bu adamın geleceği söz konusu olduğunda herkes çıldırmış bir şekilde gelmesini isterken, ben sadece iki maçını izlemiş biri olarak düşüncelerimi paylaşmıştım. okumayan buyursun sebepleriyle beraber okusun, aynı şeyleri tekrar yazamayacağım.
(bkz:
#1512724)
bu söylediğimi "bak gördünüz mü haklı çıktım işte" demek için söylemiyorum. keşke göt olsaydım, şekilden şekle girseydim de bu adam takımı uçursaydı. ancak iki maçı izleyerek kendisinin futbol bakışını görmek mümkündü. 20 küsür kişilik takıma sahip olduğu halde bu oyuncuların maksimum 15'ini değerlendiren, gidişata göre değil, ezbere değişiklik yapan adam.
hazırlık maçları oynandı, takım bok gibi oynamasına rağmen adaptasyon süreci dedik, yeni hoca dedik. sonra fenerbahçe maçı geldi çattı. takım belçika 3. lig takımına karşı nasıl oynadıysa fenerbahçe'ye karşı da öyle oynadı. aynı ruhsuzluk, aynı saçmalamalar. şansımızla 0-0 berabere kaldık. yoksa standart balı yerinde olan bir fenerbahçe en az 4-5 tane atardı o gün bize. bu maçtan sonra dahi umutsuzluğa kapılmadım. hocaya karşı ön yargılarım olmasına rağmen futbolcuların ruhsuzluğundan şikayet ettim.
(bkz:
#1548581)
ama artık zurnanın zırt dediği yere geldik. bu iki maçla adam asmak değildir. sezon başından beri aynı şekilde ruhsuz oynayan futbolcular ve aynı ruhsuz futbolcuları sahaya süren bir teknik direktör. daha 3 gün önce taraftarı çileden çıkaran iki tane vasıfsız kanki, bugün de sahadaydı. en ufak bir gaza gelme, bir başkaldırı hiç bir şey yok. aynı sümsük futbola devam. "ama futbolcu yuhalanmaz , onlar da insan, duygusal çocuklar." hepinizden özür diliyorum ama hepsinin duygusallığını sözleşmesinde yazan sayı kere sikeyim. sen çıkıp bu kulübe hizmet edeceksin, hizmet etmiyorsan, o formanın hakkını vermiyorsan siktirip gideceksin. bu son cümle metin oktay için de geçerliydi, prekazi için de geçerliydi, hagi, hakan şükür için de geçerliydi. en yakın örnek olarak fatih terim için de geçerliydi. o yüzden ya teknik ekibinden, futbolcusuna kadar herkes silkinip kendisine gelir, ya da ünal aysal'dan kapıyı göstermesini bekleriz. aynı tas aynı hamam devam ederse de, ünal aysal'a kapıyı taraftar gösterir. bu olay bu kadar basittir.