resim
Claudio Cesare Prandelli
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:66
Uyruk:İtalya
  • 2777
    italya'dan sonra gittiği her takımın evine ateşler salan tazminat canavarı. bizi yaktı tazminatını kaptı , valencia'yı yaktı tazminatını aldı , al nasr'ı yaktı dünyalığını yaptı. beyfendi şimdi de çalıştırdığı takımlarda dil sorunundan yakınmış.

    hele hele italyan çomarına bak hele. 1 gram ingilizcen yok öğrenmeye niyetin de yok. ne bok yemeye galatasaray gibi valencia gibi takımları çalıştırma cüretinde bulunuyorsun? sana iş verenlere de yazıklar olsun. yahu ünal aysal gibi tecrübeli bir iş adamı nasıl böyle bir hataya düşer. inanılır gibi değil. blog yazarı futbol romantiklerinin aklına uydu aldı prandelli'yi getirdi. sonuç ? hafızamızdan silmek istediğimiz rezil şampiyonlar ligi serüveni. anlatmaya bile değmez. utanıyorum :(
  • 2782
    bulunduğumuz durumu kendisinin kovulmadan önceki döneme benzetiyorum. 10.haftada kovulmuş kendisi. bu 10 haftada 19 puan toplarken şu an 16 puanımız var. bu sezon* 10 maçta 11 gol atarken 14-15 sezonunda 10 maçta 12 gol atmışız. şampiyonlar ligi rezillikleri, eldeki kadrodan verim alamama, forma adaletsizliği, bazı futbolcular tarafından sabote edilme olayları da ayrıca benziyor.
  • 2784
    galatasaray'da görev yaptığı maçlarda, sahada yürüyerek sağlıklı yaşam sporu yapan futbolcular, gönderildiği hafta çita gibi koşmaya başlamışlardır.

    o dönem topçularımızın video analiz izlemekten ve gaddar kondisyoneri giambattista venturati'nin antrenmanlarından nasıl şikayet ettiğini de unutmamak lazım.

    2019-2020 sezonu fatih terim dönemi'ni, prandelli zamanında yaşadıklarımıza benzetiyorum. ya oyuncular fatih hoca'nın dediklerini anlamıyorlar ya da aralarında derin bir problem var ve alenen kendisini göndermek istiyorlar. hocanın, sahaya etki edememesinin bir açıklaması yok.
  • 2786
    pirlo'nun düşünüyorum öyleyse oynarım kitabının önsözünü yazmış vasıfsız.

    sonra yok hoca taktik bilmiyor, hep gaz vs. prandelli'yi de gördük. öyle taktikleri vardı ki bütün zaferler gökyüzüne kaçıyorudu.

    (11 mayıs 2018 15:48 tarihinde depolanmış!)

    edit: bütün zaferler gökyüzüne vefat eden eşiyle ilgiliymiş, kullanımım yanlış olmuş.
  • 2788
    kendisiyle ilgili hatırladığım; florya'nın sinema salonunda düzenli olarak yaptırdığı görüntülü taktik analizlerden dolayı bazı futbolculara gına getirdiğiydi. biliyoruz ki özellikle türk futbolcusu için idman biter bitmez kan-ter içinde milyonluk spor arabasına atlayıp karı kız peşinde koşmak, dev ekranda taktik analiz yerine playstation partisi yapmak çok daha cazip olurdu. tek fark, bizimkiler yaz tatilinde sabahlara kadar fifa oynarken bu adam belki de italya tarihinin en leş milli takımına avrupa şampiyonasında deli top oynatıyordu. sahi ya, italya, prandelli kim amk.

    cehalet dünyanın en büyük hastalığıdır.
  • 2791
    ramazan ayının ilk günü aklıma düşen eski hocamız. hazırlık kampı döneminde merakından dolayı bir günlük oruç denemesi olmuştu. gelişi beni oldukça heyecanlandırmış. ancak oldukça başarısız hocalık performansı büyük hayal kırıklığı yaratmıştı. özellikle 4-0 biten başakşehir ve sahamızda aldığımız 3-0 lık trabzon maglubiyeti hala hafızalardadır.
    ancak kendisinin ayrılıp hamzaoğlunun gelişi ile performansı birden yükselen yerli oyuncularımız da halen akıllardadır.
  • 2792
    melo’yu üçlü defansın ortasında oynatmaya çalışan zırcahil.

    edit: entry çok kısa oldu, öyle sallayası gelmiş yazarın havası oluşmasını da istemem. ben bu sezar abimize çok sinirliyim. sebebi de doğru düzgün dersini çalışmadan gelip burda abuk subuk 3-5-2 taktik denemesiydi. ya arkadaş 3-5-2 zor taktiktir senin buna uygun adamın var mı? kurulu düzen nasıl işliyor, takım nasıl oynamaya alışkın vs vs... hiç analiz etmeden geldi, bir dünya abuk subuk değiliklikler yaptı, şampiyonlar liginde rezil rüsva etti.

    kaç sene geçti benim içim soğumadı bu beyefendiye karşı. gelir gelmez 3-5-2 oynayacakmış! böyle uyduruk teknik adamlık olmaz.
  • 2794
    galatasaray başında gördüğüm en vasıfsız hoca olabilir kendisi.

    bu kadar aciz, çözüm üretmekten, liderlikten uzak az hoca gördüm, cevat güler dahil.

    yalnız 1 ekim 2014 arsenal galatasaray maçında sneijder'i savunmanın önünde denemesi, o dönem sneijder'in milli takımda da savunma önü oynatılmasındandır.

    melo'yu stoper'e çekince oradaki pas yoğunluğunu sneijder ile giderebilirim sandı herhalde.

    edit: yanlış hatırlamıyorsam sneijder, jordy clasie ile 2'li ön libero gibi oynuyordu hollanda milli takımında
  • 2795
    kendi yönetiminde yasin öztekin bir metre ileriye pas atamazdı. açık ve net yasin’in top oynayamadığı ama ısrarla oynatıldığı bir sistem yapmıştı. en son yanındakine pas atarken taca atıyordu. hamza gelirken yasin’in gitmesi gündemdeydi. tam o sırada meşhur balçova maçı oynandı ve yasin coştu. sonraki performansı da malum. kimi nerede nasıl oynayacağını tam çözememişti.
  • 2796
    1 ekim 2014 arsenal galatasaray maçı özelinde kendisini etüt etmek bile neden artık kulüp çalıştıramayacağını göstermektedir.

    danny welbeck i arsenal taraftarını heyecanlandıran bir isim yapan adamdır. manchester united'dan transferinden sonra ilk şampiyonlar ligi hattrickini yaptı bize karşı.

    melo'yu stoper olarak oynattığı maçta melo'nun erken kart görmesi ve bu nedenle son adam kaldığı ikili mücadelelerden kaçınmak zorunda kalmasını görmemiş, ilk yarı üç gol yememizi sadece izlemiştir.

    sneijder dmc olarak oynarken önünde yekta ve dzemaili oynadı, hamit yedekti. dzemaili formsuzdu.

    bir de bu maçta pandev 11 çıktı ki kime sorsan mantıklı bir neden göstermez. ligde oynatmıyordu da kendisini.

    daha da fazla hatası vardır ama aklıma kazınan bunlar. tek maçta bu kadar soru işareti ve saçma kararları olan hoca da devam edemedi zaten. daha kötü çok az taktik görmüşümdür başka herhangi bir maçta.
  • 2798
    ayağının tozuyla süper kupayı fenerbahçe’ye kaptıran, avrupa’da 4’lük olup ligde ise 10 maçta sadece 19 puan toplayıp kovulan eski teknik direktörümüz.
    ki ondan sonra fener’e birdaha kupa vermedik, ondan önce ise en son nezaman kaptırmıştık şu an ezberimde yok.

    arsenal maçına herkes değinmiş zaten. içerdeki anderlecht maçına yurtdışından gelip bakmıştım, okadar kötü futbol oynamıştık ki son dakikada gelen beraberlik golüne sevinememiştim bile hakkıyla.

    ilginç olan şey ise giderken liderin 1 puan gerisinde bırakmıştı takımı. aklımızda kalan tek güzel şey ise ligdeki derbi galibiyeti herhalde, onu da sneijderin şapkadan ejderha çıkarmasıyla elde etmişti zaten. ilk yarıda emenike’nin pozisyonlarına dayanamayıp kısa süreli kapattığımı hatırlıyorum zira.

    tudor da böyleydi mesela, 4 kritik ve ağır mağlubiyet alıp gitmesine rağmen o da 16 hafta sonra liderin 1 puan gerisinde devretti takımı.

    fakat hep düşünmüşümdür, iyi kötü bu iki teknik direktör de puanlar topladı o şampiyonluklar yolunda. ha kalsalar olamazdık o kabül de, yine de ne bileyim, belki fazla vefalıyım o konuda, tarık çamdal’ın alkışlandığı şampiyonluk kutlamalarında bir jest yapılabilirdi diye düşündüm hep.
  • 2800
    bir dönem galatasaray'ı da çalıştırmış italyan teknik direktör. prandelli'yi değerlendirirken onun kariyerinin juventus-milan-inter arasında değil de hep italya'nın küçük takımlarında geçtiğini göz önünde bulundurmalıyız. yani roberto mancini'nin türk futbolundaki karşılığı mustafa denizli'yse, cesare prandelli'nin muadili abdullah avcı falan olabilir ki, fiorentina-başakşehir, türkiye-italya ve beşiktaş-galatasaray kariyerleri birbiriyle çok benzeşiyor.

    yani prandelli, bizim mesut bakkal, ersun yanal, aykut kocaman, rıza çalımbay, hikmet karaman gibi sürekli anadolu takımları arasında tur atan teknik direktörlere benziyor. o zaten hiçbir zaman bir lippi, bir capello veya bir trapattoni olamadı. hatta bir mancini bile olamaz.

    bakın mesela mancini bize takım bir düşüş trendine girmişken, real'den 6 gol yemenin üzüntüsündeyken ve terim'in şok edici gönderilişinin travmasındayken gelmişti ve ona rağmen umulmadık şekilde 2-2'lik biten juventus maçıyla bizi hayata tutundurmuş ve real madrid'li juventus'lu gruptan takımı çıkarıp şampiyonlar liginde son 16'ya bırakmış, 9 yıl sonra türkiye kupası kazanmış ve ligdeki amacımız olan şampiyonlar ligine doğrudan katılım hakkını elde etmişti.

    prandelli ise neyi niçin yaptığı belli olmayan bir şekilde hamlelerde bulunmuş, süper kupa'da takıma hiçbir şey oynatmayarak kupayı yine hiçbir şey oynamayan ismail kartallı fener'e hediye etmiş, ligde kazanırken bile "abi biz bu maçı nasıl kazandık ya" dedirten galibiyetler almış ve şampiyonlar liginde 1 puan alarak galatasaray'a tarihinin en kötü şampiyonlar ligi performansını yaşatmıştır. eğer ilk maçta burak yılmaz son dakika anderlecht'e o golü atamasa, prandelli galatasaray'ın adını şampiyonlar ligi'nde sıfır çeken takımlar listesine de yazdıracaktı.

    zaten o yüzden mancini, premier lig şampiyonu olabilmiş ve bugünlerde italya'ya euro 2020'yi aldırabilir mi diye konuşulurken prandelli, italya milli takımı da dahil olmak üzere gittiği her takımdan bir şekilde kovuluyor işte.

    ama benim için mancini'yi prandelli'den; riekerink'i de tudor'dan üstün kılan şey, galatasaray'ı vizyonuna yönelik verdikleri demeçlerdir.

    prandelli şampiyonlar ligi'nde son iki sene gruplardan çıkmış takımı her maç dörtlük yaptıktan ve neticede 5 maçta 1 puan toplayacak duruma düşürdükten sonra hiç utanmadan “bizim için avrupa önemli değil, hedefimiz 4. yıldız" diyerek galatasaray'ın tarihinden bihaber olduğunu ortaya koymuştur. bu sözüne yönelik bizim tek söylememiz gereken yallah fenerbahçe'ye olmalıydı ki prandelli'nin o sözünü ben manşette görünce aziz yıldırım söyledi zannetmiştim ve "ee zaten bunlar avrupa'dan men almadılar mı?" demiştim ve sonra haberi açınca bunu söyleyenin aziz yıldırım değil de prandelli olduğunu görüp on saniye açık ağızla ekrana bakmıştım.

    mancini ise galatasaray-juventus maçı kar tatiline girdiği akşam real madrid, kopenhag'ı yendiği için uefa avrupa ligine gitmeyi grantilemesine rağmen "galatasaray bir uefa avrupa ligi değil, şampiyonlar ligi takımı'dır. her zaman burada olmalıdır" diyerek kulüp tarihi ve vizyonu hakkında bilgi sahibi olduğunu vatandaşı prandelli'nin aksine ortaya koyuyordu.

    benzer bir olay riekerink ve tudor'la da yaşanmıştır.

    tudor, başakşehir ve beşiktaş'a karşı aldığı farklı yenilgilerini normalleştirmek için; "başakşehir ve beşiktaş bu ligin en iyi takımları. onlara karşı bu sonuçları almak çok normal" diyordu. gören de türkiye'nin iki büyüklerini başakşehir ve beşiktaş, galatasaray'ı da her sene orta sıralara oynayan anadolu takımı sanırdı. nasıl bir aymazlıktı tudor'un ki hiç anlamam. hatta tudor daha da ileri gidip beşiktaş için "beşiktaş'a karşı devre arasına kadar gol yemedik, ama sonra ilk golü onlar attı ve her şey tepetaklak gitti. beşiktaş, türkiye'nin en iyi takımı ve yıllardır en iyi oyunculara sahipler, harika oynuyorlar. onlar şampiyonlar ligi'ne konsantre olduğu için şanslıydık ve bu yüzden şampiyonluk şansımız fazlaydı." diyerek galatsaray'ı beşiktaş'tan küçük takım zannettiğini ve ancak beşiktaş müsade ettiği için galatasaray'ın şampiyonluk yarışına girebildiğini düşündüğünü cahilce ortaya koyuyordu. bu abimiz sanırım beşiktaş'la galatasaray'ın tarihlerini karıştırmıştı.

    oysa mesela kısa görev süresi boyunca birini fenerbahçe'nin, diğerini de beşiktaş'ın elinden alarak kulübümüze zor zamanlarında iki kupa kazandıran riekerink görevi boyunca takımımızla ilgili "galatasaray dünya çapında bir kulüp. galatasaray'ın hedeflerinin büyük olması çok doğal. hedefimiz galatasaray ismini tekrardan parlatıp, en iyi yerlere taşımak." gibi kulüp tarihine vakıf olduğunu bildiren açıklamalar yapıyordu.

    yani demem o ki, galatasaray'a gelen yabancı teknik direktörlerin biraz da türk futbolunun en büyüğünü çalıştırdığının farkında olması ve kulübün vizyonunda avrupa kupaları başarılarının çok önemli bir yeri olduğunu bilecek kadar takım tarihine hakim olması gerekiyor. yoksa sonunuz prandelli ve tudor gibi şampiyonluk yarışının içinde olsanız da kovulmak oluyor ve kovulduğunuza tüm taraftarlar seviniyor.
App Store'dan indirin Google Play'den alın