826
oynatmak istediği sistem mantıklı görünse de , elindeki kadronun buna uygunluğu tartışılacak olan hoca.
şimdi bakalım, 20 eylül balıkesir - galatasaray maçını baz alarak değerlendirdiğimizde şu dizilişle sahaya çıktık.
http://i.imgur.com/sUvN1Ol.jpg
defans yaparken beklenti şu şekilde, ki gol yollarında kısır olmamıza rağmen defansif anlamda nispeten daha başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz;
http://i.imgur.com/oImEX5u.jpg
hücumsal oyunda atak başlangıcında veya göbek ataklarında şu şekilde bir diziliş ile yer almaya çalışıyoruz;
http://i.imgur.com/WmfyqvC.jpg
sağ kanattan yapılan ataklarda hocanın beklentisi şöyle bir diziliş almamız;
http://i.imgur.com/4If0E6V.jpg
sol kanattan da benzer şekilde şu şekilde pozisyon almamızı bekliyor;
http://i.imgur.com/RsGoToT.jpg
sol kanat akınlarında sneijder ve dzemaili'nin şut atabilecek olması, bu taraftan nispeten daha az orta yapmamızın daha geçerli bir sebep olacağını gösteriyor. aslında bakıldığı zaman yavaş gelişen kanat akınlarında zaman zaman beklerimiz ile chedjou'nun pozisyon takası yapması ve chedjou'nun ceza sahasına hava topu için sürpriz adam olarak hareketlenmesini çok isterdim.
görüldüğü üzere aslında ileride tek forvet burak gibi görünse de, hocanın kafasında böyle bir alan yerleşimi olduğunu düşünüyorum. diziliş mantıklı gibi görünse bile, orta sahadaki üçlünün (melo da ağır bir oyuncu) yaratıcı ve çabuk oyuncular olmaması, bu sistemin işlerliğini anlamsız kılıyor.
kanat akınlarında da ileride çoğalamıyoruz çünkü selçuk , yekta, melo, dzemaili gibi oyuncuların hücumsal etkinliği genelde, geriden gelip sürpriz bir duvar pası ile içeri sokulabilme ya da şut atma şeklinde. ceza sahası çevresinde orta bekleyen , ya da o bölgede süratle varyasyon yapabilecek seriliğe ve tekniğe sahip değiller.
bu sebeple orta sahamız genelde top yapan, topu taşıyan ve büyük ölçüde kanatlardaki beklerimize aktaran al-ver tarzı bir oyunu tercih ediyor. bu bölgede bir değişiklik , hareket , sürpriz beklediğimiz adam yok. oysa bana göre melo-dzemaili ya da melo-selçuk arasına bir emre çolak , umut gündoğan ya da sinan gümüş gibi bir oyuncu orta sahaya farklı bir dinamizm getirebilirdi. tabii ilk akla gelen isim sneijder. bu durumda kanatlarda bruma ve olcan oynamalı herkesin malumu. ama yine de kanatlardan topu getirsek bile ileri çıkışları kısıtlı orta sahamızla ve ileride burak ve sneijder ile uzun defansların arasında orta beklemek ne derece mantıklı olur?
galatasaray'ın bence denemesi gereken taktik 4-4-2 ya da 4-2-2-2 olmalı. ileride burak-pandev, pandev-umut varyasyonları denenmeli. orta sahayı kalabalık tutarak skor alamıyoruz. kabul edelim elimizde ne drogba ne de elmander var. burak yılmaz bir kontratak oyuncusu.
burak yılmaz tek forvet oynuyorsa, kontratak futbolu oynaman gerekir. bursa deplasmanında attığı gol bunun en güzel örneği. ceza sahasında etkinliği, ağırlığı, mücadele gücü, bitiriciliği olmayan, soğukkanlı vuruşlar yapmayan, kora kor top saklayıp hava topu toplayabilen bir target man (bkz: drogba) (bkz: hakan şükür) (bkz: johan elmander) yoksa elinde o zaman kontratak oynaman gerekir.
bu durumda kontratak oynayan orta sahanın da süratli veya süratli olmasa da hızlı düşünüp hızlı oynayabilen adamlardan oluşması gerekir. bu tarz adamlar galatasaray orta sahasında ne yazık ki mevcut değil. dolasıyısla burak'ın oynadığı kontratak takımı da olamıyoruz. zaten türkiye liginde galatasaray kontratak oynasa bile, karşısında hiç bir zaman az adamla bir defans yakalayamayacaktır.
görünen o ki , hoca henüz takımı tanımıyor. tanımadığı için teorik arayışlar içerisinde. zamanla doğruyu bulacaktır. ama o sırada galatasaray çok şey kaybedecek. bu adamlarla yapabileceği en iyi varyasyonu yapmak zorunda.
ben olsaydım;
- anderlecht maçındaki gibi sürpriz ileri çıkışlar beklerdim chedjou'dan. çok güzel olurdu. ağır takımımız set oyunuyla ileri topu taşıdığında hem ileride hava hakimiyeti olan bir adam daha koyardık burak'ın yanına, hem de orayı karıştırırdı adam markajı anlamında.
- melo'yu da daha sık ceza sahasına gönderirdim. eğer bir tercih şansım olsa melo'ya , selçuk'tan daha fazla ofansif görev verirdim. hem hava toplarında etkili ve agresif, hem şutu var, hem de sürpriz duvar paslarıyla içeri girebilir. top saklar, tekniği yüksek.
- orta sahamız ağır ama şut atabilecek bir dolu adam var. melo atar, selçuk atar, dzemaili atar, hamit atar, sneijder atar. neden sadece sneijder ile şut deniyoruz? orta sahamızın eksik yönleri yerine güçlü yönlerini değerlendirecek varyasyonlar denemiyoruz? ceza sahası dışından atılan şutları da çok iyi takip edecek oyuncularımız var; burak, bruma vs...
galatasaray'ın elinde kötü bir kadro yok , ama bence doğru bir kombinasyon bulunamadı. terim, ilk geldiğinde, kafasına göre takım kurdu ve istediği şekilde oynattı.başarıyı yakaladı. eline drogba ve sneijder verildiğinde ise onlara yer açabilmek için sistemden taviz verildi. iyi oldu, kötü oldu tartışılır.
prandelli , eline bir kadro verildi, şimdi o da birşeyler bulmaya çabalıyor , ama -ne eski, ne yeni- yerlileri yeterince tanımıyor, ve elinde son dakika alınan bir pandev-dzemaili ikilisi var. bana göre 5+3 'ün de çok büyük etkisi var. tüm bunların yanında istediği kimyayı yakalasa bile yabancı kuralı yüzünden birşeylerden taviz vermek zorunda.
umarım yanlışlarından vazgeçip takım kimyasını çabuk çözer, yoksa bizi hiç ama hiç iyi günler beklemiyor...
şimdi bakalım, 20 eylül balıkesir - galatasaray maçını baz alarak değerlendirdiğimizde şu dizilişle sahaya çıktık.
http://i.imgur.com/sUvN1Ol.jpg
defans yaparken beklenti şu şekilde, ki gol yollarında kısır olmamıza rağmen defansif anlamda nispeten daha başarılı olduğumuzu söyleyebiliriz;
http://i.imgur.com/oImEX5u.jpg
hücumsal oyunda atak başlangıcında veya göbek ataklarında şu şekilde bir diziliş ile yer almaya çalışıyoruz;
http://i.imgur.com/WmfyqvC.jpg
sağ kanattan yapılan ataklarda hocanın beklentisi şöyle bir diziliş almamız;
http://i.imgur.com/4If0E6V.jpg
sol kanattan da benzer şekilde şu şekilde pozisyon almamızı bekliyor;
http://i.imgur.com/RsGoToT.jpg
sol kanat akınlarında sneijder ve dzemaili'nin şut atabilecek olması, bu taraftan nispeten daha az orta yapmamızın daha geçerli bir sebep olacağını gösteriyor. aslında bakıldığı zaman yavaş gelişen kanat akınlarında zaman zaman beklerimiz ile chedjou'nun pozisyon takası yapması ve chedjou'nun ceza sahasına hava topu için sürpriz adam olarak hareketlenmesini çok isterdim.
görüldüğü üzere aslında ileride tek forvet burak gibi görünse de, hocanın kafasında böyle bir alan yerleşimi olduğunu düşünüyorum. diziliş mantıklı gibi görünse bile, orta sahadaki üçlünün (melo da ağır bir oyuncu) yaratıcı ve çabuk oyuncular olmaması, bu sistemin işlerliğini anlamsız kılıyor.
kanat akınlarında da ileride çoğalamıyoruz çünkü selçuk , yekta, melo, dzemaili gibi oyuncuların hücumsal etkinliği genelde, geriden gelip sürpriz bir duvar pası ile içeri sokulabilme ya da şut atma şeklinde. ceza sahası çevresinde orta bekleyen , ya da o bölgede süratle varyasyon yapabilecek seriliğe ve tekniğe sahip değiller.
bu sebeple orta sahamız genelde top yapan, topu taşıyan ve büyük ölçüde kanatlardaki beklerimize aktaran al-ver tarzı bir oyunu tercih ediyor. bu bölgede bir değişiklik , hareket , sürpriz beklediğimiz adam yok. oysa bana göre melo-dzemaili ya da melo-selçuk arasına bir emre çolak , umut gündoğan ya da sinan gümüş gibi bir oyuncu orta sahaya farklı bir dinamizm getirebilirdi. tabii ilk akla gelen isim sneijder. bu durumda kanatlarda bruma ve olcan oynamalı herkesin malumu. ama yine de kanatlardan topu getirsek bile ileri çıkışları kısıtlı orta sahamızla ve ileride burak ve sneijder ile uzun defansların arasında orta beklemek ne derece mantıklı olur?
galatasaray'ın bence denemesi gereken taktik 4-4-2 ya da 4-2-2-2 olmalı. ileride burak-pandev, pandev-umut varyasyonları denenmeli. orta sahayı kalabalık tutarak skor alamıyoruz. kabul edelim elimizde ne drogba ne de elmander var. burak yılmaz bir kontratak oyuncusu.
burak yılmaz tek forvet oynuyorsa, kontratak futbolu oynaman gerekir. bursa deplasmanında attığı gol bunun en güzel örneği. ceza sahasında etkinliği, ağırlığı, mücadele gücü, bitiriciliği olmayan, soğukkanlı vuruşlar yapmayan, kora kor top saklayıp hava topu toplayabilen bir target man (bkz: drogba) (bkz: hakan şükür) (bkz: johan elmander) yoksa elinde o zaman kontratak oynaman gerekir.
bu durumda kontratak oynayan orta sahanın da süratli veya süratli olmasa da hızlı düşünüp hızlı oynayabilen adamlardan oluşması gerekir. bu tarz adamlar galatasaray orta sahasında ne yazık ki mevcut değil. dolasıyısla burak'ın oynadığı kontratak takımı da olamıyoruz. zaten türkiye liginde galatasaray kontratak oynasa bile, karşısında hiç bir zaman az adamla bir defans yakalayamayacaktır.
görünen o ki , hoca henüz takımı tanımıyor. tanımadığı için teorik arayışlar içerisinde. zamanla doğruyu bulacaktır. ama o sırada galatasaray çok şey kaybedecek. bu adamlarla yapabileceği en iyi varyasyonu yapmak zorunda.
ben olsaydım;
- anderlecht maçındaki gibi sürpriz ileri çıkışlar beklerdim chedjou'dan. çok güzel olurdu. ağır takımımız set oyunuyla ileri topu taşıdığında hem ileride hava hakimiyeti olan bir adam daha koyardık burak'ın yanına, hem de orayı karıştırırdı adam markajı anlamında.
- melo'yu da daha sık ceza sahasına gönderirdim. eğer bir tercih şansım olsa melo'ya , selçuk'tan daha fazla ofansif görev verirdim. hem hava toplarında etkili ve agresif, hem şutu var, hem de sürpriz duvar paslarıyla içeri girebilir. top saklar, tekniği yüksek.
- orta sahamız ağır ama şut atabilecek bir dolu adam var. melo atar, selçuk atar, dzemaili atar, hamit atar, sneijder atar. neden sadece sneijder ile şut deniyoruz? orta sahamızın eksik yönleri yerine güçlü yönlerini değerlendirecek varyasyonlar denemiyoruz? ceza sahası dışından atılan şutları da çok iyi takip edecek oyuncularımız var; burak, bruma vs...
galatasaray'ın elinde kötü bir kadro yok , ama bence doğru bir kombinasyon bulunamadı. terim, ilk geldiğinde, kafasına göre takım kurdu ve istediği şekilde oynattı.başarıyı yakaladı. eline drogba ve sneijder verildiğinde ise onlara yer açabilmek için sistemden taviz verildi. iyi oldu, kötü oldu tartışılır.
prandelli , eline bir kadro verildi, şimdi o da birşeyler bulmaya çabalıyor , ama -ne eski, ne yeni- yerlileri yeterince tanımıyor, ve elinde son dakika alınan bir pandev-dzemaili ikilisi var. bana göre 5+3 'ün de çok büyük etkisi var. tüm bunların yanında istediği kimyayı yakalasa bile yabancı kuralı yüzünden birşeylerden taviz vermek zorunda.
umarım yanlışlarından vazgeçip takım kimyasını çabuk çözer, yoksa bizi hiç ama hiç iyi günler beklemiyor...