içinde bulunduğu duruma üzüldüğüm ve bir o kadar da şaşırdığım galatasaray spor kulübü başkanı.
"galatasaray tarihinin en kötü başkanı" sıfatının kendisi için bu kadar kolayca kullanılması büyük haksızlık. bir defa böylesi bir tanımlamayı hakedecek kadar uzun süre başkanlık yapmış değil. fiilen başkanlık süresi yıllarla değil aylarla sayılabilecek kadar kısa. ibrasızlık kararı alındığından beri sadece kağıt üzerinde başkanlık yapıyor. bu kadar kısa süre içinde yapıp yapamadıklarına bakarak, kendisi hakkında "tarihin en kötü başkanı" ifadelerinin kullanılması doğru değil. üstelik kendisine bu sıfatı layık görenlerin önemli bir bölümünün, şimdilerde fatih terim'den kurtarıcı gibi söz etmeleri ve yeniden göreve gelmesini istemeleri de trajikomik bir durum.
burak elmas, başkanlığının ilk yılında başarısız bir performans sergilemişse, bunda en az kendisi kadar sorumlu olan kişi
fatih terim'dir. elmas, başkan seçildikten sonra futbol takımı ile ilgili her şeyi, terim'in isteği doğrultusunda kendisine bıraktı. futbol şube sorumlusu, sportif direktör filan gibi bir pozisyona kimseyi atamadılar. florya'nın da futbol takımının da tek patronunun terim olduğu bir sisteme razı oldular. bu sistem içinde terim'e ciddi bir transfer bütçesi sağladılar; istemediği oyuncuları yolladılar, istediklerini aldılar (belki bir iki alınamayan oyuncu olmuştur ki bu da her kulüpte olur, normaldir sonuçta). terim'in zayıf bir teknik ekiple çalıştığı çok açık olmasına rağmen ona bile müdahale etmediler. tüm bunların karşılığında da sezon ortasında küme düşme potasında olan, bir alt kümenin en zayıf rakibine karşı evinde kupadan elenen bir takım ve sezon ortasında yine yeni transferler isteyen bir teknik yönetimle karşı karşı kaldılar. haksızlık etmeyelim, takım bu sene avrupa liginde gruplardan çıkarak başarılı oldu ama o başarı da çatır çatır top oynayarak değil oynatmayarak ve biraz da şansın yardımıyla geldi. bunlar başarısızlık olarak değerlendirilecekse ki olabilir, bu başarısızlık burak elmas kadar fatih terim'e de yazar. ortak olarak sorumlu oldukları kısa dönemli bir başarısızlığın ardından başkana "tarihin en kötü başkanı" sıfatını layık görüp teknik direktöre ise hala kurtarıcı gözü ile bakmak büyük bir garabet.
yaşım gereği pek çok galatasaray başkanının dönemini hatırlıyorum. rahmetli
özhan canaydın,
adnan polat ve bugün tekrar ismi gündeme gelen
dursun aydın özbek dururken, 8-9 aylık bir dönem geçiren
burak elmas'a tarihin en kötü başkanı denilemez, denilirse ayıp edilir.
gelelim şaşırdığım hususa. ben, burak elmas'tan daha iyi bir performans bekliyordum. bunun sebebi de
faruk süren ve
ali dürüst başta olmak üzere yöneticilik deneyimi çok sağlam, duayen isimlerle yakın temas içinde olmasıydı. güçlü bir networkü olmasına rağmen bu kadar başarısız olması çok şaşırtıcı.