türk basketbolu'nun kilometre taşı olmuş, sayısız başarıya imza atmış efes pilsen, bu ülkeye birçok ilki yaşatmıştır; kazandığı kupalarla, alt yapısından yetiştirip nba'e gönderdiği yıldızlarla, türkiye'ye getirip, parlatıp sattığı yabancı oyuncularla ve basketbolumuza sunduğu değerli koçlarıyla... ancak bunların dışında benim için bu ülkede yaptığı en önemli devrim,
efes kızları'dır. hadi ya olur mu canım, yok artık daha neler diyeniniz olabilir; ancak türkiye'de düzenlenen 2010 dünya basketbol şampiyonası'nda, ponpon kızların başbakan tarafından yasaklandığı, bacaklarını kapatan uzun elbise
* giydirildiği
laik bir ülkede yaşadığımızı hatırlatayım.
bu devrimi gerçekleştiren efes pilsen, adından dolayı önce kapatılma noktasına getirildi, sonra da adını ve logosunu değiştirmek zorunda bırakıldı. evet, aynı başbakan'ın emrinde olan tapdk tarafından. türk basketbol'u altın çağını yaşıyor, çıkışta dediğimiz dönemde yapılacak en saçma hareketti;
yaptık, oldu! efes pilsen yönetimi haklı olarak,
* önce yurt dışında potansiyeli olan bir takımla birleşmeyi düşündü
*. daha sonra, madem çok battı çıkaralım adımızdan
'pilsen'i yola devam edelim dediler ki; takdir ettim, çok sevindim. şu sıralarsa medyada sıklıkla beşiktaş ile birleşeceği konuşulmaya başlandı. yıldırım demirören olumsuz bakmadığını söyledi falan filan... ki zaten kim olumsuz bakabilir. tuncay özilhan'ın beşiktaşlı olduğu bilinir; ama akıllı ve profesyonel bir yönetici olduğu da unutulmamalı. bu sebeple bu birleşmeyi zayıf ihtimal görüyorum.
tamam belki efes eski gücünden uzak, gerileme dönemine girdiler eyvallah da; artık şu takımı rahat bırakın. bırakın ki gerçekten basketbolda altın çağımızı yaşayalım; zira efes'siz olmaz gibi. umarım her şeye inat dimdik ayakta dururlar, yollarına devam ederler. belki tekrar avrupa'da kupa geldiğinde birilerinin yüzü kızarır o zaman. birleşme konusunda son fikrim ise, illa ki yurt içinden bir takımla birleşilecekse bu kesinlikle
galatasaray olmalı diyip, efes ile ilgili küçük bir eleştiri için son paragrafıma geçeyim.
o küçük eleştirim ise;
efes pilsen arena'nın 35 yıldır yapılmaması. birçok konuda hakkını verdiysem de bu konuda kızgınım efes'e. ülkede basketbol geleneği oluşturan, bir kültür yerleştiren, avrupa'nın devlerine parkeleri dar etmiş takım nasıl olurda da kendi salonunu yapmaz; gerçekten
inanılır gibi değil.
p.s: alkol kullanmıyorum, siyasete ilgim yok denecek kadar az, ponpon kızlara karşı özel ilgim de yok. sadece basketbol kültüründe önemli bir yeri olduğunu düşünüyorum.