kendisinin yöneticilik dönemi hakkında sunulan eleştirilerde, sanırım eleştiren güruh olarak yanlış ifadelerde bulunduk. çünkü değerli sanatçımız candan erçetin'in bir spor kulübünde başkan olmasını savunan kardeşlerimiz bizi cinsiyetçilikle suçlamışlar.
sevgili arkadaşlar, az önce de belirttiğim gibi sanırım biz kendimizi yeterince ifade edemedik. sorun candan erçetin'in kadın olması değil. sorun candan erçetin'in yönetici de olması değil. sorun futbol başta olmak üzere kulübün bütün spor branşlarından, bu branşların bağlı bulunduğu lig ve federasyonların konjonktüründen, bu branşların aktif sporcularından, bu sporcuların menajerlerinin piyasaya hakimiyetinden, transfer piyasasının işleyiş şekillerinden, rakip kulüplerin politikalarından vs gibi bir çok durumdan bi haber birisinin "
başkan yardımcılığı" yapması.
galatasaray eğitim vakfı, galatasaray yardımlaşma vakfı veya x bilmem ne vakfını idare etmek ile avrupa'ya mal olmuş, türkiye'nin en büyük ve köklü spor camiasını idare etmek arasında çok büyük bir fark mevcut. her zaman söylerim, kulüp idare etmek devlet idare etmeye benzer. gerekirse boğazına kadar çamura batmış kulüp için o çamur deryasının içine dalar, düştüğü pislikten kulübü çekip çıkarırsın. bunu yaparken üzerindeki yeni takımının kirlenip, kirlenmediğini umursamazsın. işte bu tarz karakterde kişiler, büyük kulüpleri idare edebilirler. candan erçetin türkiye'nin en iyi sanatçılarından biri. fakat bir spor kulübü yönetecek vasfı taşıyan biri değil ne yazık ki.