şimdi bu yazımın uyacağı bir sürü başlık var ama burası tam yeri gibi.
bu efendi adam piç adam vs. kavramları futbolda da var. ama ilişkilerde olduğu anlamda değil. bu daha farklı. bunlar da kendi içlerinde ayrılıyor. mesela efendiler arasında her yönüyle dört dörtlük, yetenekli ve hırçın, yeteneksiz ama canını dişine takan, görev adamı gibi farklı tipte futbolcular mevcut. örnek de vereyim her yönüyle düzgün olanlar
metin oktay,
ergün penbe gibi adam gibi adamlar. bunlar çok soğukkanlıdır hatta bu yüzden de ezeli rakip taraftarları da genelde kendilerini sever.
hagi hırçındı mesela, savaşırdı, gerekirse kırmızı bile görürdü.
wesley de tam olmasa da böyle biraz
*. mesela
olcay şahan yetenekli değil ama canını dişine takar, elinden geleni yapar. çok da düzgün adamdır. son olarak da görev adamları var
hakan balta gibi,
veli kavlak gibi. bunlardan fazla bir şey beklemezsin, efendi efendi oynayıp giderler. genel olarak böyleler işte.
bir de oyunu saha dışında da oynayan, sadece yeşil sahada kazanmayan piç adam tipi var. bunlar bas bas bağırır ben böyleyim arkadaş, gerekirse her şeyi yaparım diye. bu yüzden de hiçbir ezeli rakip taraftarları bu oyuncuları sevmez. bunlar da kendi aralarında ayrılır, yetenekli ve zeki olup ne zaman itişeceğini iyi bilen, kısıtlı imkanıyla savaşıp kavgalara ilk sırada giren, oyunu zerre umursamayıp çabuk gaza gelen ve takıma zarar veren falan filan. mesela ilk bahsettiğim adam adeta
melo'nun tanımı. bunlar hemen dolduruşa getirilmek istenir ama genelde başarısız olunur. her takımda olması gerekendir. kısıtlı imkanlarla savaşanlar genelde stoperler olur mesela bizim
kaptan bülent, yavşak
lugano,
alves falan.
kuyt mesela bunun en güzel örneği. adam sadece savaşıyor, hem futbolda hem tartışmalarda. ben bu lugano'dan, kuyt'tan falan ne kadar nefret ediyorsam bir o kadar da saygı duyuyorum arkadaş. çünkü adamlar takımlarına fayda vermek için uğraşıyor. takıma zarar veren diğer kesim de
volkan,
emre falan işte. bunlardan fenerliler bile nefret eder o derece.
futbolcular genel olarak böyleyken bir de sinsi kesim var ki bunlar saha içinde ve dışında efendi gibi görünüp maçta her türlü pisliği yapmaya uğraşanlar. bunun en bariz örneğini geçen gün gördük işte,
gökhan gönül denen karaktersiz bunun en güzel örneği. hatırlarsınız daha 1 ay önce süper kupa finalinde de atmıştı kendini yere. bu adam hep yapıyor bunu. ama saha dışında kendini çok efendi adammış gibi göstermeye çalıştığı için de karaktersizin önde gideni oluyor. bu sinsilerin bir örneği daha var o da yine efendi gibi görünüp takımına hiç katkıda bulunmayan, kulüplerinde yatmakla meşgul oyuncular. ben çok korkuyorum yakın zamanda
selçuk'la
burak bu listeye girecek diye. umarım toparlanırlar artık. yok böyle devam ederlerse de çoğu taraftar aynı şeyi söylemeye başlayacak.