• 1426
    yöneticilerini, transferlerini, teknik kadrosunu da yanına alıp bir an önce gitmesini temenni ediyorum. biz galiba ali koç ile biraz fazla dalga geçtik. güldüğümüz ne varsa fazlası başımıza geldi. ama başkanlar için bir önemi yok değil mi. henüz geçtiğimiz günlerde bursaspor asbaşkanı kulüp gelirlerine temlik koydurup toz oldu. olansa hep taraftara oluyor. ne futbolcu ne hoca ne de başkan arkasına bakmadan kesesini doldurup arazi olmaktan çekinmiyor. bizse hep daha güzel günlerin ümidiyle daha da dibe batıyoruz.

    aslolan galatasaray diye bir mottomuz vardı. günümüzde sporda da siyasette de sosyal hayatta da aslolan tek şey para oldu. niyeti kulüp yararına bişeylar yapmak olmayan birilerinden ne diye boş beklentilere gireriz ki.
  • 1428
    dere geçerken at değiştirilmez.

    tek bir kararla belki de sezonu çöpe attılar. yaptıkları yanlış açıklamalar, yanlış hamleler var ki hangisini nasıl değerlendirsek muamma.

    burada gedson, okan kocuk, hakem açıklamaları, fb ile ''kadına karşı şiddete son'' maçı hepsini ele alabiliriz. ama asıl kritik nokta tabi ki de fatih terim kararı.

    fatih terim'i değerlendirirken terimci veya değil diye ayırdığımız için mantık yoluna bakmıyoruz. her zaman her şeyde olduğu gibi karşımızda ki aksimizi savunuyorsa mantıklı konuşmasını dinlemiyoruz.

    baştan belirteyim terim'i severim ama galatasaray'ı daha çok severim.

    ''en azından mart.''

    fatih hoca en azından martı görmeliydi. gitmesini ben de düşündüm ama en azından martı görüp sezon sonu yollar ayrılabilirdi. herkesin kafasında ki düşünce de bu yönde. zaten ligde bir iddianız kalmamış, takım 10 maçta kaybetse 20 maçta kaybetse şampiyonluk şansı olmayan bir takım için sonuç değişmez. ''ya olur mu öyle şey takım küme düşecek küme !'' diyen arkadaşlar sakin olun. küme düşmek sanıldığı gibi basit değil.

    ligi atmışız bir kenara iddiamız yok. problem değil. neden problem değil çünkü avrupa'da güzel bir hikaye yazarsak kimse ligi 10. mu 12. mi bitirdiğinize bakmaz. hep terim'in kurduğu takım, terim'in kurduğu taktik diye lig maçlarında yerden yere vurduk. o takım için grupta 3. olsak fena değil diyorduk. şimdi son 16'ya kalmış bir takım var. ve gelebilecek güzel bir kurayla belki de çeyrek final hikayesi olabilecek bir takım var.

    ama yönetim bu güzel hikayenin baş kahramanını kitaptan çıkardı.

    düşünün aylarca yıllarca emek verdiğiniz proje belki de 2-3 ay sonra meyvesini verecekken elinizden alınıyor ve adı sanı duyulmamış ligde ve avrupada ne fayda sağlayacağı belli olmayan, oyun sistemi ve taktiği çok farklı olan birisine veriliyor. sadece terim'in değil takımın, taraftarın emeklerini de hiçe sayıyorsunuz. yazık ediyorsunuz yazık çok yazık.
  • 1429
    istifa etmedikleri her gün yeni bir rezillik yaşatan yönetim. gedson'a paraları yetmiyordu, parayı buldular ama yine de getirebilecek kalibreleri yok. çünkü ne yönetmeyi biliyorlar ne ciddiyetleri var ne kararlılıkları. plan diye uydurdukları hiçbir şeyin doğru olmadığı defalarca ortaya çıktı. ortada ne bir plan ne bir program var. yapılacak tek bir şey var:

    derhal istifa!
  • 1430
    daha düne kadar jennifer lopez‘lerle, kobe bryant‘larla anılan kulübü, ışıtan gün’ün ergen tweetleriyle anılır hale getirdiniz. 20 yıldır çalışıyordunuz sözde, 20 yılda ürettiğiniz projeye bağlılığınız bu mu gerçekten? taraftar olarak başarıyı bir kenara koyup planlamaya ikna olduk hoca sayesinde onu bile 6 ayda iletişimsizliğin kitabını yazarak gönderdiniz. hocanın futbol aklına güvenmeseydik taraftar olarak bizi ne ilgilendirirdi kulübün mali durumu. biz miydik onlarca yıl yapılan hataların sebebi? gedson’u getirmek için peşinat bulamıyorsunuz ya şimdilerde o zaman neyinize güvendiniz hocayı gönderirken? hoca ödeyin kardeşim benim tazminatımı, bekliyorum dese neyle ödeyecektiniz?

    ben taraftarım kardeşim sen beni mutlu etmek zorundasın, senin işin bu. bankalardan borç alamıyor musun senin sorunun, ülkene hoca, futbolcu getiremiyor musun senin sorunun, federasyonla baş edemiyor musun senin sorunun. madem kulübün başkanıyım, ben yönetiyorum, ben yapıyorum, ben ediyorum diye kükrüyorsunuz, taraftarın duygusallığından, rasyonel düşünmemesinden şikayetçisiniz ilişkimize müşteri-ürün olarak bakılıyorsunuz o halde buyrun ben müşteriyim beni mutlu edin.
  • 1433
    hayatımdaki en büyük yanılgı, en ciddi hayal kırıklığı. daha önce hiçbir alanda, hiçbir konuda böyle bir yanılgı içerisine düştüğümü hatırlamıyorum. seçimden önce millet söverken burak elmas'ı değil ama yönetimini desteklemiştim. içerisinde kaliteli isimler vardı. nasıl bu kadar pasif kalabildiler, nasıl bu kadar beceriksizce hamlelerde bulundular anlayabilmiş değilim. bu kadar kötü bir performans göstereceklerini düşünmemiştim. acaba amaçları mı farklı diye düşünmüyor değilim. bu da onların ayıbı olsun. galatasaray'ın bu yönetimden bir an önce kurtulması gerekiyor. yoksa dursun özbek'in yarım kalan işleri tamamlanacak. üç beş gayrimenkul var, onlar da gitmek üzere.
  • 1434
    burak elmas yönetimi de dahil herhangi bir yönetime transfer dönemi içerisinde* transferler konusunda demeçleri birbirine tutmuyor diye eleştirilmek bana mantıksız geliyor. hamlelerini kestiremememiz daha müspet birçok açıdan. tahmin edemeyelim mümkünse. galatasaray muhabirleri de durumu anlayamasın mümkünse zaten. taraftar olarak biz tahmin edemiyorsak satacağımız veya talip olduğumuz futbolcuların takımlarının yöneticileri hiç kestiremez ve bu da pazarlık sürecinde kulübün elini güçlendirir.

    sallıyorum örn. yönetim geçen hafta kaleci transfer etmeyeceğiz dedi, bu hafta kaleci geldi. ne güzel abi işte. yönetimler yeter ki ne yaptığını bilsin. burada kaleci gelmesi doğru, yanlış noktasında değilim. bu tarz ters köşelerle alım satımlarda elinin güçsüzleşmemesi çok önemli.

    bütün transferler yanlış bulunabilir, eleştirilebilir vs. bunları tabii herkes yapar bilgisi, tahmini çerçevesinde bahsettiğim şey bu değil.

    başka bir örnek. 'no name' isimli futbolcu 2021-2022 sezonu ara transfer dönemi yönetimin transferde 1. hedefi diyelim. bunu taraftar ve gazeteciler bilmesin abi zaten. veya bu 'no name' isimli futbolcuyu bir gazeteci, ilgileniyor musunuz diye yönetime sorduğunda yönetim yalanlıyorsa. sonra bu transferi yapıyorlarsa bu çok normal zaten, mümkünse yalanlasın.
  • 1435
    galatasaray’ın başındaki başarısız yönetim. istifa etmeleri gerekmektedir. seçilmelerinde büyük payı olan fatih terim’i yarı yolda bırakmaları, takıma gelip çok başarılı olmuş gedson’un kalıcı transferi için para vermeye imtina ederken, takıma ne vereceği tamamen belirsiz 2 romen oyuncuya 12 milyon euro para bağlamaları, nakit akışını bir türlü çözememeleri, tff ile olan ilişkileri, kulübün hakkını zerre savunamamaları gibi birçok epik hataları mevcuttur. umarım bir an önce gereğini yapar ve koltuklarını terk ederek kulübün önünü açarlar.
  • 1436
    galatasaray tarihinde gördüğüm en kötü yönetim dursun özbek yönetimi idi. onların da ne kadar kötü olabileceği ilk 4-5 ay sonunda anlaşılmıştı. sportif direktör olarak cüneyt tanman'ın getirilmesi ve transfer döneminde yaptığı saçma sapan açıklamalar, daha sonra dursun özbek'in kardeşinin her işe karıştığını öğrenmemiz bu da yetmezmiş gibi oğlunun youtube videosu izleyerek beğenmediği dembele'yi 500k için kaçırmamız gibi daha sayamadığım birçok skandalı vardı. bugüne kadar acaba dursun özbek yönetiminden daha kötüsü gelir mi diye hiç düşünmemiştim ama sanırım yanılmışım. burak elmas yönetimi dursun özbek yönetimini sollamak için elinden gelen her şeyi yapıyor ve bunu da başaracak gibiler. gerçekten inanamıyorum.
  • 1437
    barcelona b takımından 4 aylık kaleci alan ama gedson fernandes gibi denediğimiz ve oldukça potansiyelli bir futbolcuyu yabancı kontenjanı açamadığı için alamadığı söylenen yönetim.

    ölene kadar istifa. siz gidene kadar istifa. bu kulüp bu kadar kötü yönetilmeyi asla hak etmiyor.

    4 aylık barcelona b takımından kaleciye yabancı kontenjanı açar.
    37 yaşındaki gomis'e yabancı kontenjanı açar.
    fiorentina'dan 4 aylık 6 numaraya yabancı kontenjanı açar.
    ancak gedson'a açamaz. hadi oradan abi hadi oradan!
  • 1439
    yaklaşan genel kurulda ibra edilip edilmeyecekleri merakla beklenen tarihimizin en basiretsiz ve kötü yönetimlerinden.

    kulübün en efsane isimlerinden birini berbat bir yolla yolladılar.
    içlerindeki seksist ve ahlaksız tweetleri çıkan kişileri temizleyemediler.
    içlerinde bazı kişilerin adı yolsuzluk ile zikredildi.
    tff ve mhk’ye karşı ezim ezim ezildiler ve kulübün hakkını hiç savunamadılar.
    muhtemelen lig tarihinin en başarısız dönemini yaşatıyorlar.
    kapısında yatan topçuyu alamadılar.

    daha aklıma gelmeyen neler vardır şu an. gerçekten de umuyorum ki bu yönetim en kısa zamanda düşer.
  • 1441
    büyük umutlarla gelen ama sonra beklediğim gibi fiyasko olan ekip.

    burak elmas'ın medya şişirmesi olduğunu tek yapabileceği icraatinin fatih terim ile çalışmak olduğunu biliyordum, insanlar çok bel bağladı tek sebebi de fatih terim'in tekrar göreve gelmesiydi. kimsenin doğru düzgün hakkında fikir sahibi olmadığı ama sabahlara kadar övüldüğü yönetim kurulu, gerçekleşmeyeceği söyledinildiği andan itibaren belli olan yalan vaatler, sosyal medyaya göre kulüp yönetmeye çalışmak...

    bu ekonomik zorluklarda maddi olarak çocukluk aşkımı çok iyi şekilde zarara uğrattılar helal olsun.
  • 1442
    geldiklerinden beri çam üstüne çam devirmeleri bir yana transfer konusunda peşinin bırakılması gereken yönetim. tablo net; para yok. oyuncu satamadik. bankalar birliği anlaşması da var. bu üçgen bermuda şeytan üçgenidir, içinden çıkmak çok zordur.

    biz dileyelim ki eldeki kaynakları iyi kullansınlar, mundar etmesinler. biraz da şansımız yaver gitsin.
  • 1446
    yönetime gelmeden önce kulübün mali durumunu biliyorlardı, gedson’un transferi için gerekli nakdi bile bulamayacaklarsa yönetimde olmalarının manası yok, galatasaray’ın parası olsa herkes yönetir. ben taraftar olarak bu ağlaklığa prim verecek değilim. atla deve değil bahsi geçen paralar eğer kulübün kendi kaynakları tükenmişse başkan ve yönetimi kaynak yaratacak, sponsor bulmak için iş adamlarının kapısında yatacak, gerekli transferi de yapıp gelecek yok öyle üç kuruşa beş köfte. ben galatasaray başkanıyım, ceo’yu ben getirdim beğenmeyen s*ktirsin gitsin demekle yürümüyor işler.

    kasa kolaylığı vs hikaye, mali denetimlerde problem yaratmayacak şekilde o para kulübe bir şekilde aktarılır. kendileri bulamıyorsa altı üstü 10m€, bir saatte toplanır taraftardan. 100’er euro bağış yapacak 100.000 taraftarı da yoksa kulübün kapatıp gidelim zaten. e kardeşim transferin parasını da taraftar topladıktan sonra siz ne diye orada oturuyorsunuz diye yönetime sorarsanız da bir şey diyemem.
  • 1447
    gedson transferi konusunda gayet eleştirilmesi gerekilen yönetim. bir transfer bu kadar sürmez süremez, hele ki oyuncuyu alamıyorsan bu sürecin sonunda, başarısızlığın daniskasıdır. ha ben zaten almak gibi niyetlerinin hiç olduğunu zannetmiyorum orası ayrı, sırf taraftarın gazını alma amaçlı oyunlar. oyuncuları güzel fiyatlara satmakta yönetim başarısıdır. bu yönetim ise ne oyuncu satabiliyor ne oyuncu alabiliyor. kimse lütfen mali tablo falan demesin. neye göre değerlendirelim yönetimi allah aşkına? oyuncu satmak ve almak kimin işi yahu? ben mi satayım takımın oyuncusunu? oyuncu satamadık eleştirmeyin o yüzden demek en basit ifade ile saçmalık.

    transfere göre olmaz çünkü mali tablo, takımın oyununa göre olmaz çünkü hakemler, tff ye karşı duruşa göre olmaz çünkü siyaset, çıktığı programda verdiği cevaplara göre olmaz çünkü medya zaten bize düşman. e oldu canım, bakın daha çok eskiye gitmeye gerek yok ünal aysal sanki çok farklı durumlarda başkanlık yaptı? dişe diş göze göz ne varsa cevabını verdi geçti, finansal olarak spk bile engel olmaya çalıştı yine de o gerekeni yaptı, bu ateş üfleyerek sönmez diye duruşunu da sergiledi.

    demek ki neymiş? aynı kaos ortamı içinde düzgün, başarılı ve galatasaray'ın hakkını yedirmeyen başkan olunabiliyormuş. o yüzden şundan bundan eleştirmeyin aman rıza bey tadımız kaçmasın modunda gezerse bu taraftar daha çok ayakta uyuturlar bizi.
  • 1448
    takımımızın başındaki yönetimdir.
    elmas yönetiminden sonra görüldü ki, artık bu takıma başkan olmak kolay. paran olmayacak, oyuncuyu transfer edemeyeceksin, önceki başkana sallayıp, daha beterini olacaksın, yönetiminin içinde alenen kadınlara küfreden bir adamı halen yönetimde tutacaksın, devletin başındakilerle rahat rahat iletişime geçeceksin, güzel iş. *
  • 1449
    en buyuk sorunlarindan biri tepkilerden cekinip yalan soyleyerek daha cok tepki cekmeleri. durustluk ve seffaflik namina hic birsey yok.

    mesela torrent'in terim'in yerine dusunuldugu cok asikardi. guardiola'nin yanindan ayrilip new york city ve de flamengo gibi buyuk taraftar kitlesi olan bir kulupte birinci adam olduktan sonra, torrent niye terim'in yardimcisi olmak istesin?

    gedson'u da almayi cok istemedik diyemiyorlar ama yabanci kontenjani sorunu var diyorlar. bu sorun illa ki cozulurdu. yerli kaleci ile idare edilirdi, gomis alinmazdi, omar yerine ogulcan sag bek yedegi olurdu falan, filan.

    tanim: genclestirme operasyonuyla heyecanlandirip, bizi cok buyuk hayal kirikligina ugratan ve taraftarin guvenini artik %99 kaybetmis yonetim.
  • 1450
    kendileriyle 2.5 yıl daha geçirilmesi imkansızdır. eski başkanların veya arkası kalın medyacıların açıklamaları yok hükmündedir. bu kulüpte taraftar konuşur, tribün konuşur. bu kulübü kankalarının kulübüyle hiç kimse karıştırmasın. başarısız olanı göndeririz.

    belki genel kurulda elimizden bir şey gelmez ama şunu söyleyebilirim: bu yönetimi ibra eden ya haindir ya da bir çıkarı vardır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın