http://m.hurriyet.com.tr/Haber?id=10016790http://www.goal.com/...12_irinashaykronaldokarşı cins tarafından bir bir tekme yiyen mükkemmel adam. evet, bu kadar mükkemmel bir adam bile, kadınlara çocukken dineldikleri masallarda anlatıldığı gibi beyazlar içindeki
* prens diyebileceğimiz bir adam bile bunu yaşıyorsa aşk kavramını sorgulamak lazım. bu örnek, aslında kimsenin o kadar da mükkemmel olmadığını, her ilişkinin bir şekilde nikayete varacağı, kimse için arabesk kültürün etkisinde kalınmaması gerektiğinin
* en güzel örneği değil mi sizce de? bu adam bile bunları yaşıyorsa aşk yoktur lan net bir şekilde :) her sevgi azalmaya mahkumdur. bu örnek üzerinden de görüldüğü gibi artık yozlaşmış kültürel birikimlerden sıyrılınmalı, masallarda yaşanmamalı, bir şeyler yapılmalı; hele de dişiler bu masallarla kendilerini bu denli paha biçilmez hissediyorsa, bu denli egosunu pohpohluyorsa, "ama beni özel hissettirmiyor" diye 5 yıllık ilişkilerini bitiriyorsa daha da yapılmalı bir şeyler daha da...
biliyorum insanlar böyle gelmiş böyle gider kafasında devam edecek hayatlarına benim bu naçizane yazımdan sonra da ama hz. ibrahim ve karınca hikayesindeki gibi "safım belli olsun" deyim ve insanları düşünmeye sevk ediyim istiyorum.
devrim sadece ideolojik masturbasyon için kullanılan bir kelime olarak kalmamalı. çevremizde gördüğümüz herhangi bir şeyi bile değiştirebilme yeterliliğine erişmemiz gerekiyor ki bu yozlaşmış geleneklerden biriyse bu acilen gerçekleşmeli, düşünsel devrim yabana atılmamalı.
bugün de alakasız bir konu üzerinden çözümlememi yaptığıma göre huzurlarınızdan çekiliyim efendim. sevgi ve saygılar :)