resim
Burak Yılmaz
Görev:Teknik Direktör
Takım:-
Yaş:39
Uyruk:Türkiye
  • 9051
    kırk yılda bir denk gelip de atabildiği bir gol üzerinden, yıllardır düzelmeyen saçma özelliklerinin görmezden gelinebildiği, garip ironilerin yapılabildiği bir oyuncu. evet, o kadar istikrarlı ki bunun gibi daha sayamadığımız bir dolu özel yetenek, klas hareket golü var. öyle böyle kral değil.

    servet'in üç kişiyi çalımlayıp attığı gol, bekir'in rövaşatayla attığı gol falan vardı sahi, ne oldu onlara?
  • 9055
    kendisinin sorunu kazmalık değildir.
    yetenekleri olduğu kesin
    fakat sorun şu ki
    1- istikrarsızdır, sezonun bir bölümü ortalama 2 gol atarken bir bölümünde boş kaleye atamaz
    2- gol atmak dışında modern futbolda forvetin sahip olması gereken top kontrolu, duvar olma, top indirme, top tutabilme özelliklerine sahip değildir
    3- karakter olarak kötü niyetli olmasa da çok çabuk oyuna küsen, hocasına arkdasına trip yapan, her topu kendine atılmasını isteyen , her frikikte topa giden , sakat sakat oyuna girmeye calısan cocukca bir yapısı var
    özet olarak kesinlikle değerli bir golcüdür fakat hem karakter olarak olgunlaşması gereklidir hem de ya yerine ya yanına 4-3-3 sistemine uygun bir adam alınması elzemdir
    2dklik videolarla yermek ya da yüceltmek cok anlamsızdir kendimle ilgili halı saha maçlarından bir video yapsam 2dklik zidane sanırsınız ama gerçekler şansı bulmama rağmen amatör kümeden ileri gidemediğimdir.
  • 9056
    hamza'nın prensi, 15-20 milyon euro'luk oyuncu ona göre. kendisi olduğu sürece üst düzey forvetimiz olmayacak. dolayısıyla 15-20 yılda bize gelebilecek bir sneijder bu arkadaşla oynamak zorunda. sırf bu durum bile zoruna gidiyor. bu kadar şut tehditi olan, pas yeteneği üst düzey olan bir adam burak bey yüzünden stoch gibi oynamak zorunda kalıyor. he ayrı efsane şutları gene ama adamın ayaklarını bağlıyoruz.
  • 9057
    ben bu arkadaşın yanına birisini alalım kafasını anlamıyorum. niye alacağımız adam burak'ın eksiklerini kapatmakla ugraşsın ki ? neden takım için daha faydalı olacak işler yapacakken burak'ın yapamadığı işleri yapsın. sadece fırsatçı diye, bir forvet oyuncusunun yapması gereken temel şeylerin çoğunu yapamaması, ve buna ses çıkarılmaması iki yüzlülük gibi geliyor biraz. 'ama gol atıyo yeaa' diye savunulması da ayrı olay. 'gol atıyo yea' ama takım oyununun, takımın ileride ki efektifliğinin anasını belliyo? bu adam artık zarar vermeye başladı takıma, bunu göremiyorsunuz. tez zamanda gitmesi dileğiyle.
  • 9058
    eğer roma dzeko'yu alamazsa alternatif olarak burak'ı düşünüyormuş. 8 milyon euroluk bir teklif hazırlamışlar pazarlıkla falan 10'a biter. kendisiyle bir alıp veremediğim yok ama kendisinin yurt dışı performansını çok merak ediyorum. eğer kendisi de roma'ya gitmek isterse bence iki taraf açısından da fena olmayan bir anlaşma olur. bu ülkede psikolojil olarak çok yıpratılıyor. kafası rahat bir burak'ın yurt dışında 4 büyük ligden birinde şampiyonluğa oynayan bir takımda ne yapacağını gerçekten merak ediyorum.
  • 9063
    geçenlerde takım için oynamadığı sürece kendisini sevemeyeceğimi söylemiştim.

    transfer dedikoduları da çıktığına göre kendisi hakkında 10uozledik ile yaptığımız, tartışmadan ziyade fikir alışverişinde söylediğim şeyleri bir kere de burada belirtmek istiyorum.

    sevelim, sevmeyelim kendisi son 5 yılda türkiye liginde en çok gol atan futbolcudur. bu tartışılabilecek bir husus değil, realite.

    öte yandan burak'ın takıma etkisine amerikalıların takım sporlarında +/- rating olarak tanımladığı "oyuncunun oyuna etkisi" açısından bakarsak aslında gol istatistiğinin gösterdiği derecede (+) impact yapmadığını, hatta (-) impact bile yapmış olabileceğini düşünüyorum. zaten alex ferguson'un da dile getirdiği gibi "istatistik mini eteğe benzer, bir sürü şey gösterir ancak asıl görmen gereken şeyi göstermez".

    burak iyi forvet/kötü forvet konusu uzunca tartışılabilir. ben bu tartışmada burak'ın forvet olmadığını, "golcü" olduğunu savunuyorum. fm tabiri ile poacher diyebiliriz. günlük kullanımda ise forvet sadece sahada gol atan adam değildir. bir sürü ekstra özelliği olmalıdır; burak'ta ise, az sonra aşağıda açıklayacağım gibi bu özellikler yok. dolayısıyla burak yılmaz'ı -misal veriyorum isimlere takılmayın- karim benzema, thierry henry, wayne rooney, diego costa gibi adamlarla karşılaştırmak mümkün değil. benim futbol anlayışıma göre burak yılmaz, filippo inzaghi'nin daha hızlı koşanı ancak daha az bitirici olanı.

    şimdi; özellikle tek forvet oynadığı dönemde veya tek forvetli bir sistemde neden (-) impact yaptığına gelelim. esasen bunların çoğu yukarıda da yazdığım gibi burak yılmaz'ın forvet değil golcü olmasından ileri geliyor. burak yılmaz:

    1) oyunun sıkıştığı anlarda savunmanın rasgele dikerek uzaklaştırdığı topları alamıyor. kendisi kafaya çıkmadığı veya faul yaptığı için topu alamadığı gibi, topa giden defansı bozmadığı için rakibin de topu ilk hamlede almasına, yani arkaya doğru hamle yapmamasına, dolayısıyla savunma daha atağı taze savuşturmuşken rakibin yeni atak başlatmasına sebep oluyor. haliyle başka bir forvetin bozabileceği top geri dönüyor ve ben o sırada çıkamadığım için belki bir pozisyon eksi yazıyorum. maç boyu en az 5 tane böyle pozisyon oluyor.

    2) yine yukarıda belirttiğim eksikliğinden ötürü, özellikle aut kullandığımız pozisyonlarda kaleci degajları savunmadan duvar misali sektiği için takım olarak ileride organize olabilmemin tek yolu savunmadan kısa paslarla çıkmak oluyor. semih-chedjou x 8 selçuk semih x3 derken benim kendi yarı sahamı geçmem yaklaşık olarak 45 saniye sürüyor rakip topu auta attığında. yapacak başka bir şey de olmuyor zira alternatifinde (degaj yapılırsa) topu rakibe kaptırıyorum.

    3) yukarıda 1 ve 2 de yazdıklarım her zaman olan şeyler değil. arada çıkıp bu toplara kafa vuruyor, ancak o topa sırf adet yerini bulsun diye çıktığından o top asla benim adamlarıma gelmiyor. bu önemli; zira ersun yanal ve ismail döneminde fenerbahçe'nin bütün atak sistemi diri forvetlere dikilen topları orada tutmaları ve atağı ileride başlatmaları idi. forvet topu tutabilirse tüm takım ona yaklaşır ve farklı opsiyonların doğar. ancak burak takımdan ziyade kendini düşünerek hareket ettiğinden ve "başkası atacağına ben atayım" mantığına sahip olduğundan, malesef 2. bir forvet ile oynamadığımız zaman bu opsiyon tamamen ortadan kalkıyor. işte her ne kadar şu anki kadro 4-2-3-1'e çok yatkınsa da fatih terim'in 4-4-2 sistemi ile başarılı olmasının sebebi, 1-2 ve 3 numaradaki forvet görevlerini diğer forvetin yapıyor oluşu idi. yoksa 4-2-3-1 daha oturaklı taktiktir, ancak bu opsiyonların kapanınca hiçbir işi doğru düzgün yapamıyorsun.

    4) ceza sahası önünde duvar olabilme ihtimali yok. dolayısıyla sırtını dönüp yandan veya çaprazdan gelen topları yay üzerine atamadığından sneijder, podolski ve selçuk gibi topa vurabilen adamlarımın bu opsiyonunnu tamamen kapıyor. bunun için 2 metre olmanıza veya sıfatınızın pivot olmasına gerek yok. halı sahada bile herkesi başarıya ulaştıran bu oyun bir mental eylemdir, ancak kendisi ben atayım dediği için zaten böyle bir görev üstlenmiyor. dolayısıyla şut şansım da sağdan sola, soldan sağa paslar ile şuta sokma veya arkadan topla çıkan adamın şut çekmesi olarak kalıyor.

    5) sorun sadece alıp geri oynamak değil. false nine taktiğinde çok kullanılan kanat oyunlarından bir tanesi kanat adamının forvete pas atması ve forvetin defansı üstüne çekip topu koşu yoluna plase vuruşa bırakmasıdır. ancak yukarıda 4 numarada yazdığım oyun gibi burak bunu da yapamadığından, bu opsiyonu yasin içeri girip sneijder'in önüne bırakarak yapıyor. zaten burak burada false nine olarak kaleye sırtını dönüp geri gelmediği; altı pasa koştuğu için bu opsiyonu da tıkıyor.

    6)doldur boşalt anlarında chedjou'dan daha etkisiz. zaten kendi gol sistemi savunmanın arkasına kaçmak olduğundan, yerleşik savunma içerisinde tek forvet ise eziliyor. yanında başka forvet varsa o, defansı üzerine çektiğinden boşluk/pozisyon bulabiliyor.

    7)mental olarak savunmanın arkasına kaçtığı için -ki bu taktik gol krallığında işe yarıyor, inkar edemeyiz- tek forvet oynayan takımların faydalandığı, yukarıda yazdığım birçok varyasyondan faydalanamıyoruz. hele rakip kapalı defans oynuyorsa arkada kaçacak boşluk bulamadığımız için haliyle tek gol arama yöntemimiz (bireysel şutlar dışında) orta gol oluyor. inkar edemem son dönemde geliştirdi ancak burak hava toplarında ne dominant ne de precise bir vuruşa sahip. ligdeki stoper kalitesinden fark edilmese de, özellikle avrupa'da kalburüstü takımlara karşı gol bulmakta ne kadar zorlandığımız malum.

    8)burak sahada olduğu için burak'a kitlenen selçuk'un verimi %30-40 düşüyor. fatih terim'in birinci senesinde (buraksız dönem) attığı paslara ve pas dağılımına/burak sonrası pas dağılımına bakarsak bunu çok net anlıyoruz. benim kanaatim selçuk inan'ın hepimizin özlediği ve xelçuk olduğu dönemdeki oyunu ile bugünkü oyunu arasında tek fark bu. verimi ciddi anlamda düşüyor. "selçuk neden ilk sezon oynadığı topu oynayamıyor" sorusunun cevabı da işte bu. şimdi "abi burak sakatken de gördük selçuk'u" diyenler olabilir, ancak burak sakatken yerine umut'un oynadığını ve umut'un burak'ın yapabildiği şeyleri de yapamadığını dikkate aldığınızda kendisinin kıstas olamayacağı son derece açık.

    9)kaçacağı yeri bilmiyor ve bu yüzden defansı üzerine çekip takım arkadaşına da boşluk yaratamıyor. temel öğretide kanattan topla koşan adamla birlikte koşan forvet, doğrudan altıpasa koşup savunmayı da kendisi ile birlikte gömmez. daha net anlatayım. topla koşan sağ kanat x, forvet y, sol kanat oyuncusu da z olsun. şimdi ideal futbolda x kendi kanadından bindirirken, y ya x'in önüne doğru kanada koşar ve bu şekilde x'in diğer kanattan giren z'ye pas vermesi halinde z'nin önünü açar, ya da ters kanada koşup defansı çekerek x'in karşısındaki adamı geçmesi halinde gol pozisyonuna girmesini sağlar. video aradım ama üşendim şimdi. burak altıpasa doğru koştuğu için haliyle defans da gömülüyor ve pozisyon heba oluyor çoğu zaman.

    10)bence duracağı yer bilgisi de eksik. sanırım bir tek ben kendisinin çizgiden girilen oyunda kale içine koşmasına takılıyorum. normalde forvet bu durumda altıpas çizgisinde, yani kanattan giren adamdan daha geride durur ancak kendisi kale içine giriyor.

    bunlar tamamen kendi kusuru mu? değil diyebiliriz zira senelerce kendisini kanatlarda oynattılar forvet kültürü ve bilgisi ile büyümedi burak.

    yukarıdakilerin özeti: burak savunma arkasına iyi kaçan ve gol vuruşu yapabilen bir adam. oyundan çok çabuk düştüğünü tüm takım arkadaşları bildiği için burak küsmesin diye nice pozisyonlar harcıyoruz ve esasen şartlı oynuyoruz.

    öte yandan forvet menşeli kaliteli bir adam, sana yukarıda saydığım bütün bu farklı gol opsiyonlarından faydalanma imkanı tanıyor. bu şekilde burak'ın 20 tane attığı takım toplamda 60 gol atabilirken, yukarıda saydığım işleri yapabilen forvet belki sana 14-15 gol atacak ancak takım olarak gol sayısı 70'lere çıkabilecek. reel örnek ile anlatayım; elmander-baros-necati forveti ile başladığımız 2011-12 sezonunda lig standardına göre bu kadar dominant bir takımımız yoktu ve 69 attık. takımda ön plana çıkan golcü yoktu ama takımda kelimenin tam anlamı ile herkes gol attı. 2012-13'de 60, 2013-14'te 59 ve 2014-15'te 60 gol attık. 2011-12 sezonunda şartlanma olmadan takım oyununun + katkısı ile sadece 24 gol yerken, bu sene kapan allah kapan 6 maçta üst üste gol yememiş olmamıza rağmen 35 gol yedik.

    bu noktadan hareketle bugün gündeme düşen transfer dedikodusuna gelelim;

    burak yılmaz için roma ve 8 milyon euro deniyor. burak, fffp king ünal başgan sağ olsun iyileştirilen sözleşmesi uyarınca 2019 yılına kadar yıllık ortalama 2.875.000 euro alacak. bu da, toplamda 11.500.000 euro demek. özetle; dedikodu şeklinde dönen rakama satılması halinde burak'ın yerine alınacak forvet için bütçe 20 milyon euro. bu paraya da yukarıda saydığım hususların en azından bir bölümünü yapabilen iyi bir forvet alınabilir ve kendisinin (+) impact'i ile ciddi işler yapabiliriz.
  • 9066
    sevgili romalılar, sevgili galatasaraylılar. ciddi ciddi burak yılmaz'ı isteyen bir kulüp olduğuna inanabiliyor musunuz? üstüne para ödeyerek alacaklar hem de? olsa dahi o para 3 milyonu bulursa hemen satarım. bulsa dahi hamza babası onu satmaz. şimdi burak'ı sat, yerine oyuncu izle falan kim uğraşacak. ibrahimovic ve niasse'dan başka futbolcu bilmiyoruz. biri dünyanın en popüler forveti, haliyle bilmemek olmaz. diğeri hocamızın eski oyuncusu, onu da oradan biliyor. ben futbol maçı izlediğine inanmıyorum. sneijder'e bile laf söylemiş, daha söylediği maçta yutmuştu. teknik direktör olunca da paşa paşa oynattı. biz burak'ı satsak, elimizde de paramız olsa, gidip ihtiyacımız olan forveti alamayız diye düşünüyorum. burak 3 milyon verildiği anda satılmalı. bu sene satamazsak kapı gibi kontratı ve iyice gerileyen performansı ve piyasası ile asla elden çıkaramayız. senelerce kambur olarak kalır bu kulüpte.
  • 9068
    galatasaray kadrosunda sırasıyla sneijder, podolski, melo, muslera ve şu anki halini çok çok zorlarsan hamit dışında uluslararası düzeyde olan tek futbolcudur. cl'de 2. ve 3. torba takımların %75'inde oynayabilecek yetenek ve kapasitesi vardır. takım için vazgeçilmez değildir, ederi getirilirse daha fazla geç kalmadan satılabilir. fakat galatasaray gibi ne yazık ki vasat bir cl takımı için kendisi bir şanstır.
  • 9069
    roma'nın o paraları hayatta vermeyeceği oyuncu. roma takımında bile istemez bu adamı. italya ligi sert, pozisyon darlığının olduğu bir lig. gelen pozisyonu gol yapmalısınız. her şey güzelken burak atar golleri ama ne kadar? adam aşırı istikrarsız ve gol atarken bile eleştiriliyor. gol atamadığında zaten takım olarak felç kalıyorsunuz. dzeko'nun alternatifi olarak düşünmek bile saçma bu adamı, kandırmayın galatasaraylıları. kontratının sonuna kadar bizde kalacaktır. burdan selamlar yolluyorum ünal aysal'a.
App Store'dan indirin Google Play'den alın