zamanında sezon sonu gönderilmeli diye yaklaşık 3-4 giri yazmıştım. "sen ne diyorsun, ne saçmalıyorsun?" denmişti.
mustafa kemal atatürk kadar olmasam da öngörü kapasitem yüksektir.
bu işin şakası, elbette kendimi övmeye gelmedim, drogba'yı yermeye de gelmedim, sadece insanlar düşüncelerini rahatça yazabilsin diye var bu sarı ekran.
drogba beklenilenden iyi iş çıkardı. sen dünya'nın en iyi forveti olmuş bir adamı getirdin kulübüne, kaprisine, egosuna da katlanacaktın zaten burada sıkıntı yok.
drogba sadece bir futbolcu değil. drogba bir ülke gibi, drogba bir devlet gibi birçok şeyi içinde barındıran bir kalıp.
drogba bir afrika efsanesi. koskoca bir kıtada, açlıktan, susuzluktan, hastalıktan ölen insanların umudu olmuş bir adam.
sömürülmekten canı çıkmış insanların, hayattan aldıkları intikamın müsellebinden sadece birisi.
sen drogba'yı sadece golden sonraki sevinciyle hatırlayacaksın belki ama drogba çok daha fazlası.
drogba bir şarkı dinler, o şarkıyı milyonlar dinler.
drogba bir film izler, o film imdb'de 1. sıraya geçer.
drogba bir akım gibi. nasıl cervantes var, nasıl tolstoy var, nasıl samuel beckett var, dostoyevski var.
drogba da bir akımın öncüsüdür. futbolun sadece futbol olmadığının kanıtıdır.
biz kendisine sanki anzhi'ymişiz gibi davranacağız diye çok korkmuştum ama gs tv'de " galatasaray'dan ayrılmak istemiyorum " minvalinde şeyler söylediğinde bir kez daha "galatasaraylıyım iyi ki" demiştim.
düşünsene sen öyle bir takımsın ki drogba'yı gözden çıkarabiliyorsun. sen kalkmış, hajrovic'i göndermese miydik? terim neden gitti? haldun üstünel gelsin. gibi şeylerle yorma kendini.
sen drogba'yı gözden çıkarabilmiş bir takımsın çünkü.