doğrudan var olan bir sistemi uygulamaya çalışacaksa yüksek olasılıkla başarısız olması kaçınılmaz olan sportif direktör.
bunun da sebepleri malumunuz, öncelikle tahammülsüz bir taraftar profili var, kısa vadede başarı isteyen, planlı projeli davranmaya alerjik bir profil, bu nedenle nice cengaverlere sabır gösterilmedi, başarısiz denilerek gönderildi. ülke pardon ülke futbolu tam bir aile şirketi kıvamında yönetiliyor, bende bu ben merkezli karar alma biçiminden aşırı sıkılmış durumdayım, kurumsallaşalım, yemek paramızı sodexo ile alalım, ssk’lar asgariden ödenmesin istiyorum, yeni yıl zammını patronun “ulan hadi yine iyisiniz kaptınız zammı, zamına koyduklarım” surat ifadesi ile vermesini istemiyorum bu işin bir sistematiğe oturtulmasını istiyorum, kısacası bir gelecek projeksiyonu ortaya koyan ve kararlılıkla hedefine ulaşmaya çalışan bir anlayıştan bahsediyorum, ama inanın edin beni dinleyen hiç yok, ben bu geçiş sürecinin lisans düzeyinde eğitimini aldım değerli arkadaşlar, ne sancılı ne menem süreçtir o bilirim, şirketi yöneten aile büyüğü (baba ya da büyük amca olur genelde)herşey kendisine sorulsun ister, mesai 5te biter 7de çıkarken müsade istemeni bekler, mütemadiyen övülmek ister, çayı bırak kesme şekeri kendisi seçmek ister, yemek parasına asla zam yapmayı sevmez, hukuk düşmanıdır vergi vermekten nefret eder vs., işte ülkeyi pardon futbolu yöneten anlayış da böyle bir anlayışa yakın denilebilir, bu sistemi yok sayıp yerine yeni, bizim ülke için başka bir sistemi koyamazsın, hazımsızlık yapar, sindirilemez.
işte bu noktada hibrit bir sisteme ihtiyaç var, nedir bu hibrit sistem, harman çay diye adlandırıyorum ben onu, çünkü zordur çayı harmanlamak, lezzetli olmaz demlenince, her çayın sevdiği bir demleme biçimi, süresi vardır, harmana kattıkların çok sesli bir koroyu oluşturan nadide parçalardır ama her an kakafoniye de dönüşebilir, süreci iyi yönetmek gerekir (bkz:
çaylara fısıldayan adam) işte futbolu da harman çay sistemi ile yönetmek gerek, geleneksel ve modern sistemin bir harmanı, sistem içindeki herkesin sınırlarının çizilmeye başlandığı bir sistem. bunun bir ütopya olduğunu düşünmüyorum, sadece süreci iyi atlatabilmek önemli ama comolli ve fenerbahçe bunu başarabilecek mi? zaman gösterecek.