• 6
    uluslararası federasyonların neredeyse tamamı tarafından tanınmayan, kendi spor bakanlığı bile olmayan kktc'den çıkıp da olimpiyat finaline kadar giden kardeşimiz.

    akşam gelen edit: elf gözlerim beni yanıltmıyorsa olimpiyatlarda kişisel en iyi derecesi olan 1.92 metreyi tekrarlarken havada kameralara poz vermiş.

    oha diyor, başarılarının devamını diliyorum.
  • 8
    hemen her bireyi kuzey kıbrıs içinde farklı bir spor dalında başarılı olmuş, sporculuğuyla bilinen bir aileden gelen anne ile istanbul'lu bir babanın kızı olan sporcu.

    doğup büyüdüğü ilçede, ingilizce tabirle "hometown"unda bir tane yüksek atlama parkuru olduğu olimpiyattaki yarışlarısonrası yerel gazetecilerin araştırmasıyla ortaya çıkmıştır. o da bir tesise, muhtemelen ilk açıldığı zaman koyulmuş ve çok sınırlı imkanlarla asgarinin asgarisi bakım görmüş.

    çocukluk hatta ilk gençlik yıllarında, kuzey kıbrıs içinde özellikle okul yarışlarında başarılı oluyor. farklı dallarda başarıları var. kktc'nin içinde olduğu durum sebebiyle, doğuştan gelen yetenek ve okuldaki beden eğitimi öğretmeniyle sınırlı bir antrenmanla ciddi potansiyel gösterip sonra iş güç geçim gailesi derken hayatın içinde savrulan pek çok gerçek sporcu var.

    buse belki de geleceğini, hayatının 35-40 yaş sonrası bölümünü riske ederek bu döngüden dışarı çıkmaya karar vermiş. 16-17 yaşından sonra kendi imkanlarıyla, türkiye'de çoğu zaman kamplarda kalarak bu işin peşinden gitmeye karar veriyor.

    2022lere 2023lere kadar yarışma odaklı parça parça hazırlık yapabildiği bir ortamda 1.86'ya kadar kendini geliştiriyor. bu da onu artık üzerine düşülmesi gereken bir sporcu konumuna getiriyor ilgililerin gözünde.

    tam o dönemlerde savaştan kaçan ukraynalı bir elit antrenör türkiye'ye sığınıyor. paris 2024 olimpiyatlarından yaklaşık bir yıl önce beraber çalışmaları sağlanıyor. hayatındaki muhtemelen ilk uzun sürekli koçluk hizmeti bu, bununla da 1.86lardan 1.92lere kadar kendini geliştiriyor.

    sonrası zaten az çok kamuoyunun da bilgisinde...

    işin daha trajikomik tarafı, paris olimpiyatlarında dünyada kıbrıs cumhuriyeti, bizde güney kıbrıs olarak bilinen devleti temsil eden sporcuyla beraber yarıştı. hatta kıbrıs cumhuriyeti bayrağı ve türkiye cumhuriyeti bayrağı, ailelerin yan yana oturması sebebiyle finalde tribünde yan yana durdu. bu görüntü de, aileler yarışmaya yakın bölümde olduğu için sık sık görüntüye geldi.

    o devleti de aslında kıbrıs doğumlu olmayan, savaşa kadar ukrayna'da yaşamış ve savaş patlayınca kıbrıs'a(galiba annesinin ailesinin yanına) sığınmış bir atlet temsil etti.

    bu yönüyle de trajikomik bir hikayenin parçasıdır aslında. kıbrıs'ta doğmuş büyümüş bir atlet türkiye adına yarıştı, ukrayna'da doğmuş büyumüş bir atlet de kıbrıs adına...

    buse kıbrıs doğumlu olmasına rağmen babasının türkiye'li olmasından dolayı sınır kapısından kıbrıs'ın güneyine alınmıyor dahi.

    bir istisna yaratılsa ve güneyde hazırlanma imkanı doğsa, kendisine bir atlama düzeneği bile veremeyen devlet önde ahali arkada bir linç girişimine maruz kalacak.

    hadi bunu da atladı diyelim, güneydeki olimpiyat komitesi buse ile çalışmayı, ucunda olimpiyat altını olsa bile kabul etmezdi. kuzeyde linç edilmesine benzer sebeplerden...

    ondan sonra bu kıbrıslılar niye böyle...
App Store'dan indirin Google Play'den alın