51
galatasaraylı olduğumu hissettiğim zamanın aklımda kalan en net golü. bir diğeri de tanju çolak'ın yine monaco'ya attığı kafa golüdür.
52
o zamanlar evdeki tv siyah beyazdı apartmanda tek renkli televizyon polis olan komşumuzda vardı. herkesi tek tek gelin maçı bizim evde izleyelim diye çağırmıştı. fb li bjk amcalar benim gibi 7-8 yaşında çocuklar bir odaya doluşup milli maç havasında izlemiştik prekazi golü attığında bütün apartman golllllll sesi ile inlemişti. golden o kadar etkilenmişim ki ertesi gün elime aldığım misketi prekazi prekazi diye havaya atıp tekmeyi vurmamla evdeki florasanı patlatmıştım.
53
çocukluğumda galatasaray’a dair hatırladığım en önemli anlardan ikincisi. ilki bir sezon önce gittiğim ve 5-1 kazandığımız altay maçıydı.
üsküdar bağlarbaşı'nda oturduğumuz binanın kömürlüğünde bulunan 1 oda evde oturuyorduk. civardaki binaların bitişik olması sebebiyle oluşan bir gizli bahçemiz vardı. bazen oraya çıkar komşuların camlarından televizyon izlerdik. babam taksicilik yapıyordu. genelde gece çalışır gündüz uyurdu. bazen işi denk gelirse yemek saatlerinde görürdük. 6 yaşındaydım zaten o yaşlardan insan fazla mevzu hatırlamıyor. bir ilk gittiğim maç birde bu maç ama çok net aklımda.
galatasaray o zamanlar ateş ediyordu. zaten sezonu şampiyon tamamlamıştı. avrupa maçlarında çeyrek finale çıkmamız ile başladı evde televizyon ile tanışmamız.
annem o gün karalahana dolması yapmıştı. maçı izlerken silme dolma ile dolu bir çay tepsisi -ki hala durur o tepsi- getirdi. tepsi işten erken gelmiş babamın dizlerinde. o saatlerde babayı evde görmek te mümkün değil. tepsiyi babamın dizlerine koydu. ben ve iki kardeşim babamın dizleri üzerinden dolma yiyorduk.
tabi bir yandan da maçı izliyordum pek birşey anlamasamda. o an geldi. topun başına prekazi geçti. tabi benim tüm ilgim dolmalarda. futbolu anlayacak yaşta da değilim. televizyon bile yeni. prekazi geldi vurdu ve gol oldu. gol ile beraber babam ayağa bir fırladı tüm dolmalar yere saçıldı. bir süre babamla sevinmeye devam ettik. daha sonra dökülen dolmaları toplayıp tekar yemeye devam ettik.
babam taksi şoförü olduğu için en büyük avantajımız arabaydı o zamanlar. maç bitince babam hepimizi arabaya doldurdu tüm aile çıktık dışarı. yoldan bir seyyar satıcıdan galatasaray bayrağı satın aldık.kutlamak için tura çıktık.
çocukluğumun en mutlu günlerimden biriydi. içimdeki galatasaray aşkını sağlamlaştıran. o tarifsiz sevgiyi bana aşılayan mutlu bir gece.
prekaziyi belki de bu kadar çok sevmemin sebebi budur.