'a gidemedik.
hiddink geldi, zannettik ki "değişim gelecek" ama oğuz çetin kalınca ben şahsen ta o zaman o ümidimi kaybettim.
ve sonuç ortada...
bütün bunları neden anlattım? rıdvan dilmen avrupa futbolundan anlamaz, takip de etmez eyvallah ama gözünü seveyim milli takımın son 7-8 senesinden bari haberdar ol abi.
bizi bu hale getiren bir taktiğimizin olmaması, "ver gazı taktiği" ile ilerlemeye çalışmamız. takım olamamamız...
bugün kaybettiğimiz hırvatistan'ın teknik direktörü slaven biliç, euro 2008'de de o takımın başındaydı ve aşağı yukarı şöyle bir demeç vermişti;
"turnuvadaki tüm takımların taktiklerini, nasıl oynadıklarını ve ne oynamaya çalıştıklarını biliyorum ama türk milli takımı'nın ne oynadığını, taktiğinin ne olduğunu çözemiyorum"
bu bizi yüceltmek amaçlı söylenmiş bir şey değildi... bizim geri zekalı basınımız "keh keh keh biliç bizi çözemedi" gibi şapşal yorumlar yaptı ama adam yüzümüze "siz ne oynadığınızı kendiniz bile bilmiyorsunuz" diyordu...
sistemsizlik, sistem değildir. size ancak şapşal şapşal "son dakika mucizesi" diye efsaneleştireceğiniz tesadüfi başarılar getirir. salt coşkuyla maç kazanamazsınız...
maç boyu durmadan "biz bu değiliz" deyip durdu.
biz son 8 senedir buyuz. kazanırken de buyduk, kaybederken de buyduk.
duvarın sert olduğunu anlamak için duvara kafa atmaya gerek yok.
malta'ya puan veren, azerbaycan'a yenilen, kazakistan'ı zorla yenen bir takımız biz. bugün grubunda her takıma kök söktüren hırvatistan'a evimizde 3-0 yenilince "biz bu değiliz" demek değildir iş.
iş; biz kazanırken de, "kötüyüz" diyebilmektir. bir futbol adamı olarak bunları diyemiyorsan, bizim sana "futbol adamı" dememize gerek yok...
ha bu arada, gökhan gönül'ü, emre belözoğlu'nu, volkan demirel'i bu maçta yarım ağızla bile eleştirmiş olsaydı, taraftara yaptığı sallamalara bir nebze olsun iyi niyetle bakabilirdim.
artık senin de kimseden farkın yok rıdvan.
maalesef artık iyi insanlığın da törpülenmeye başlamış durumda...
***
ve
galatasaray taraftarı başlığında;
he amına koyim, 11 kasım 2011 türkiye hırvatistan maçı'nda yaşanan olayların bir numaralı sorumlusu. neymiş milli takım futbolcusu yuhalanmazmış, milli takım oyuncusu protesto edilmezmiş. zaten bir tek türkiye'de milli takım futbolcuları ıslıklanıyor. ulan avrupa'da bile milli takım futbolcusu yuhalanıyor, ıslıklanıyor. bu dünyanın her yerinde oluyor. ulan bir de, sanki kendi takımı kötü oynadığında kendi futbolcularını ıslıklayanlar kendileri değilmiş gibi gerçeklerden izole şekilde yorumlar yapılıyor.
önemli bir maç, takım 3-0 geride. haliyle taraftarda büyük bir sinir var. volkan beyefendi kurtartığı bir toptan sonra perotesto olarak alkışlandı diye dönüp taraftara hareket çekiyor. yanlış ya da doğru bırak alkışlasın, protesto etsin taraftar, sen neden dönüp hareket çekerek zaten sinirli olan insanları tahrik ediyorsun. volkan dönüp oyununu oynasa belki de bunların hiçbiri yaşanmayacak. maçtan sonra en fazla yarım ağızla kınanacak bir tribün hareketi, volkan'ın da tahrikleriyle istenemeyen bir noktaya ulaştı. bir de bu beyefendi bunlar yetmezmiş gibi, tvden de rahatlıkla görüldüğü üzere, emre abisiyle beraber taraftara küfür etti. bildiğin ana avrat sövdüler.
a be delikanlı adam, kendi taraftarın kadıköy'de seni protesto ettiğinde dönüp onlara da küfür ettin mi? etsen nolurdu? hiç bunu düşündünüz mü? volkan fenerbahçe taraftarı tarafından protesto edildiğinde, dönüp taraftara hareket çekse üzerine bir de küfür etse, aynı şekilde yine volkan'u savunacak ve o protesto eden fenerbahçe taraftarına orospu çocukları diyebilecek miydin? az biraz delikanlı ol da bunun cevabını düşün.
neymiş, milli takımı takımlar bazına indirgemek yanlışmış. ulan bir kere sen en başında yaşanan bu olayı direk galatasaray taraftarına indirgeyerek bu hareketi yapıyorsun. daha ne konuşuyorsun? sen de aynı bokun koyu lacivertisin işte.
neymiş, sahada o kadar kötü oynayan futbolcu varken neden sadece volkan ıslıklanmış. ulan o götünü kaldırıp hayatında bir kere bile tribün havasını teneffüs etmediğin için zaten bunu anlayamazsın. bir maçta takımın kötüyse ve kalecin de hatalı goller yediyse, genellikle ilk protesto kalecilere gösterilir. zira top onlara geldiğinde ya da bir kurtarış yaptıklarında kinayeli şekilde alkışlarsın onu. bu türkiye'de daha önce defalarca oldu. bunu galatasaray taraftarı da yaptı, beşiktaş taraftarı da yaptı, diğerleri de yaptı. bugünkü maçta da aynısı oldu. volkan bir kurtarış yaptı ve protesto olarak alkışlandı o kadar. o dakikaya kadar toplu şekilde volkan'a karşı bir ıslıklama ya da yuhalama var mıydı? hayır. peki film ne zaman koptu? volkan dönüp taraftara hareket yapınca film koptu. yani olayın direk volkan'la da alakası yok. orada rüştü de olsa, tolga da olsa ve aynı şekilde hareket etse, aynı şekilde tepkiyi görecekti, bu bu kadar basit.
madem bu maçta galatasaray taraftarının derdi fenerbahçeli futbolculardı da, neden o zaman ilk yarıda maçın içine sıçan gökhan gönül ıslıklanmadı? galatasaray taraftarının sevmediği, dahası nefret ettiği emre belözoğlu neden ıslıklanmadı da volkan ıslıklandı? bunun yanıtını ararsınız olayı çözersiniz.
galatasaray maçlarında o kale arkasında konuşlanan organize kesim taş çatlasa bin kişidir. bu bin kişiden en fazla yüzü cebinden para verip milli maça gelir. madem bu kişiler galatasaray maçlarındaki kişilerle aynı kişiler o zaman bu kişilere kim bedava bilet dağıtıyor ya da dağıtılıyor mu bu sorgulansın. dediğim gibi kendi cebinden para verip bilet alacak kişi sayısı yüzü geçmez. ayrıca bu kişileri organize eden kişiler de milli maçlarda toplu yuhalamaya ve küfüre izin vermezler. demek ki olayda direk organize bir hareket yok. tamamen volkan'ın densizliğinden kaynaklanan şeyler var.
şimdi gelmiş burda, yaşanan bu olayların tek sorumlusu galatasaray taraftarıymış gibi genelleme yaparak küfür ediyorsunuz. neymiş galatasaray taraftarı volkan ve emre'nin dediği gibiymiş. kusura bakmayın ama volkan da, emre de, sen de, o orospu dediğiniz insanların çocuğusunuz. zira volkan tribünlere dönüp hareketi çektinten sonra sadece kale arkasından değil statın büyük bir çoğunluğundan tepki aldı.
hayır, ben bu siktiğimin yerinde bir çok sikik zihniyete boş yere laf anlatığımın farkındayım ama yaşanan olayların sorumlusunun galatasaray taraftarını olmadığını mutlaka anlayanlar olacaktır.
he maç arena'da oynandı diye zaten tribünleri dolduranların hepsi galatasaray taraftarıydı değil mi? o zaman sormazlar mı adama, ali sami yen'de yunanistan'a 1-0 yenildiğimiz maçta toplu şekilde fatih terim istifa diye bağıran da mı galatasaray taraftarıydı?