resim
Colin Kazım-Richards
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:Santrfor
Yaş:39
Boy:1.87
Uyruk:Türkiye
  • 1920
    takımda tutulmasının en önemli nedeni, hava toplarını takımdaki herkesten daha iyi indirebilmesiydi. fizik gücüyle de hiç bir ikili mücadelede yıkılmıyor, savunmaya yardım ediyordu. fakat hücum bölgesinde hep çizgide kalması nedeniyle içeri kat edemediğinden ve türkiye'ye geldiği ilk sezonlardaki gibi adam geçemediğinden etkisiz eleman oldu. ancak ayda yılda bir ceza sahasında görülüyordu ve o pozisyonların da çoğu tehdit oluyordu. kazım şut tehditi yüksek bir oyuncu. vurduğu top ip gibi gidiyor. o yüzden tam bir ikinci forvet oyuncusu. bitiriciliği yüksek değil ama pas olsun, uzaktan şut olsun, fizik gücü olsun bunların hepsi bence onun forvet oyuncusu olarak daha iyi iş yapacağının göstergesi.

    fatih terim kanatsızlıktan adamı o bölgede oynattı mecbur; engin yetişene kadar. engin yetiştikten sonra da kendi gitti zaten. şimdi olsa forvette oynatır mıydı merak içindeyim.
  • 1507
    bu sezon takıma aykırı gözüken futbolcu. terim'in gelişiyle birlikte galatasaray lucescu'dan bu yana en dengeli futbolunu oynuyor. ne der terim; futbol pozisyon oyunudur. top rakipteyken, herkes pozisyon alarak topun arkasına geçecek. artık futbol böyle oynanıyor. zaten bu sayede zor gözüken maçları kaybetmeyip, ligin en az gol yiyen takımı oldu galatasaray. takımın bu azmine ve performansına karşıt duran, uymayan tek isim ise kazım.

    bakın hücumda ne yaptığı, futbolculuğu falan değil konu. bence galatasaray için önemli bir oyuncudur kendisi, orası ayrı. ancak son fenerbahçe maçında* gözüme çarpan iki anekdot durumu daha iyi açıklıyor. takım ilk yarıdaki mükemmel oyun ve skor avantajının rahatlığıyla geriye yaslanınca fenerbahçe biraz baskı kurdu, bu dakikalarda bir pozisyonda eboue tek başına 2 fenerliyle mücadele edip topu kurtardı, ancak kazım yardıma gelmek yerine orta saha çizgisinde bekleyince topu ona aktaramadı. ardından kazım'a bağırdı niye gelmiyorsun diye.
    diğer önemli sahne ise 92. dakikada yaşandı. takım 3-0 önde olduğu halde hala inanılmaz efor sarfedip rakibe pres uyguluyor, tribünde taraftar rakibiyle dalga geçmek yerine ıslığa devam ediyor. top oynatmıyoruz fenere. bu anda takımın en uçtaki oyuncusu olması gereken elmander ceza yayının önünde alex'ten top kapmaya geliyor. pozisyonun devamında gol yiyoruz, bütün takım ceza sahasının etrafındayken orta sahada eli belinde top bekleyen adam kim? kazım. elmander bunu görüyor ve ellerini açıp bağırıyor napıyorsun diye.

    kendisi galatasaray'ın rotasyon oyuncusu olduğunda kadro derinliğinde optimum seviyeye ulaşılacak.
  • 1774
    nasıl gittiği konusuna girmeden sadece artık takımda olmayacak olgusundan yola çıkarak konuşuyorum; kazım'ı koşmuyor, ruhsuz, allahsız kitapsız dendi. takımın en çok koşan adamı engin baytar onun yerinde oynadığında takımın en kötü adamı seçilmişti. sabri'nin yürekli oynaması, gerçek galatasaraylı olması yetmez, galatasaray için yeterli adam olması lazımdı dendi. kazım ise takımda olmadığında takım ne ilerde top tutabildi onun olduğu zamanlardaki kadar ne de takım defansını daha iyi uygulayabildi. hadi kazım gamsız, gerçek galatasaraylı değil, e ama galatasaray için yeterli bir oyuncu işte. ille keita gibi gösterişli mi olması gerek yani. takım oyunu, sistem laflarına aşinayız ama sahada görmeye katlanamıyoruz heralde. yine bunlardan ayrıca kazım'ın hücum eksiklikleri çok barizdi. skora katkısı zaten yok denecek kadar azken bir de ataklardaki yanlış kararları saç baş yoldurdu tabi ki. ama kazım'ın yokluğu, varlığından büyük sorundu hep. neyse uzatmaya gerek yok. giden gitti. ama bu adam kötü topçu değildi. taraftar çok üstüne gitti, adam kabul edilmek için elinden gelenin, hatta beklenilenin bile fazlasını yapmıştı. malesef acı sbt.
  • 2210
    2010-2011 sezonu...

    sportif anlamda tarihimizin en kötü sezonu. adnan polat'ın adam akıllı icraatı nerdeyse yok. millet ara transfere bel bağlamış. herkesin dilinde oyunun 2 yönünü de oynayabilen orta saha oyuncusu hatta mümkünse oyuncuları. kaleci. forvet. stoper... ara transferi verimli geçirmek çok önemliydi yani.
    sonraları bir dedikodu yayıldı. kazım ile ilgilendiğimiz söylendi. bir an önce gelsin şu transfer dönemi de takımı güçlendirelim diye beklediğimiz transfer döneminde adı anılan oyuncu kazım olunca hepimizi hayal kırıklığına uğrattı tabi. birkaç kişi dışında gelmesini kimse istemiyordu. istemeyenlerin kendince çok fazla sebebi vardı. fenerbahçe'den gelecek oluşu, fenerbahçe'de kadroya dahi giremeyişi, vakt-i zamanında galatasaray maçlarında yaptığı hareketler... yalnız fenerbahçe'de kadroya giremeyişi performansından bağımsızdı. mr. haşortman ile anlaşamamış ve kadro dışı kalmıştı.
    o zamanlar ultraslan'ın itibarı henüz bu kadar zedelenmemişti. fikri hür vicdanı hür galatasaray taraftarı yine itibar etmiyordu ultraslan'ın söylemlerine. ancak tribünlerde etkisi daha fazlaydı ultraslan'ın. kazım iddiaları ortaya çıkınca sert bir bildiri yayınladılar. taraftar zaten hiç istemiyordu.
    hiç istenmediği bir yere geliyordu yani kazım.

    en başta ben de istememiştim. ama sonra sahiplenmemiz gerektiğine karar verdim. çünkü galatasaray forması giyecekti. çok çok olumsuz bir hareketi yokken o formayı giyen hiç kimsenin ıslıklanmaya hakkı yoktur.
    ek olarak; fizik gücü yüksek, hava hakimiyeti olan, forvet ve kanat oynayabilen yerli statüsündeki genç bir oyuncu olarak bakıldığında aslında iyi bir transfer bile sayılabilirdi. bonservissiz olmasını da ekleyelim. fenerbahçe'den kovulurcasına geliyor olması ekstra bir konsantrasyon kaynağı olacaktı.
    ve eğer adnan polat'ın savunma mekanizması değilse hagi'nin istediği bir transferdi. hagi hırsıyla adam ederdi, etti de...
    kazım da zaten çocuğu olduğunu, artık daha disiplinli olacağını, galatasaray'da her şeye yeniden başlayacağına söz vermişti.
    fenerbahçeli arkadaşım "olm kazım sizde lan. zaaaaaaaaa xdxd" şeklinde ergence espriler yaparken "olm yaz bu lafımı bir kenara, kazım'ın arena'da size golü var." demiştim. aynen böyle, ne eksik ne fazla. arena'daki golü kazım attı.
    o sezon 2. yarının bizim adımıza en iyilerinden biri oldu.

    2011-2012 sezonuna çok önemli transferlerle, çok büyük umutlarla başladık. takımın maşallahı vardı, kazım da bu takımın önemli dişlilerindendi. yeni transferler muslera ve melo ile iyi anlaşıyordu. eboue ile de oyun içinde iyi anlaşıyorlardı. eboue'nin kazım gittikten sonra performansının düşmesi tesadüf değil. müthiş yardım ediyordu kazım defansa. ve ara sıra eboue bindirme yaparken kazım sağ bek gibi oynuyordu.
    gol atıyordu, top indiriyordu, vs... ara sıra formsuz olduğu maçlar oluyordu. ve o maçlarda çekilmez oluyordu ama kazım'dan bizim beklediğimiz performans zaten bu civarlardaydı.

    sonra devre arasında ansızın gidiverdi. sebep olarak tribünlerin onu kabullenemediği, yuhladığı ve gitmek istediğini fatih terim'e bildirdiğini, hocanın da izin verdiği söylendi. eğer bu doğruysa o tribünler bence büyük kötülük yaptılar.

    aradan 1,5 sezon geçti, kazım ancak dönebildi galatasaray'a.
    yazın bir hazırlık maçında yanılmıyorsam malaga maçı olması lazım girer girmez belli etti kendini.

    kendisi kesinlikle çok yararlı olabilecek bir oyuncu. bizim kazım haricinde 3 forvet oyuncumuz var şu anda. umut ve burak'ın takıma duvar olma, top tutma, top indirme özelliği yok. drogba bu konuda müthiş. ancak bazen drogba tek başına yeterli olamıyor. çift forvet oynarken burak ya da umut yüzünden 1 kişi eksik oynuyoruz bazen.
    ve drogba 35 yaşında. bazen dinlendirilmesi gerekecek. bazen cezalı ve sakat olabilir. ya da ilerde çift forvetle top tutmak isteyeceğiz. işte bu zamanlarda kazım biçilmiş kaftan olacak.
    ya da bazen 4-2-3-1'e döneceğiz. eboue ile olan uyumundan bahsetmiştim. eboue'nin önünde kazım oynayacak. o zaman kanat organizasyonlarımız daha da güçlenecek.
    amrabat'ın bile rakip beki ne kadar tedirgin ettiğini ve takımda bir kanat oyuncusunun varlığında takımın sahaya çok daha iyi yayıldığını gördük. kazım da bunları fazlasıyla sağlayabilecek bir oyuncu ve yerli statüsünde. şu saçma 6+0+4 kuralında elzem bir oyuncu. takımda adam akıllı kanat oyuncumuz da yok hem de...

    şimdilerde bursaspor'a gönderileceği konuşuluyor. çok büyük hata yaparız. böyle bir hata yapmayalım.

    kazım, kilolarından kurtulabilir ve form tutarsa bu sene en büyük kazanımlarımızdan biri olur.
  • 680
    daha ne istiyorsunuz kardeşim? bir senedir demiyor muyduk "fener'de guiza var, niang var, gökhan ünal var, semih var, hatta kazım'ı koy kazım da forvette oynar" diye.
    al işte, şimdi bizde de baros var, mehmet batdal var, hatta koy kazım'ı oraya kazım forvette de oynar.
    yaza yaza futbolcu getirtmek diye ben buna derim işte, sırada mustafa sarp'ın alternatifi olarak hüseyin çimşir var herhalde.
  • 2403
    kariyerinde ingiltere, türkiye, fransa, yunanistan, hollanda, iskoçya ve brezilya liglerinde oynadı. henüz 31 yaşında ve bu değişik kariyeri boyunca türkiye, yunanistan, iskoçya ve brezilya liglerinde olmak üzere toplam 5 şampiyonluk yaşadı.

    edit: türkiye'de lig şampiyonluğu değil 3 tane süper kupa şampiyonluğu yaşadı. yani toplam 5 şampiyonluktan kasıt 5 tane kupa kaldırmış olması.
  • 697
    kazım'ı kovdu, gönderdi denilen fenerbahçe, kazım'dan yararlanmak için 3 sene bekledi. yararlandıkları zamanları hatırlayın, kazım'ın nasıl top oynadığını... o yüzden kimse "fener gönderdi" demesin. ben transfer politikamızı doğrulamıyorum, sadece bu yanlış görüşü düzeltmek adına bundan konuştum.

    ikinci olarak da kazım'ın konuşmaları... böyle bir adamdan daha laubali konuşmalar beklerdim ama kâzım daha olgun bir şekilde, daha efendice bir tavırla yapmış konuşmalarını. öyle çok da büyütmemiş. galatasaray için hep "yeni bir sayfa" diyor, hem ailesi hem kendi hem de doğacak çocuğu için.

    bir şans vermek gerekli, tutar tutmaz orası ayrı. tutmazsa bizde çöp yığınından bol ne var ki? ama ya tutarsa?
App Store'dan indirin Google Play'den alın