liverpool'u düzenli takip etmeyenler tarafından kendisinin hırvatistan milli takımındaki performansı üzerinden
ali ece'ye giydirilmesini garip bulduğum stoper. ali ece'nin kara kaşına kara bandanasına ölüp bittiğimden demiyorum bunu ama atla deveyi de kıyaslamamak gerekir diye düşünüyorum. en azından son 10 yıldır liverpool'u çok değil ortalamanın bir tık üstünde takip eden herkes bilir ki ciddi anlamda savunmanın en zayıf halkalarından biriydi. ama bu kendisinden çok oynadığı elit takımın oyun kurgusuyla alakalı bir durumdu. özellikle
jürgen klopp hocamın oyun hızına, takım temposuna hiçbir zaman yeterince ayak uyduramadı. çok fazla pozisyon hatası yapardı, defalarca yanlış tercihlerde bulunurdu, kaç kez ofsaytı santimlerle bozduğu için saç baş yoldurdu, en olmadık anlarda yaptığı penaltılarla takımını yakardı vs vs. bunlardan kendisinin çok kötü bir stoper olduğu anlamı çıkmaz bu arada, daha demin de söylediğim gibi bilhassa jürgen hocamla oyununu başka seviyeye evrilten liverpool'un o tempolu oyununa yeterince ayak uyduramadığı için yetersiz ve fazla savruk gözükürdü. bu tarz elit takımların aşırı efor isteyen tempolu oyun anlayışlarında maalesef ki yarım saniye bile geç kalmanız çok pahalıya patlar. lovren'in ibresi de büyük oranda o yarım saniyelik geç kalma bölgesinde ağır bastığı için belki de gereğinden fazla ama bir yandan da haklı bir şekilde eleştirilere maruz kalırdı. kabul edersiniz ki hırvatistan milli takımı ile jürgen klopp liverpool'unun oyun anlayışı birbirinden farklı. birinde iyi gözükürken diğerinde kötü gözükebilmesi son derece normal bu yüzden. her oyuncu her sistemde eşit verimli oynayamaz. bu yüzdendir ki birçok liverpool sempatizanında travmatik etkileri olan bir isimken milli takımında neredeyse hiç sırıtmadan başarıdan başarıya koştuğu turnuvalar da yaşayabiliyor. benzer bir okumayı yine tanıdık bir ismi anarak
domagoj vida üzerinden de yapabiliriz bence. baktığınızda o da milli takımıyla lovren gibi üst düzey başarılar yaşamış bir isim. ama hiçbir zaman elit bir stoper olmadı mesela. aynı vida'yı alın ve tıpkı lovren gibi klopp liverpool'u ayarında elit bir takımın defans hattına yerleştirin, sonra da oturun ve şenliği izleyin hahah. bazen başarılı bir oyun sistemine cuk oturan oyuncular bir araya gelir ve elit bir takım ortaya çıkarır, bazen de elit oyuncular veya elitliğe yükselme potansiyeli taşıyan cevherler bir araya gelir ve oyun sistemine sınıf atlatır. yani demem o ki motamot bir yaklaşım yerine kendi öznel durumunun kendine has iç dinamikleriyle yaklaşmak gereken bir örnektir lovren. southampton sayfası ayrıdır, liverpool sayfası başkadır, hırvatistan sayfası ise bambaşkadır.
edit: imla