• 7
    okan buruk'un kalması/gitmesi veya yönetimin kalması/gitmesi üzerinde her türlü fikire açığım. çok büyük bir çoğunluk her iki konu özelinde de şiddetli bir şekilde devam edilmesinden taraf olabilir, az bir kesim de farklı bir görüşü savunabilir. buna bir itirazım olmaz. ancak çokbilmiş tavırlara ve daha önemlisi pusu kültürüne tahammülüm yok.
    bu yazar arkadaşımızın özellikle okan buruk konusunda farklı başlıklara gerekli tohumları son zamanlarda attığını ve köşesine çekilip yeni sezonu beklemeye başladığını düşünüyordum. dün akşam midtsjö ve bu sabah özgür baran aksaka başlıklarında yazdıklarını görünce biraz yanıldığımı anladım. yeni sezonu bekle(ye)meyecek kadar kafayı takmış durumda çünkü konuya kendisi. özellikle hocaya, biraz da yönetime. yoksa 88 puanla şampiyon olunan bir sezonun ardından, bir hazırlık maçı üzerinden midtsjö başlığına "alan da gönderilmeli" şeklinde bir entry girmenin akıl ve mantıkla izah edilecek bir tarafı yok. bu beslenen bir düşmanlıktan ibarettir sadece.
    bazı galatasaraylılar için başarının veya başarısızlığın peki bir önemi yoktur. sadece kendi doğruları vardır onların. kendi doğrularının yansımalarını galatasaray'da görmüyorlarsa; galatasaray başarılı dahi olsa memnun olamazlar. çünkü ne olursa olsun kendi bildikleri/düşündükleri şekilde yürümelidir işler galatasaray'da. başka türlüsü mümkün olamaz, doğru da olamaz. bu yüzden okan buruk gitmelidir; hatta yönetim de gitmelidir gerekirse. önemli olan, kişilerin kafasından geçenlerin gerçekleşmesidir. galatasaray falan önemli değil. şu an elbette ki bu dediğim dedik inadı için pek doğru zaman değil ama galatasaray iki maç üst berabere kalsın, bu üyemiz çok daha sert bir veryansına başlayacaktır. bir hazırlık maçı mağlubiyeti üzerinden "gitmesi gerekenler" listesi oluşturan, çok da fazla beklemeyecektir. bunun da adı pusu kültürüdür ve bir galatasaray sözlük üyesine yakıştırdığım bir davranış değildir.
  • 10
    her gün fikri beğenilmediği için bir yazar hedef gösteriliyor ve sıra sanırım bugün kendisine gelmiş olan yazar.

    kendisinin yazdığı son 10 yoruma baktım. rashica'yı övmüş, barış'ı övmüş, mertens'i övmüş, vitaminsiz halil'i bile övmüş ama tete'yi yermiş.

    sırf beğenmediğiniz için birinin nick altına gidip onun ne türden yazı yazdığı hakkında fikrinizi yazmanız kime ne kazandırıyor bilmiyorum. bahsedilen negatiflik ise geçen günlerde de aynı olay -sırf fikrini belirttiği için- tragedystreets nickli arkadaşa da yapıldı.

    derdiniz varsa gider yazarsınız. mesaj alımı kapalıysa da engeli basar geçersiniz. negatiflikten dert yanıp, gidip birinin nick altına onu engellediğinizi yazmanın burada o çok övülen "arkadaşlık havası" gibi şeye zerre fayda sağlamadığını bilin.
  • 11
    merak edip girdilerine baktım, çünkü negatiflik pompalayan, yangıncı yazarlardan hiç hoşlanmam.

    adam herkese pozitif yorum yazmış ya hu, tam aranan galatasaraylı bana göre. moral veriyor, motive ediyor, bölüp parçalamak, kışkırtmak yerine birleştiriyor.

    gereksiz bulduğu iki transfere de gerekçelerini belirterek karşı çıkıyor.

    bastım on butonuna, bastım on butonuna.
  • 12
    zaha ve icardi transferlerini "büyük kumar, büyük maliyet. bu yönetim bizi batıracak" şeklinde eleştiren; midtsjö transferini isteyen okan buruk'un gönderilmesi gerektiğini savunan; erden timur hakkında "galatasaray'ı iflas ettirecek, transfer obezi" gibi tanımlamalar yapan; zerre ilgisi olmadığı halde 2023 transfer dönemiyle 2019 dönemi arasında benzerlikler kurmaya çabalayan bir yazar arkadaşımız. bu tespitler düşünce özgürlüğüne girer ama yapıcı ve birleştirici olmadığı da kesin. erden bey ve okan hoca hakkında tek bir olumlu cümle kurmaktan imtina eden bu üyemiz; halil dervişoğlu ve erencan yardımcı beşiktaş'ın transfer gündemindeyken, beşiktaş yönetiminin transfer politikasını övmekte, şenol güneş'i beğenmekteydi. beşiktaş'ın transfer politikasını beşiktaşlılar övmüyor, imkanları olsa başkanlarını bir kaşık suda boğacaklar ama olsun. bu da tabi düşünce özgürlüğü.

    gelelim düşünce özgürlüğü olmayan kısımlara. galatasaray'a dair verilere, mali tablolara, finansal raporlara kongre üyesi olmaları sebebiyle son derece hakim sözlük üyeleri ortaokul öğrencisinin anlayabileceği sadelikte ve tane tane galatasaray ekonomisinde korkulacak bir şey olmadığını defaatle anlattıkları halde, bu üye sürekli galatasaray'ı iflas ettirmekle meşgul. hiçbir veriye dayandırmadan, ilgi çekici gazete manşeti üslubuyla yapıyor bunu. bu elbette ki düşünce özgürlüğü değil. ilgi çekme çabası. benim çok kızdığım bir diğer gerçek dışı konu, yaptığı ısrarlı bir "galatasaray sürekli gider artırırken, gelir arttıramıyor" vurgusu. bu tamamen artniyet. leo residence; florya; bütün detayları kap'a bildirilen ve son bir aylık dönemde basın toplantıları aracılığıyla duyurulan 10'a yakın sponsorluk anlaşması (bir yeni imza töreni yarın). sponsorluk gelirlerinin katlanarak arttırılmış olması. sponsorların, sponsorluk bedelinin dışında, transferlere yaptıkları katkılar sebebiyle statta düzenlenen imza töreninde onore edilmesi. bütün bunlardan bu yazar arkadaşımızın haberinin olmaması imkansız. buna rağmen "galatasaray gelir arttıramadığından batmaya doğru gidiyor; iflasa sürükleniyor" yazıyorsanız, bu düşünce özgürlüğü değildir. gerçek dışı bir şekilde ilgi çekme çabasıdır. algı yaratma hevesidir.

    erden timur, okan buruk, bu insanların icraatları, galatasaray'ın mevcut finansal durumu vs. bu konular özelinde bu üye ile aynı şekilde düşünen galatasaray'da üç kişi var: hayri kozak, taner aşkın, eşref hamamcıoğlu. ve tabi bu kişilerin destekçileri. üye arkadaşımız da zaten hayri kozak hakkında belki de bu sözlükte olumlu bakış açısına sahip tek kişi. erden timur'un ve okan buruk'un gidişinden taraf ve gitmeleri durumunda çok sevinecek olan; galatasaray'ın iflas etmek üzere olduğu yönünde algı oluşturmaya çabalayan başka kişiler de var, üstelik her yerdeler ama onlar zaten başka takımların taraftarları.

    her konu özelinde yapıcı eleştiriye varım ama doğrular eşliğinde. galatasaray'ın menfaatine çalışan insanlar hakkında basmakalıp düşüncelerle, gerçeklerle örtüşmeyen algılarla ve kişisel inatlarla yorumlarda bulunmak düşünce özgürlüğü değildir. birleştirici, yapıcı falan da değildir. bu hususlara her zaman dikkat etmek gerekir.
  • 13
    (bkz: #3679328)

    kasada beş kuruş para yokmuş, batıyormuşuz, kimse sponsor olmak istemiyormuş (bu yıl rekor sponsorluk aldığımızı bilmeyen galatasaraylı var mı?), genç futbolcular kaçıyormuş fakat ne tezattır ki italyanın altın çocuğunu daha 5-6 ay önce aldık. sadece tek entry'sinde bakın kişisel yorum demiyorum, doğrulukla uzaktan yakından ilgisi olmayan ifadeler var.

    bunlara rağmen tam aranan galatasaray'lı öyle mi? yahu bu galatasaraylı değil. bu arkadaşın tek yaptığı fitne tohumları atıp kenara çekilip beklemek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın