kendisi hakkında hayatımdan ufak hikayelerle anlatmak istediklerim olan taze
galatasaray futbolcusu...
yıllardan 2008, o meşhur şampiyonluk yaşanmış... bir
fenerbahçe ve futbol sevdalısı
sevdicek ile tanışmışım... yaz vakti deli danalar gibi transfer haberlerini kovalıyorum...
colin kazım richards fenerbahçede... sevdicek diyor " bu ne lan adı sanı duyulmamış rapçi gibi topçu", bu sene yaptığınız en iyi 2 tarnsferden biri budur diyorum ama anlatamıyorum
*... (diğerleri için: ali bilgin, roberto carlos, ilhan parlak, vederson, gökhan gönül)
2009 sezonu, maçlar başlamış ve sevdicek ile haftada minimum 2 günümüz maç-çerez-bira üçlüsü ile geçiyor... bu
sütlü kahve kıvamındaki oğlan da başlıyor döktürmeye, tank gibi gidip geliyor, sırtında rakiplerini taşıyarak top sürüyor- şut çekiyor- orta kesiyor... omuz vurulduğunda kılı kıpırdamayıp kendisi omuz vurduğunda üç metre öteye atıyor rakipleri... almanların 2. dünya savaşında kullandığı
panzerler gibi dağıta dağıta gidiyor resmen... sevdicek sonunda kabul ediyor sen haklıymışsın kral transfermiş bu çocuk diyor...
2010 sezonu,
colin kazım gene iyi başlıyor ancak git gide düşüşe geçiyor... bir gamsızlık, lakayıtlık akıyor her tarafından... sevdicek bana çatıyor lan hani süper herifti bak bir senede boku çıktı, götü kalktı diyor... susuyorum ben, diyecek lafım yok çünkü, anlam veremiyorum ingiltere altyapısı almış bir adamın oyununun bu kadar düşmesi ancak bu göt kalkması veya profesyonel yaşamdan uzaklaşmak ile açıklanabilir... devre arası,
istinyepark da geziyoruz hafta sonu, tabi maç falan yok ya hafta sonları atmışız kendimizi sokaklara... o da ne,
colin kazım andre dos santos roberto carlos ve kazımın kardeşi yanlarında çok belli
gold digger karılarla kakara kukaradalar bir kafe de... aha diyorum bir yıldız adayı daha yanlış arkadaş seçimiyle kaydı futbol dünyasından... sen kalk
semih şentürk,
alex de souza gibi profesyonel adamlarla takılmak varken alemcilerin arasına düş... yazık oldu çok da kaliteli, potansiyelli bir elemandı bu diyordum sevdiceğe sadece ve uzaklaşıyorum oradan... bir yandan da düşünüyordum "ulan bu adam zaten başka kimi arkadaş edinebilirki takımda" diye...
selçuk şahin,
deniz barış,
volkan demirel....vs
* gibi adamlarla ne konuşabilirki bu çocuk? hangi derdini anlatabilir? kimi arkadaş belleyebilir?
2011 sezon ortası,
colin kazım richards galatasarayda; sevdicek pis pis sırıtıyor " aha nasıl kakaladık size" diye... çok diyecek bir şey bulamıyorum ilk etapda, ama sonradan dank ediyor...
fenerbahçede dilinden anlayacak başka kim vardı ki bu adamın alemciler dışında, gel gör ki
galatasarayda işler daha farklı...
milan baros,
harry kewell,
lucas neill,
lorik cana ve
emiliano insua ingiltere ligi tozu yutmuş baya baya profesyonel adamlar bir tarafta... diğer tarafta
juan emmanuel culio,
bogdan stancu gibi profesyonel ve alçak gönüllü adamlar.... kendi dilinde anlaşabileceği ve arkadaşlık kurabileceği bir sürü adam... kısaca doğru yer ve doğru zaman...
baba olmaya 5 kala hem mental hem fiziksel olarak kendini işine
* vermesini sağlayabilecek iç ve dış ortam sağlanmış durumda şu anda kendisine...
iş bu tarihe kadar bu ortam kendisini göstermesini, performans olarak geriye doğru atmış olduğu adımları en azından
fenerbahçede ki ilk sezonuna doğru ileriye taşıması iç ve dış etkenlerin bu iş
* için ne kadar önemli olduğunu bir kez daha göstermiştir bana... hadi
sütlü çikolata kara çıkarma benim ve milyonlarca taraftarı olan bu klübün yüzünü, biliyorum senin içinde var
büyük futbolcu olmak... biz üzerimize düşeni yaptık ve yapmaya devam edeceğiz, şimdi sıra sende...
edit piaff: az bişi düzeltme ve okunabilirlik ayarları