yaptığım tahminlerin çok ama çok azı tutmuştur bugüne kadar. yaptığım ilk tahmini de daha dün gibi hatırlıyorum; eskiden futbola o kadar meraklı olmadığımdan fazla maç izlemezdim. zaten çocukluk, ergenlik vs. dönemlerim cimbomun 6 senede 5 şampiyonluk kazandığı avrupa'da kupalar kazanıp gruptan çıkmayı olağan haline getirdiği yıllardı. ne zaman maç izlesem sonuç %90 bizim lehimizeydi zaten. futbola olan tutkumu, yani gerçek bir futbol izleyicisi, gerçek bir taraftar olmamı sağlayan iki maç olmuştur; bunlar;
11 mayıs 2005 galatasaray fenerbahçe maçı ve
25 mayıs 2005 milan liverpool maçı'dır. o günden sonraki sezonlar
galatasaray'ın her maçını takip etmeye başladım ve o zamanlar ingiltere premier ligi maçları ntv'de yayınlandığı için yapabildiğim kadar
liverpool'un maçlarını takip etmeye çalıştım.(u: sonraları digiturk'e geçince uzun süre koptuk liverpoolumdan ama lig tv bağlatmamızla bu sezon kavuştuk yine) herneyse yaptığım ilk tahmin de maçın 3-0'dan liverpool'un lehine çevrilme ihtimalini bir türlü kabullenemeyen babamın devre arası benle inatlaşıp, dalga geçer bir şekilde iddiaya tutuşmasıyla oldu. maçı 4-3 liverpool alacak diyerek net olarak tutturamasam da kendimi kazanmış sayıyorum. çünkü babam bile 'maç 3-3 bitti liverpool da penaltılarla kazandı zaten' diye çamura yatmayıp kaderine razı olmuşsa kendimi kazanmış saymam hakkımdır sanırım. ama adam o günden sonra bana gıcık mı gitti nedir futbol hakkında düşüncelerimiz hiç örtüşmedi.
* şöyle bir örnek veriyim; ben
milan baros'u hayranlıkla izlerken kendisi 'öyle forvet mi olur sen zamanında
tanju çolak'ı izliycektin' diyerek maç öncesi moralimi bozmayı görev haline getirmişti. bahsettiğimiz aynı kişi
felipe melo ve
selçuk inan'ı geldikleri ilk günden beri bir türlü beğenemeyip
dany için sürekli 'çok sağlam stoper' diyerek geziyordu. üniversite yarı yıl tatilimin son günü olduğu ve sonraki gün izmir yolunu tutacağım için nerdeyse tüm ailemin bir arada olduğu güne denk gelen
22 şubat 2014 galatasaray beşiktaş maçı'nda herkesin içinde rencide etmedim kendisini dua etsin. zaten uzuuun zamandır birbirimize karşı 2 cümle bile kurmuşluğumuz yok da, o meselelere hiç girmeyelim. velhasıl kelam bu entry neden bu kadar uzadı onu da bilmiyorum ama o liverpool maçından beri yıllardır yaptığım tahminlerin %99'u çöp çıktı. özellikle galatasaray'la ilgili yaptığım tahminlerin çoğu çöp çıkmayı bırak ters tepip bildiğin g.te girdi. en son tutan tahminlerim uzun zaman sonra premier ligi izlemenin verdiği keyifle yaptığım liverpool'un hem
manchester united'ı
* hem de
arsenal'i
* yeneceğini söylediğim tahminlerdi. galiba keramet liverpool'da lan. neyse yapmıyım yapmıyım dedim ama günlerdir
26 şubat 2014 galatasaray chelsea maçı'yla alakalı içimden geçen skor 2-0 kazanacağımız yönünde. bu maçın deplasmanı olan
18 mart 2014 chelsea galatasaray maçı'nda ise tıpkı
leeds united'a yaptığımız gibi 1-1 veya 2-2 berabere kalıp çeyrek finale kalacağımız geçiyor hep içimden. günlerdir belki de haftalardır böyle hissediyorum lan. eğer bu da absürt bir şekide ters teperse sözlüğe girecek yüzü zor bulurum gibi.
kendi sahamızda 2-0 yenip deplasmanda ise 1-1 veya 2-2 berabere kalarak eleyeceğimizi hissettiğim şampiyonlar ligi 2.tur rakibimiz.
edit: 1-1 bitti. belki deplasmanda 2-0 kazanırız da dediğim kısmen de olsa tutar. şimdilik g.te girdi olarak ilan etmiyorum.
1 buçuk ay sonra gelen edit: öyle böyle değil çok pis göte girdi a.q. bizim için planladığım şeyi adamlar bize uyguladı lan.
2 aydan biraz daha fazla zaman sonra gelen edit: şu entrye bakıp bakıp içerliycem yıllarca a.q. şu tipime bak ya bi de entrye duygusal başlamalar falan. tüü kalıbıma.