1826
istifa haberiyle galatasaray taraftarını mutlu etmiş şahıs. umarım bir daha kulübün kapısından içeri giremez.
1163
tez zamanda galatasaray’dan defolup gitmesini diliyorum. madem bu adama maaş veriyoruz, işini iyi yapmıyorsa her türlü eleştiri yapılabilir. ibrahim hatipoğlu ile farkı biri gönülden, biri duygusal olarak o konumda bulunuyor.
331
tarzı ile, konuşması ile ve duruşu ile galatasaray'a yakıştığını düşündüğüm isim. ancak kendisi de insan olduğu için hatalar yapmış olması gayet doğal. belhanda ismi 2017-18 transfer sezonunun en büyük günahı ve bu günaha onay veren isimlerden biri cenk ergün. ölenle ölünmüyor. yanlışlarının bilinciyle hareket etmesi gerekiyor. ben kendisinin gelişime açık birisi olduğunu gözlemliyorum. ayrıca fatih terim ile çalışmak isteyeceğine de inanıyorum gelmesi durumunda hocanın.
1828
korkunç bonservis ve yıllık maaşlı transferler, korkunç miktarlara fesihlerle görevini layıkıyla yaptığına inanarak istifa etmiştir. kim bilir kendisine göre çok iyi bir iş de yapmış olabilir.
şayet iyi niyetle çalışıp bu işleri yaptıysa vah bizim gibi kulübün kurumsal hafızasına ki böyle adamlarla çalışılıyor.
takımı ekonomik olarak kilitledi ve gitti, bir önceki döneminde olduğu gibi.
700
surekli son sampiyon kadronun temellerini o atti diye ovulen sportif direktor. yuklu bonservis ve maas vererek takim kurmak basari degildir. cenk ergun kulubun ffp'den ceza almasinda basrol oynayanlardan biriydi. (olmayan) parayi basip transfer yapmak icin sozluk'ten herhangi birini de goreve getirebilirlerdi.
1456
kaç dönem ve kaç yönetimle beraber çalıştın bilmiyorum. nefret ediyorum senden. sadece lise mezunu olduğun için bu kulüpte görev alabiliyorsun. artık abilerine ne gibi katkılar sağlıyorsun da seni oraya layık görebiliyorlar buna da anlam veremiyorum. allah seni bildiği gibi yapsın, bu taraftara yaşattıkların burnundan fitil fitil gelir inşallah.
188
işkembeden sallamanın kolay olduğu, bir nevi yönetimin yeni paratoneri. arkadaşlar, bu ülke daha 1 yıl olmadı askeri darbe atlattı, son 2 yılda sadece sivillere yönelik olan terör saldıralarında 1000'in üzerinde insan öldü ve yaralandı. ülkemiz imaj ve yönetim şekli olarak batı avrupalı ülkelere göre çok geride. ayrıca ülkede oynanan futbol bok gibi, takımlarımız avrupa'da sanıyorum en son 4 yıl önce kayda değer başarılar elde etti. ondan önce berbat ve hala davaları devam eden bir şike süreci yaşandı. tabi ki avrupa'nın göbeğinde fransa'da ya da italya'da ya da ispanya'da oynayan başaltı oyuncular orada kazandıklarının 2-3 misline buraya gelecek. ne olacaktı yani aynı paraya mı gelecekti? buna hakikaten inanıyor musun şöyle bir düşününce?
öte yandan şu andaki futbol piyasasından habersiz miyiz? mbappe denen daha 19 yaşında ve 3 sene sonra ne olacağı bile belli olmayan bir oyuncu için 150 milyon euro istiyor monaco! 150 milyon euro! ve bu adamın yeni bir martial olmayacağının garantisi asla yok ki bilenler hatırlar, o martial tam 80 milyon euro'ya transfer edilmişti aynı monaco'dan.
şampiyonlar ligine gidemediğin, avrupa ligine en alt elemeden başladığın, 2 yıldır ilk 3'e giremediğin bir türkiye ligi takımına hangi şartlarda oyuncular gelebilirdi ki? martin linnes ya da lionel carole gibi oyuncular da aldık, gayet de makul maliyetlere aldık. sonuç nedir peki? önce 6'ncılık sonra 4'ncülük. kim ne derse desin, belhanda da gomis de avrupa piyasasında rüştlerini ispat etmiş başaltı oyunculardır. tutar tutmaz olur olmaz orasını bilemem ama iyi oyunculardır. ikisinin de çok iyi geçirdikleri bir sezonun sonunda transfer edildikleri paralar, yukarıda tek tek saydığım ve içinde bulunduğumuz tüm şartlara göre anormal değildir.
1830
gidişi bile en çok zararı verdiği gün olan kişi. bütün transferleri sabote etti, transferin son günü istifa edip defolup gitti.
bunun istifası yetmez. bunu göreve getirenler de tek tek gidecek. dursun özbek’ten başlayarak. bir daha da asla galatasaray’da görev alamayacak utanmaz herifler.
1892
şampiyon takımın transfer sezonunda hem kadrosunu dağıtmış hem transfer sonunda kasanın eksi yazmasını sağlamış hem de hayvan gibi kontratları kulübe monte etmiş galatasaray düşmanı.
104
yonetimin ilgiyi dagitmak icin kendini yem olarak kullandigini dusundugum isim. dikkat ettiyseniz bunu diger isimlerle de yaptilar. cuneyt tanman, levent ayisi, simdi de sira bu arkadasta sanirim.
zira adam haydi ben fransa'ya gezmeye gidiyorum diyip gitmiyor. bu maasli calisana yoneticisi diyor ki hadi cenk kalk su su oyuncularla gorusmeye gidiyorsun, bu da kalkip gidiyor. bu adama sinirlenmek epey sacma bir davranis. kizacaksaniz once onu bu sekilde gezdiren yonetime, ve bu adamin ismini son zamanlarda surekli one suren haber kanallarina/internet sitelerine kizin cunku belli ki adamin ismi bizim yonetimin siparisi uzerine bu kadar one cikariliyor. zamanlama sizce de manida degil mi, istifa cagrilari, imza kampanyalari vs. onbir senedir hic ortada yokken bir anda cenk ergun isminin bu kadar anilmaya baslamasi.
1831
istifa mektubunu okumak için instagram hesabına girdiğimde kerem aktürkoğlu'nun vedası ile ilgili yaptığı paylaşımı gördüm.
güzel bir mesajla birlikte olan iki fotoğrafını paylaşmış ve kerem de bunu beğenmiş. eğer bu adam kerem'in kaptanlığını alan karar mercii olsa kerem beğenir miydi bu paylasimi yoksa iki yüzlülük diye kızar mıydı? bence ikincisi..
bu durumda aklıma şu soru geliyor. kaptanlık olayından menajerlik komisyonlarına, rezil transfer politikasına her şeyi bu adama yükledik ama asıl çıbanın başı başkası..
499
cenk ergün’ü cenk ergün olarak düşündüğünüzde aklınıza galatasaray’ın paralı personeli ve normal bir yönetici geliyor bu çok normal.
cenk ergün’ü düşündükten sonra aklınıza abdürrahim albayrak geliyorsa cenk zihninizde bir anda prezantabl, iş bitiren , transfer baronu kalifiye bir kişiye bürünüyor. sorun işte burada dostlar.
kel ölür sırma saçlı olur vesselam.
1875
kendi adini galatasaray adindan daha ustun tutan vasifsiz kimse.
rakip takimlardan bir fanatigi alip, galatasarayin basina gecirip, al bu takimin ayarlariyla oyna, 2 senedir rekorlar kirarak sampiyon oluyor, hem maddi hem de manevi zarar ver deseniz, bu vasifsiz kisinin yaptigini yapmaz. utanir, ulan bu kadar da gostere gostere yapilmaz der. bi yerden sonra durur. ama bu şahis durmamistir. sonuna kadar gitmistir, tam da transfer sezonunun kapanmasina birkac saat kala, gorevini birakip kacmistir. ha iyi de yapmistir ama amac nasilsa galatasaray'a zarar vermek. son dakikaya kadar oyala, oraya buraya uc, birseyler yapiyormus gibi gorun, 10 paraya takimin bu sezon simdiye kadar (2024-2025) en cok gole katkisi olan adamini gonder, ondan gelen paralari, birilerini gondermek icin ver. adam gondermek icin para ver, adam almak icin para ver. aferin sana, galatasaray adini bu kadar rezil et, ondan sonra adimi lekeliyorlar diye kac git. ne ala memleket.
180
haldun üstünel, cenk ergün, bülent tulun bunlar hep aynı işi yapar. yönetim bir oyuncu için bir aralık verir, bunlar da gider görüşmeleri yapar. kimisi daha karizmatiktir, ikna etmesi kolay olur vs. bunun dışında dil bilen, biraz sohbet edebilen kulübün içinden herhangi biri bunların yaptığı işi yapar.
levent nazifoğlu gibi yurt içinde saçma sapan adamlara deli gibi paralar verileceğine, cenk ergün gitsin gomis'e çok para versin ne yapayım.
yoksa pek transfer başarısı görülecek devirde değiliz.
1684
sözleşme yenilendiği haberleri çıkan şahıs. bu yapılan hamle koca camiaya, taraftara rest çekmek anlamına geliyor. sizi takmıyoruz, siz kimsiniz, biz liseliler bize yeteriz demek oluyor. bunu yapabilecek gücü, özgüveni kendilerinde görebiliyorlar. ancak unuttukları şey, burası galatarasay. böyle taraftarla zıtlaşan günün birinde hep kaybediyor.
731
şu ara neden kendisine tepki gösterildiğini anlamadığım sportif direktör. şu ana kadar (transfer dedikodarini ciddiye almıyorum) gayet sağlam işler yapıyor. ilerisi için yanlışları olursa tartışırız.
500
kendisi hakkında şöyle bir anekdot aktarayım; 2015-16 sezonunda mustafa denizli, galatasaray teknik direktörü olduğunda fatih terim ile telefonda görüşür. fatih hoca, mustafa denizli'ye eğer rahat idare etmek istiyorsa, cenk ergün'ün de içinde bulunduğu bir kısım kişiyi takımdan uzak tutmasını tembih eder. fatih hoca'nın son galatasaray'a gelişinde hatırlarsanız uzun süre tudor'da diretildi. hatta tudor'un gönderilmesi gündemdeyken, taraftar istemesine rağmen ilk etapta fatih hoca düşünülmemekteydi. fakat dursun özbek yönetimi gitgide gözden düşmeleri üzerine, ortalığı yumuşatmak için fatih terim'in her dediğine evet diyerek tekrar takıma katılmasını sağlamışlardı.
yaptığı sözleşmelerle halen belimizi doğrultamadığımız düşünülünce, hocanın neden kendisini istemediğini anlıyor gibiyim.
908
transferde yetkinin kendisine geçtiği iddiaları ile transfer gündemimizde dolaşmaya başlayan isimler birbiriyle kusursuz uyum içerisinde.
1612
rabiot'a verecek 30-40 milyon euromuz varken, 1 senedir eksik olan bölgeye transfer yapmayı beceremeyen yönetimin futbol direktörü. kabak gibi ortada olan bu duruma bile sorsan çok güzel bahane sıralarlar.
400
kendisini çok başarılı bulmamakla birlikte eleştirirkende bazı gerçeklere değinmek isterim. kendisinin kurduğu kadro geçen sene öyle yada böyle şampiyon olmuştur, hemde yeni kurulan bir kadro olmasına rağmen. mevcuttaki süper yönetimimiz o kurulan kadrodan kimseyi satmayıp(kimseyide almasaydı) çoğumuzun hemfikir olacağı gibi bu sene ilk yarıyı lider, şampiyonlar liginde de gruptan çıkmış ve transfere yatırdığımız paranın yüksek bir oranını çıkartmış olacaktık. ayrıca piyasada dönen paralar malumunuz, muslera hariç geri kalan 10 kişisi yenilenen kadroda 40 milyon euro çok büyük bir rakam değildir.
401
objektif bakarsak maicon hariç kalitesiz oyuncu almamıştır.
mariano, fernando, feghouli, belhanda, gomis...
öte yandan, yapılan sözleşmelerin zaten savunulacak yanı yok.
ancak şöyle düşünelim: başkanı dursun özbek olan, östersunds'a elenmiş, üst üste 2 yıl rezalet sezon geçirmiş, kaosun en başarılı döneminde bile eksik olmadığı, taraftarın sabrının kalmadığı, yapısal sorunların hakim olduğu bir kulüpte ve genel olarak tüm bunların daha beterine sahip bir futbol ikliminde "ben bu 40 milyon euro'ya genç bir kadro kuracağım, birkaç yıl sabredeceğiz. başarısız da olsak gelecek parlak" diyebilecek biri varsa, buyursun yapsın dediğini.
üç tane 6-7 milyonluk isimsiz scout transferi gelseydi, sabah akşam scout transferi diyen çoğu taraftarın tepkisinin ne olabileceğini az çok tahmin edebiliyorum o dönem. yapılan iş doğru da olsa, tepkiler çok büyük olacaktı. çünkü ne yönetime ne teknik ekibe güven vardı. gelen oyuncular burada mental olarak çökerdi muhtemelen.
bu adamın arkasında duracak yönetim var mıydı? ne zaman oldu ki? yaptığı işi iyi veya kötü yapmasını geçtim, kovulmazsa eğer birkaç gün içinde evet, yapardı herhalde genç oyuncu transferi. çünkü yönetim ancak o kadar süre taraftarın baskısına dayanabilirdi. hatta bir gün bile fazla.
bir de malumunuz, son yıllarda yaşanan olaylar sebebiyle buraya gelmeye pek hevesli de değil avrupalı oyuncular. parayı seçenler istisna oluyor. çok nadir bir heyecan yaşamaya gelen oluyor.
kulüp neyse, yönetimi neyse, ülkenin futbola bakışı neyse transferi de ona göre yapılıyor. o yüzden bu adamı hem eleştiriyorum hem de başka çaresinin olmadığını düşünüyorum o transfer döneminde. bu işler bir tek cenk ergün'ün ile değil, yönetim-taraftar-teknik ekip ortaklaşa bir zihniyet değişimi gösterirse olur ancak. kulübün ve genel olarak ülkedeki futbolun yapısal problemleri çözülmediği sürece umutlanmak beyhude.
1472
be adam sen fatih terim misin de 3 kere gittin 4 kere geldin acaba dedirten ilginç galatasaray figürü. kapıdan gönderiyorlar sonra hoop kulisler, seçimler görev başında. eskiden tercüman ve organizasyoncuydu en azından şimdi nerelere geldi. maaşlı bir pozisyon olsa başkan da olur beyefendi.
1541
hermoso’nun menajerinin ketenpereye getirdiği galatasaray’ın futbol aklı.
adam çocuğunun okuluna kadar ayarlatmış bunu da roma’ya koz olarak kullanmış ve transferi bitirmiş.
çok meziyetli adam gerçekten.