• 33
    2008 yılıdır.

    bu tarihten sonra dünya’da “yıldız futbolcular” önce belli başlı kulüplerde toplanmaya başlamış daha sonraki yıllarda da giderek azalmışlardır. ronaldo ve messi tam 13 sene boyunca sadece birbirleriyle rekabet etmiştir. guardiola bu sene ortaya çıkmış ve diğer yeni nesil teknik direktörlerle beraber sistem>oyuncu düzenini tam anlamıyla getirmiştir.

    bugünün dünya takımları*, 10 ve ya 15 sene önceki kadrolarıyla kıyaslandığı taktirde ortaya çıkacak sonuç; dünya futbolundaki “kaliteli oyuncu“ eksikliğini gözler önüne sermektedir.
  • 34
    henüz değil ama, yakın bir gelecekte söz konusu avrupa premier ligi denilen saçmalığa imza atılması olabilir.

    hard capitalism denen boktan olgunun futbola sirayet etmesine mücbir sebepler ve elimizden bir şey gelmemesinden ötürü pek bir şey diyemiyoruz. ancak bu durum harbiden futbolun bokunun çıkmasına neden olur. hadi bizimkilerin eli armut topluyor da, ajax, psv, atalanta, dinamo zagreb, bilmem kim falan çıkın bir şey diyiverin be oğlum :( bir daha şampiyonlar ligi'ni nah görürsünüz.

    sıçayım avrupa premier liginize, 90'lardan bu güne deforme olmayan* elle tutulur birkaç şeyden birisi olan bu turnuva yerine böyle şov peşinde işlere kalkışıyorsunuz ya, allah sizin cezanızı versin.

    eyy fifa, ayarını bozduğun kantar, gün gelir seni de tartar.

    düzeltme: kavram kargaşası değiştirildi.
  • 36
    tam bir yıl belirtmek zor ancak süreç içerisinde futbolcuların robotlaşması olabilir. fizik gücün artmasıyla oyuncuların yeteneğinin köreldiğini ve futbolun zevk veren unsurlarının yok olduğunu düşünüyorum. fizik gücünüze tüküreyim diyorum başka da bir şey demek istemiyorum. pogba’nın falan yıldız sayıldığı bir dönem oluştu maalesef. futbol ekonomisinin geldiği noktayla beraber tuhaf tuhaf futbolculara milyonlarca euro para dökülüyor ve dökülen para ölçeğinde futbolcunun değeri ölçülüyor. büyüyen futbol ekonomisiyle beraber büyüyen tek şey fizik güç. bunun yanında şov, sihir ve zevk azaldı. sistem takıntıları doğrultusunda izlediğim çoğu maç artık bana aynı geliyor. sanki hep aynı maçı izliyormuşum gibi geliyor bazı istisna maçlar dışında. yetenekli futbolcu sayısı inanılmaz azaldı. ronaldinho’nun oynadığı futbolu özlüyorum sevgili sözlük. neymar’ın küçük bir çocukken brezilya’da oynadığı futbolu özlüyorum, psg’deki neymar’ı değil.
  • 41
    * çin ve arap ülkelerinin yüksek bedelle yıldız futbolcu transferleri.

    * abramoviç gibi para baronlarının kulüp satın alarak yüksek bedeller ile takımlar kurmaları.

    * futbolun yetenek eşittir başarı kıstasından çıkarak, fizik gücün aşırı derecede ön plana çıkması. yetenekli olanın değil, omuz vurunca ayakta kalanın iyi futbolcu kabul edilmesi.
  • 52
    kaynak: https://www.redbull.com/...%C5%9Flatabiliyordu.

    --- alıntı ---
    1. ofsayt
    şimdiki hâli biraz karmaşık, ama başlangıçta çok daha ilginçti. ragbi’den devşirilen kurallar ile oynanan oyunda ileri doğru verilen bir pası almak ofsayt sayılıyordu. dolayısıyla asıl amaç top sürmek, dripling ile topu rakip kaleye taşımaktı. futbolun kurumsallaşmasının ilk yıllarında bu kural, ‘pası alan oyuncunun rakip kaleye göre konumu, rakibin 3 oyuncusunun gerisinde olmalı’ şeklinde değiştirildi ve pas vermek önem kazandı. fakat bir oyuncunun sürekli savunmanın arkasını süpürmesi, maçların skorlarını kısırlaştırdı ve stadyumlara gelen taraftar sayısında ciddi bir azalma yaşandı. bunun üzerine 1925 yılında yapılan köklü değişiklikle ofsayt kuralı, hepimizin bildiği ‘pası alan oyuncunun rakip kaleye göre konumu, rakibin 2 oyuncusunun gerisinde olmalı’ hâline geldi. aradan geçen zamanda esası aynı kalmak üzere çeşitli ekleme ve çıkarmalarla hücum eden takıma avantaj sağlama yönünde gelişmeye devam eden kural, bugün de futbolun en mühim unsurlarından biri.

    2. geri pas
    bir kural değişti ve bir oyuncu tipi, bu kural nedeniyle başkalaştı. geri pas kuralı yok iken, 1992 yılından önce kalecilikte ayak becerisinin ağırlığı çok düşüktü, zira kaleciler kendilerine atılan pasları eline alıyor ve oyunu degaj ile yahut el ile yeniden başlatabiliyordu. bu durum 1990 dünya kupası’nda abartılı şekilde uygulanmış ve birçok takım, kalecisini zaman geçirmek için kullanmıştı. nitekim o güne dek kaleciler, daima topla en çok buluşan oyuncular oluyorlardı. geri pas kuralı geldikten, yani bilinçli atılan pasları kalecilerin elle kontrol etmesi yasaklandığından beri işler değişti. oyunun artan hızı gittikçe ivmelendi ve bugün, üst düzey takımlar için kalecinin top kurtarma meziyeti kadar top tekniği de önemli; tabii manuel neuer her iki tarafın da mükemmel olduğu bir istisna…

    3. kartlar
    sarı ve kırmızı kartların çıkışı aslında çok eskilere dayanmıyor. hikâye şudur ki, 1966 dünya kupası’nda ingiltere forması giyenlerden jack charlton, turnuvadaki arjantin maçından sonraki gün gazetede adını ihtar alan oyuncular arasında görür. kendisinin bu durumdan haberi yoktur, zira maçın hakemi rudolf kreitlein, almanca’dan başka dil bilmemektedir. ihtar aldığını charlton’a almanca söylemiş, almanca bilmeyen charlton ise bundan bir şey anlamamıştır. bunun üzerine, bilhassa uluslararası turnuvalarda yaşanabilecek bu tür sorunları önlemek adına 1970 dünya kupası’yla birlikte sarı ve kırmızı kart uygulamasına geçildi. trafik ışıklarından hareketle renkler belirlendi ve daha önce hakem tarafından oyuncuya sözlü olarak iletilen ihtar sarı kartla, ihraç ise kırmızı kart ile ifade edilir oldu.

    4. altın/gümüş gol
    1990 dünya kupası’nda oyunun çok yavaşlatıldığı tartışmaları, geri pas kuralı kadar normal süresi berabere biten maçlara da yansıdı. yorgunluk ve tedbir, uzatma dakikalarının temposunu çok düşürüyordu ve hızı artırmak amacıyla "altın gol" düzenlemesi getirildi. takımlardan herhangi biri gol attığında uzatmaların kalan süresine devam edilmeyecekti. nitekim ilhan mansız’ın senegal’e attığı gol, türkiye milli takımı’nı yarı finale taşıyan altın gol olurken, aynı zamanda bu kuralın bir büyük turnuvadaki son mahsulüydü. amacına ulaşmadığı gerekçesiyle kural revize edildi ve gümüş gol olarak uygulanır oldu. eğer gol ilk uzatma devresi içinde gelirse ve yeniden eşitlik sağlanamazsa, ikinci uzatma devresi oynanmayacaktı. fakat bu kural da birçok tartışmaya sebep oldu ve euro 2004’ün ardından lağvedildi. şimdilerde uzatmaya giden maçlar, eskiden olduğu gibi yine 120 dakika oynanmaya devam ediyor.

    5. dört cezanın kaldırılması
    eğer savunma yapan oyuncu ya da kaleci, ceza sahası içerisinde bariz gol şansını engelleyici bir müdahale yaparsa bir ceza serisi başlıyordu: hücum eden takım penaltı kazanıyor, faullü hareketi yapan oyuncu direkt kırmızı kartla oyundan ihraç ediliyordu ve takım eksik kalıyordu. ayrıca bu oyuncu bir sonraki maç için de cezalı duruma düşmüş oluyordu. uzun zamandır tartışılan bu durum, maçın gidişatını tümden etkileyen bu ağır ceza serisinin yumuşatılmasını gerektiriyordu. yakın zamanda yapılan değişiklik, arkadan ve kasti olmadıkça ceza sahası içerisinde yapılan ve bariz gol şansını engelleyen faullere direkt kırmızı kart cezasını kaldırdı. böylece iki ceza; bir penaltı ve sarı kart ile çözüm bulundu.

    b6. başlama vuruşu
    bu yeni değişiklik, basit gibi görünse de kısa zamanda etkisini gösterdi. santrada yapılan başlama vuruşunda topun rakip yarı sahaya geçme zorunluluğu, kısa süre önce kaldırıldı. daha önce santra için topun başında iki oyuncu görmeye alışmıştık, fakat artık geriye doğru pas vermek üzere bir tek oyuncu santra yapabiliyor. zamanla atıl kalmış olan bu kuralın değişmesi, futbol oyun kurallarının yeni değişimlere gebe olduğunun habercisi. tabii bazen red bull leipzig gibi takımlar, başlama vuruşunu “duran top” kazanmış gibi kullanmıyor değil…

    --- alıntı ---
  • 39
    3 puanlı sisteme geçilmesi bir tanesi. beraberliğin değeri azaldıktan sonra hücum futbolu öne çıkmıştır.

    benim yaşayarak gördüğüm en büyük dönüm noktası ise florentino perez'in los galacticos projesi ile abramoviç'in chelsea projelerinin başlaması.

    daha önce seri a, la liga ve bundesliga'da bir çok takım şampiyonluk yarışı verir ve son haftalarda kazanılan/kaçan şampiyonluklar olurdu. mesela seri a'da 7 kızkardeşler diye bir şey vardı.

    2000'lerin başından sonra futbol ekonomisi belli kulüplerin çok öne çıkmasına sebep olacak şekilde gelişti ve yıldız oyuncular bu kulüplerde toplanmaya başladı.

    2010'lardan sonra bu durum daha da ileriye gitti ve halen devam etmekte olduğu gibi tek bir lig çok öne çıkarak diğer liglerin çok geride kalmasına sebep oldu. her ne kadar premier lig'de çeşitli takımlar şampiyonluk yaşayabiliyor olsa da futbol çok fazla merkezileşti.

    küreselleşme denilen işte budur. isminin ve vadettiği şeylerin büyüsüne kapılarak çeşitliliğin ve sosyal adaletin artacağını sanırsınız ama aslında tam tersidir. aslında ortaya çıkan en güçlü devletlerin diğer devletlere hegemonyasını daha da arttırıp refahın belirli noktalarda toplanmasına sebep olur. sonunda en güçlü olanlar, kültüründen ahlakına kadar tüm dünyayı kendine göre şekillendirip tüm çeşitlilikleri, görünüştü özgürlük adına, yok ederler. ortaya çıkansa tüm dünyada tek güç, tek kültür ve tek ahlaktır.
  • 40
    ters ayaklı kanat oyuncuları. yaşım itibariyle futbolu takip etmeye başladığım zamanlar belki de futbolcuların hangi ayağını kullanıyorsa genelde o kanatta oynadığı zamanlardı. bu futbolcular asist özelliğiyle bilinen kişilerdi. ne zaman golcü kanat oyuncusu veya kanat forvet tabirleri ortaya çıktı futbola da büyük bir değişim geldi. modern bek oyuncuları eski tip kanat oyuncuların rolüne büründü kanat oyuncuları ise bir forvet gibi asistten ziyade gol atmaya yönelik oyuncular oldu.
  • 42
    paul pogba'nın 100 küsür milyon euro'ya* gerçekleşen transferi de bu dönüm noktalarından biridir.

    bu transfer gerçekleşene kadar, en pahalı transfer gareth bale'dı. ancak paul pogba transferinden sonra, çoğu kulüpte -özellikle premier lig kulüplerinde- kayış koptu. 110'lar, 150'ler havada uçuşmaya başladı. araya bir de çin girince, iş iyice içinden çıkılmaz bir hal aldı. "80-90 milyon euro" gibi miktarlar artık "cüzi" olarak kabul edilmeye başlandı. atıyorum, "115 milyon euro" kadro değerine sahip takımlar artık "mütevazı kadro" olarak adlandırılıyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın