resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:67
Uyruk:İtalya
  • 1851
    kapaklara devam hocam.sistem oturuyor ve istediği zaman nasıl oynuyor futbolcular. yönetim arkanda durdukça, sene sonuna kadar seninleyiz dedikçe oyun kalitesi ilginç bir şekilde artıyor. şampiyonluğa olan güvenim tam hocam. sadece, ara transfer ne yapıp et, yine son güne ve senin telefonuna bırakmasınlar tranfer işini, listeye göre alsınlar bir kaliteli golcü o kadar. uefa ya kalır orada da iş yaparız. arkandayız içimizdeki irlandalılara rağmen.
  • 1853
    bu adamı son bilmem kaç sezonun en iyi başlangıcını yaptı diyen arkadaşlara bir sorum olacak.

    son bilmem kaç sezonun en iyi başlangıcı +1 averaj mıdır? yenildiğinde 4er 4er yiyip kazandığında göt zoruyla tek farklı kazanmak mıdır?

    allah aşkına yapmayın. sezon başından beri tek bir maç sahaya hükmedememiş, saçma sapan futbol oynayan bir takımın hocasını son 10 sezonun en iyisi diye övmeyin. akp hükümetinin avcılar-mecidiyeköy arasını 45 dakikaya indirdik diyerek bizi metrobüse itelemesinden bir farkı yok.
  • 1855
    ilginç bir şekilde ligde başarılı olan hoca. şaşkın bir şekilde şu leş futbolumuzla geçen sene toplamda 5 deplasman galibiyeti almıştık bu sene şimdiden 3 galibiyete ulaşmışız. deplasman maçları baz alınınca 3.sıradayız ligde. iç sahada ise 1 maç eksik ve 5 puan farkla 5.yiz. şampiyonlar ligini kenara alıyorum geçen sene şanslı bir şekilde çıkmıştık. yine bu kadar kötü durum vardı farklı değildi hemen hemen. ama lig için bakınca bu futbolla 2. olan bir takımın başında. oynattığı sistem ne kadar bozuk olursa olsun bu lig için yeterli ki 2.sıradayız.

    savunmak için yazmıyorum ama mantıklı olmak gerek. bazı arkadaşlar hani şu ligin en iyi takımı olan avrupanın padişahı olan takıma hiç bakmıyorlar. beşiktaş 1maç eksik 1 averajı var ligde. ve şu an 5 puan gerimezdeler. ligde 4.yıldız için rakip olan fenerbahçenin 4 averajı var sadece. bizden 3 gol az yemişler. bunuda belki defansımız olmadan 4 yediğimiz başakşehir maçına borçluyuz. yani lig standartlarına bakarsak gayet başarılıdır bu takım. kötü oynuyor mücadele yok gol yok vs ama puan alıyor. 3 puanı getirsin kötü oynatsın yeter ki mantık bu. iyi oynadığımız puan alamadığımız geçen sene kaç maç vardı. kötü oynayalım puan alalım en mantıklısı. özellikle deplasmanlarda bunu yapman gerekiyor.

    sistem olarak ne oynatcağını tam bilmiyor. kim nerde nasıl performans verir bilmiyor. stil olarak fatih terim gibi allah ne verdiyse gidin oynatacak bir adamda değil. stili orta sahayı kalabalık tutuyım oyunu tutuyım elbet gol atarım. ligde bu gayet güzel işledi şu an kadar.
    kazalar olsada gayet ideal gidiyor takım sallan yuvarlan kötü futbol 3 puan. kendisi gönderilirse yerine kim gelicek diye bakmak lazım. yerine düzgün aday yok. elde ki oyuncu kalitesi zaten ortada.

    şimdi taraftarımızın her maç öncesi hazırladığı 11 var. bruma-sneijder-olcan-burak(umut). 4 hücum oyuncusu oynatmak. arkalarında melo yanına bir türk. düşünün biraz bu takım 4 çakılı orta saha ile bile oyunu tutamıyor. süper kupa maçında görmeniz lazımdı fenerbahçe karşısında nasıl ezildik. zaten senin sol bekinin savunma performansı rezaletken sağ bekin adam akılı oynamıyorken unutun kanatlı sistemi. bindirme gelmeden arkada sağlam beklerin olmadan her maç izleyin brumayı nasıl yanlız kalıyor görün. bizim sneijder varken elimizde oynanacak sistem çift forvetli sistemdir en ideali. kanatları kullanmak istersen orta saha kendi içinde açılarak olur anca. bunuda 8 kasım 2014 karabük galatasaray maçında cemali ve hamitle gördük. hamit hep açığa koştu cemalide aynı şekilde. kanattan sabri ve balta bindirmeleri geldi. bu sistem oturursa eğer hem orta sahamız boşalmaz hemde takım rahatlar. tek yapılcak ek sisteme 2.forveti koymak sneijderi biraz geri çekip selçuk inanı şutlamak.

    sonuç olarak kendisi lig performansı olarak istatistik açıdan iyi oyun tarzı olarak kötü hocadır. cl için ise abi elinde oyuncu mu varda o rakiplere karşı gelicen diyorum ben sadece. çok değil 2sene önce göt zoruyla cluj braga united'lı gruptan çıkmış takım bu. geçen sene juve real kopenhaglı gruptan yine göt zoruyla çıktık. yani laylaylom olmuyor birşey. bu grup çekilince herkes avrupa ligi demişti şimdide hedef o ötesi değil ona göre değerlendirmek gerek. avrupa ligine gidermezse asalım o ayrı.
  • 1856
    14/15 sezonu itibarıyla takımın müthiş bir pozisyon yaratma ve gol bulma sıkıntısı var. bana göre elde verimli kanat oyuncuları, gol attıran beklerimiz, yaratıcılıkları tavan yapmış orta sahalarımız ve çok becerikli bir forvetimiz olmadığına göre çift forvette ısrar etmesi gerekiyor. kim ne derse desin umut ve burak birbirlerinin verimini arttırıp etkili olan isimler. gol kaçırırlar, saç baş yoldururlar fakat topu birlikte oynadıklarında hücumda tutmayı beceriyorlar. üstelik birlikte öyle ya da böyle pozisyon ve gol de üretiyorlar. bu oyuna alışmış bir galatasaray orta sahasıyla ile katkıları iyice artacaktır.
  • 1857
    galatasaray taraftari tarafindan kendisine cok ama cok ayip edilen hocadir.

    9 hafta 19 puan. lidersin.
    bu arada takimda finansal fair play dolayisiyla transfer gelisiguzel yapilmis.
    ekim ayinda secim yapilmis, yonetim degismis.
    oyunculara yapilan odemelerde sikinti olusmus.
    kadro muhendisligi komedi seviyede.
    ciddi bir santrfor sorunu var. ne burak ne umut ileride top tutamiyor, teknik kapasiteleri cok dusuk.
    ciddi bir bek sorunu var: telles hakan balta'dan, tum sag bek'ler sabri'den daha vasat oynuyor.
    orta saha merkez oyuncularinin tumu temposu dusuk, dripling ozelligi az olan oyuncular.
    melo cezalar aldi, sakatlandi, takim melosuz oynadi.
    takim sampiyonlar liginde kalibresinin cok ustunde ve cok ters gelecek rakiplerle oynadi.

    simdi ben bakiyorum kadroya, gordugum su:
    - oynadiginda bir fark yaratmayan ve kendisini gelistirmeye cok da cabaladigini dusunmedigim gencler bruma ve telles'e kulubeyi gosterdi. duzgun bicimde calisirlarsa ve takim icin oynamaya baslarlarsa donerler.
    - galatasaray'a gelip aga gibi savunma yardimina gelmeyen olcan'a da kulubeyi gosterdi. olcan'in biraz silkinmesi ve galatasaray'da oynadigini anlamasi gerekli.
    - hamit'i kazandi, her gecen gun form tutuyor. semih'in sakatliklariyla koray'i kadroya katti, ve koray yararli olmaya basladi.
    - evet takim hucumda etkisiz ama duran toplardan ciddi bicimde tehdit olusturuyoruz. hucum etkinligimiz arttiginda duran toplarla birlikte daha rahat galibiyetler almaya baslayacagiz.

    ilk yarinin yarisi bitti, oldu bitti denilen galatasaray rakipleri gibi hakem hatalariyla hic puan almadan liderle ayni puanda. devre arasi gelecek, kadronun siskinligi atilacak. 1-2 nokta transfer yapilacak. ve galatasaray ikinci yariya cok daha saglam girecek.

    azicik sabir beyler.
  • 1858
    son 2,5 maçtır fena gitmeyen (kasımpaşa 2'nci yarı, dortmund, karabük) italyan hocamız. çok şükür ki kendisini lucescu'nun ilk geldiği döneme benzeten bir tek ben değilmişim. tek farkı şampiyonlar ligi ki bence o zamanın avrupa futboluyla bu zamanın avrupa futbolu arasındaki fark da önemli bir faktör. öte yandan lucescu avrupa şampiyonu bir takım devralmıştı. başta bahsettiğim 2,5 maç içinde 4 yediğimiz dortmund maçı var, brohom sen ne ayak, diyebilirsiniz. ama o maçtan sonra da yazdım. hoca elindeki kadro yapısına göre en doğru diziliş ve anlayışla sahaya çıktı. ofsayttan ve seyircinin yaptığı aptallık yüzünden oluşan bir konsantrayon kaybından 2 gol yedik ki bunların haricinde rakibin pozisyonu falan yoktu. he biz gümbür gümbür mü oynuyorduk hücumda? tabi ki hayır ama son dönemde o stadda real madrid ve bayern münih de dahil hiçbir takım dortmund'a üstünlük kuramadı. o gün futbol şansı da yanımızda değildi, ama arsenal ve ilk dortmund maçındaki gibi ezilerek de yenilmedik, hatta 4 yemeyi hiç hak etmedik.

    dün de hocamız benzer bir yapıyla çıktı maça, ilk dakikalarda golü de bulunca topu rakibe verdik takılsınlar diye. zaten böyle de olmak zorunda zira orta saha oyuncularımız ağır. melo hariç top kapma oranları da yüksek oyuncular değil. bu takımla ileride basamayız. rakibin bir iki doğru pasla çıkışında arkada çok kötü yakalanırız. prandelli de bunu çok iyi çözdü. elimizdeki oyuncu portföyü değişmeden artık o oyunu kimse beklemesin. rakibe topu verince, onlar verimli olamazken, biz burak'la 2 ve dzemaili'yle de 1 tane yüzde yüz goller kaçırdık. çok erken kopabilirdi maç. ama her zamanki kural işledi ve burak'ın kendi stoperini tutmamasından beraberlik golünü yedik. sonra hoca bize göre acaip bir hamle yaptı ve eminim ki hepimize sağlam bi küfrettirdi. ben ettim çünkü. özür dilerim. takım baya oynamaya, sağlı sollu verimli olmasa da atak yapmaya başladı. fazla geçmeden de golü attık. sonrası yine ilk golden sonraki gibi bir durum. çok net fırsatlar harcadık. %100 pozisyonlar haricinde, bazı yanlış son pas tercihleri var ki, birçok net fırsat gitti. mesela iyi durumda olan bir pandev'in futbol aklıyla son 15 dk 4-5 olurdu maç. olmadı.

    yine de bazı şeylerin rayına oturduğunu, oyuncuların rollerini anlamaya başladığı görmek güzel. zaten prandelli ezelden beri çok orta saha oyuncusuyla oynamayı seven bir teknik adam. şu sıralar da kenarlarda dzemaili ve hamit'le bunu yapıyor. ilerleyen zamanlarda, takım biraz daha oturunca bruma ve olcan'ı, hatta telles'i de verimli kullanacaktır. tek sıkıntısı merkez forveti ki bunu iyi gördüğü için 2 ay boyunca tam o'nun sistemine uygun joel campbell'i istedi. alamadık. wenger bırakmadı. umarım o bitmeyen sevdası devre arası mutlu sonla biter çünkü hepimiz bu işin burak yılmaz'la olmayacağını gayet net anladık.

    bence bize biraz destek olmak düşüyor. çok zor değil bunu yapmak. şu an bu adamı kovsak kimi getirebiliriz? yerli alternatif yok. yabancı zaten bu seneden vazgeçmek olur. e lucescu da önümüzdeki seneden önce gelmeyeceğine göre, rasyonel davranıp arkasında durmak lazım prandelli'nin. bunu bilir bunu söylerim.
  • 1861
    bunu tam olarak nereye yazsam bilemiyorum çünkü birçok konuyu kapsıyor.

    sabri sarıoğlu başlığında sormuştum geçenlerde; (bkz: #1594842)

    sabri neden kesildi, neden geri geldi, geri gelir gelmez nasıl kadroya girdi; hepsi muallaktı.
    doğru düzgün hiçbir açıklama yapılmamıştı ve bütün galatasaraylılar aptal yerine konuluyordu.
    ben bu "karaltı"lardan nefret ediyorum işte.
    basında üzerine en çok gidilen, en çok açığı aranan takım biziz; buna rağmen şeffaf olmayı, ellerine koz vermemeyi beceremiyoruz.
    buna rağmen bunca milyon dolarlık adamlardan biri bile akıl edip de şeffaflığı birinci öncelik haline getirmiyor.

    neyse.
    daha yeni, lütfetmiş ikinci başkanımız da "sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı. şu andaki durumumuzda sabri ihtiyacımız olan futbolcudur. kadroya çağırılmıştır. zaten bir suç işlememişti ki affedilsin" gibi bir beyanat verebilmiş.
    bu da biraz şöyle, hani açıklama yapmayacaktık da, siz aç zavallılara, marabalara lütfettik, alın idare edin der gibi.

    bu ne lan?
    1) sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı. (prandelli? o bi' soluklansın hele. kim lan prandelli?)
    2) şu andaki durumumuzda sabri ihtiyacımız olan futbolcudur. (prandelli? o kim la? ihtiyacımız diyorum olm. biz biliyoruz ihtiyacı)
    3) kadroya çağrılmıştır. (prandelli? olm mal mısın? biz çağırdık tabii ki)
    4) zaten bir suç işlememişti ki affedilsin (prandelli? olm yönetim cezalandırır yönetim affeder)

    ya dede, harbiden, sende nasıl bir gurur var ya?
    bir kulübe imza atıyorsun, o kulübün bir oyuncusu (sabri özelinde cereyan etmekle birlikte olaylar; sabri için kişiselleştirip de başka yere çekmemeye çalışacağım) kadro dışı bırakılmış, sözleşmesinin uzamasını borçlu olduğu eski hocası, senin de tanışık olduğun mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakılmış hem de. hem de eboue ile birlikte, sonuç itibariyle ilgili pozisyonda seçeneksiz bırakarak.
    birincisi, mancini'nin raporu doğrultusunda sabri'nin kadro dışı bırakıldığına inanmıyorum. bence ikinci başkan yalan söylüyor.

    bakın 3 eylül 2014 tarihinde prandelli, röportajında ne demiş?

    --- alıntı ---
    - sabri’nin gönderiliş kararını mancini’nin raporuna göre mi aldınız? bu konuyu açabilir misiniz?
    - hiçbir zaman kişisel bir karar almadım sabri konusunda. zaten nasıl bir insan olduğunu da bilmiyorum sabri’nin. sadece sportif amaçlı bir proje vardır. bizim sportif projemizde maalesef kendisi yer almıyor. yani biz hiçbir zaman kimsenin raporunu dinlemedik. önceden kim vardı, onu dinlemedik.
    - kısaca sabri konusunda bu mancini’nin tasarrufu değil. mancini ile bu konuyu konuşmadık. mancini’den rapor almadım. bazen değişiklikler şok edici olabilir. futbolun içinde bunlar var
    --- alıntı ---

    prandelli diyor ki "ben kadro dışı bıraktım", iki ay sonra ikinci başkan diyor ki "mancini kadro dışı bıraktı".

    lan siz insanla dalga mı geçiyorsunuz?
    hiç mi utanmanız yok?
    bu kadar arsızlık olur mu?

    varan 1.
    sana rağmen, istemediğini söylediğin bir oyuncuyu, yeni yönetim geri çağrıyor ve "oynatacaksın" diyor besbelli.
    sen de oynatıyorsun!
    ilk maçında hem de!
    haftalardır takımınla antreman yapmamış bir adamı, 2 ay önce açıkça istemediğini söylediğin adamı çat diye takıma alıyorsun.
    hiçbir isim özeline girmeyeceğim, değil sabri, messi bile olsa, azıcık karakter sahibi olsaydın, ya baştan kabul etmezdin sabri'nin kadro dışı kalmasını diyeceğim ama kendin demişsin "istemiyorum" diye; ya da madem sen istemedin, sen kadro dışı bıraktın; geri döndürüldüğünde ve sana "oynatacaksın" denildiğinde hadi ordan lan!oynatmıyorum! oynatacak hoca istiyorsanız sözleşmemi yerine getirin, beni kovun, yerime oynatacak hocayı getirirsiniz! diye koyardın masaya.

    sen ne yaptın?
    tıpış tıpış oynattın sabri'yi.
    bakın bu, aynı zamanda, kadroyu prandelli'nin hazırlamadığının, prandelli'nin artık sadece bir kukla olduğunun da açık bir kanıtıdır.

    varan 2.
    senin açıkça istemediğini söylediğin adam için, 2 ay sonra "ihtiyacımız var" diyor ikinci başkan :)
    ve dönüyorum başa, sen paşa paşa sabri'yi alıyorsun 11'e.
    iki ay önce ne demişsin?
    "sportif amaçlı bir proje vardır. bizim sportif projemizde maalesef kendisi yer almıyor"
    arkadaş o zaman ya iki ayda bir sportif proje değiştiriyorsun,
    ya o zamanlar yönetimi korumak için böyle bir beyanat verdin,
    ya mancini'yi korumak için böyle bir beyanat verdin,
    ya da hiç sportif projen falan yoktu, aklınca hava yapıyordun takıma.

    her türlü sonuçta, bu kutsal renklerin hocası olmayı haketmediğini gösterdin.

    varan 3.

    sabri kadroya çağrılmıştır.
    sabri'yi istemediğini söylemiş prandelli 3 eylül 2014 tarihinde değil mi? evet söylemiş.
    bugün ikinci başkan ne diyor?
    sabri kadroya çağrılmıştır.
    bariz olan nedir?
    kadronun kontrolü prandelli'de değildir.
    kimde olduğunu bulmak için ayrıca tartışırız.
    ama kesin olan şu ki, kadronun kontrolü prandelli'de değildir.

    varan 4.
    zaten bir suç işlememişti ki affedilsin.
    burda ikinci başkanın yalanını ortaya koyacağız.
    bir oyuncu bir suç işlememesine karşın kadro dışı bırakılıyorsa bunun sebebi formsuzluğu ve/veya disiplinsizliğidir.
    ikinci başkan ne demiş? koşarak bakınız madde 1'e: sabri, mancini'nin raporuyla kadro dışı bırakıldı.
    hani şu, son yıllarda sabri'ye en çok şans veren, yere-göğe sığdıramayan, sayesinde sözleşmesindeki x maç oynarsa 1 yıl uzar (unuttum şimdi x'i kusura bakmayın) maddesini kullanmasına vesile olan, kaptanlığı veya formu veya disiplini ile ilgili tek bir söz bile etmemiş, tek bir eyleme bile imza atmamış mancini'nin raporuyla :)
    velhasıl (bunu da kullanmayı sevmiyorum; uzun sözün kısası daha iyi) sabri'nin formsuz-disiplinsiz olduğuna dair en ufak bir işaret yok. bu kesin. bunu koyun cebe.
    suç da işlememiş diyorsun.
    e kardeşim bu adam neden kesik yedi?
    demek ki ikinci başkan yalan söylüyor.
    bu net.
    peki devam edelim.

    ikinci başkan neden yalan söyler?
    sabri'nin kadro dışı kalmasıyla ilgili iki seçenek kalıyor geriye;
    ya prandelli, söylediği gibi kendi kararıyla sabri'yi kesti, ya da eski yönetim prandelli'ye "bu adamı keseceksin" dedi.
    aysal'ın sabri'nin kesilmesini istediğine yönelik iddialara bakalım.
    diyorlar ki "terim'le arası çok iyi. bilgi uçuruyor. o yüzden aysal, sabri'yi kestirdi".
    lan :)
    ahahajsfnakjdsn
    böyle boş argüman, böyle aptalca iddia olmaz :)
    aynı aysal, terim'in gülleri selçuk inan ve burak yılmaz'la bildiğin emeklilik planı yapıp kucağımıza bıraktı gitti :)
    biz hâlâ daha bu bir halta yaramaz qanqalarla 4-5 yıl daha ne halt edeceğimizi düşünüyoruz :)

    ya arkadaş, bunu hakaret olarak söylemiyorum, sakın yanlış anlaşılmasın ama sabri'nin ne çapı böyle "ajanlık" yapmaya uygundur; ne de karakteri.
    istese de yapamaz bu herif.
    desen ki selçuk inan. desen ki burak yılmaz.
    hele selçuk inan.
    yılanın önde koşanı.
    çakalın dünya markası.
    yapar mı yapar.

    sabri'ye kötü futbolcu de. sabri için galatasaray'a yakışmıyor de. sabri için kendini bir gram geliştirmedi de ama sabri'ye ajan diyemezsin abi.
    olmaz sabri'den ajan.

    geriye ne kaldı?
    kaldı mı dohuz?
    kaldı tek bir olasılık kalıyor; prandelli sabri'yi kendi kesti.

    tamam.
    kes.
    kararındır.
    bakın arkadaşlar, yukarda kendisinin neden kukla olduğunu, neden kadroyu kendisinin kurmadığını somut olarak anlattım.
    kimin kurduğu, söylediğim gibi ayrı bir tartışma konusudur.
    bunun için örneğin bir galatasaray maçının ardından canımız ciğerimiz her şeyimiz hagi'mize ağzına geleni söylemekten geri kalmayan bir emekçi düşmanının, bir ihale avcısının, neden şimdi inatla "hocamızın arkasındayız" diye debelendiğine bakabilirsiniz.
    benim özellikle takıldığım, galatasaray'ın tarihinde sanırım kendisi ilk kukla hoca olmuştur.

    bakın saha içinde yaptıklarımız ve yapamadıklarımızı tartışmıyorum.
    zaten bu aşamada bunları tartışmamız anlamsız.
    takım başında kenara iteklenmiş bir hoca var.
    istifa edecek kadar bile de karakteri yok.
    zaten bitmişiz biz.
    bu sezon şampiyon olsak ne olur olmasak ne olur?
    bugün bir ilkesinden vazgeçen yarın 10 ilkesinden vazgeçer.
  • 1862
    sabri olayı aslında tamamen yonetimin bok yemesiydi bu adamın başına kaldı. prandelliyi pek sevmem hatta sabri konusundaki kararıyla da yanlış bir hareket yaptıgını soylemiştim ama aslında en az suclu adam prandelli bu olaylarda.

    dusunun yabancı bir sehre geliyorsunuz. baskan diyor ki filanca oyuncu var biz bu adamı satmak istiyoruz sportif olmayan sebepler var. en azından satmasak bile ortamımızda olsun istemiyoruz. senden ricam bu adamı kadrodısı bıraktıgını soyle medyaya. zira bu oyuncu bizim takım kimligimize olumsuz bir imaj katıyor.

    muhtemelen sportif olmayan bir sebeple takımdan dıslanmasını istediginde aysal, prandelli sabri hakkında kalmasından yana bir gorus bildirmedi. cok dogal bana kalırsa. cunku takımın sahibi bu oyuncunun bu takıma yakısmadıgını soyluyor. kalması icin neden ısrar etsin ki. gel zaman git zaman sabriyi ancak a2ye gonderebilen yonetim sallanıyor ve sonrasında kendini feshediyor. bu sefer ikinci round baslıyor. yeni yonetim sabriyi geri istiyor. prandelliye geri al diyorlar. prandelli de adamı bilmiyor ki. denememiş. belki de iyi oyuncu cıkacak la bu herif. bi denemek mantıklı bile gelebilir. o da bu sekilde geri almakta bir sakınca gormuyor. cunku zaten gondermek kendi kararı degildi.

    bence geri alması degil de alıs sekli sıkıntılı. bu adamı kadroya alsa, alırken de "yeni yonetimimiz takımı bu kaos durumunda eski tecrubeli oyuncularla birarada gormenin yararına inandı ve bir sans verip denemek istedik sabriyi" dese, ilk mac onsekize almasa ikinci mac yedek tutsa ve ucuncu macta onbire koysa boyle yaygara kopmazdı. yine belki hafif bir otorite sorunu olurdu ama suanki kadar bariz olmazdı.

    prandelli kendi agzından sabriyi diger yonetimin gonderdigini soylemenin ayıp olacagını dusunup birsey demedi bu konuda. ama keske yumusak bir kac soylemde bulunabilseydi. ancak esas suclular sabriyi durusundan öturu sevmiyoruz diyemeyen aysal yonetimi ve sabriyi "hocam ilk mactan onbire koyalım da taraftar nasıl kenetlendigimizi gorsun" diyip onbire yazdırtan yeni yonetimdir. prandelli ise her iki durumdada başındakilere sukran duyan biri olarak pasifize oldu. daha dogrusu pasifize edildi. iyi niyetinden oturu de birsey diyip ortalıgı karıstırmak yerine susmayı tercih etti. bana kalırsa gonderilirken kesip atması normal algılanabilir ama albayrak tarafından direkt onbire alınmasına bunu biraz erteleyelim diyememesi taraftarın gozunde onu bu konuma soktu. biat anlayısına bu kadar ters olan bir camiada biat anlayısını yasatan teknik adam olarak en cok dusmemesi gereken konuma dustu.

    dedigim gibi eski yonetim de yeni yonetim de hoca da suclu. ama su sureci yonetirken eline yuzune bulastıran iki yonetim hocadan kat be kat daha suclu. hocaya bu imajı onlar yapıstırdı. ne yazıkki hoca da giymekte sakınca gormedi.
  • 1863
    kendisinden yavaştan bi lucescu tadı almaya başladığım hoca, berbat futbol ama deplasman ya da ev farketmeden alınan net galibiyetler. * bana kalırsa sezon sonuna kadar arkasında durulmalıdır ve şayet durulursa şampiyonluğu getiren hoca olacaktır. bu konuda taraftara çok iş düşüyor, bu sezonun sonuna kadar bu adamda sabretmeliyiz. geçen sene dönem ortasında teknik direktör değiştirdik ebemizin örekesini gördük. devre arasında değiştirmemiz dahi çok risklidir ve bu sezon da kaybedilebilir.

    sezonun sonuna kadar sabredilmelidir kendisine. eminim ki böyle giderse bizi şampiyon yapacaktır. tabii işine karışılmaz ve kendisine uygun çalışma ortamı hazırlanırsa.

    ayrıca sabri'yi kendi insiyatifiyle kadro dışı bırakmamış hocadır. *
  • 1867
    geldiğinde takımda taraftarda öyle bir etki yarattı ki: bu adamla 5 sene üst üste ligte şampiyon olup, şampiyonlar liginde her sene çeyrek final yarı final oynucağız zannedildi.şunu kabul etmek gerekir ki bu adam beklentilerimizin çeyreğini bile karşılamadı gerçekten bu adamın verdiği kararlar kullandığı cümleler itici (bkz: agresif olmalıyız) çıkarttığı 11'leri bir nebze anlarım çünkü o hocanın kendi insiyatifidir tamamen marjinal bir kadro çıkartmadığı sürece kararlarına saygı duyulması gerekir.benim futbol anlayışımda bu 11 deki oyuncular uygun dersin bunada eyvallah ama sen galatasaray gibi büyük bir takıma gelip kendi kararlarını veremiyorsan kendini piyon gibi kullandırtıyorsan bu olmaz sabri olayı sneijder olayı olcan ve bruma'yı gereksiz gereksiz 18'e almamalar adamların tamam antrenman performansı kötü 11'e almassın ama 18'e almamak nedir senin yedek kulübünde bunlardan daha iyi kim var yada ilk 11'inde? ben söyleyim kimse yok. bu türden davranışlar ipin ucu kaçırıldığında oyuncuları hem takımdan uzaklaştırır hem futboldan hemde takım içi gerginliklere neden olur.
    prandelli'nin oynanılan kötü futboldan önce bu takımın patronu benim ısmarlama iş yapmam demesi gerekir gerekirdi çünkü: başarının sırrı disiplindir oda bizde şuan eksilerde umarım artık takıma ağırlığını koyar.
  • 1870
    bizi sampiyon yapmasi halinde istifa etmeyecegini dusundugum teknik direktorumuz. neden etsin yahu? mis gibi sehir, mis gibi tesis, turkiye'nin en buyuk kulubu, sampiyon da olmussun, eh nereden baksan italya'da alacaginin cok cok uzerinde bir maas ceki de var, ne zoru olabilir ki? bizi sampiyon yapip da istifa eden iki teknik direktorumuz oldu bugune kadar; ilki feldkamp, ikincisi terim (2000 senesi).
  • 1872
    galatasaray'ın oynadığı oyunun otoriteler tarafından beğenilmemesi hakkında kendisinden yorum yapılması istenince kendisi aynen şu cevabı vermiştir.

    "fiorentina'da ve italya milli takımı'nda avrupa'nın en iyi defans kurgusunu oluşturmuştuk. bloklar arası bağlantıyı sıkı tutup birbirine daha yakın oynayan bir savunma anlayışı aşılamaya başladık.
    eleştirilere kulak asabilirim işimizin bir parçası ancak yorumculara buradan soruyorum türkiye'de hangi takım iyi oynuyor?"
  • 1873
    türkiye'de hangi takım iyi oynuyor diye buyurmuş kendisi. elbette avrupa çapında iyi takım yok şu an türkiye'de. ama bizden daha iyi oynayan 16 takım var türkiye'de. bir balıkesirspor var kötü, ona da yenilmeyi başardı zaten. biz taraftar olarak çok şey beklemiyoruz kendisinden. sadece takımın biraz ne oynadığı belli olsun, formsuz oyuncuları kesmeyi bilsin, biraz saha dışında bir patron olduğunu belli etsin yeter. gerçeklerle yüzleş artık, şu takımı 10 yaşında bir çocuk yönetse senden kötü yönetemez.
App Store'dan indirin Google Play'den alın