ali koç'un galatasaraylı ve zengin olmayan versiyonu.
-kulüplerinin başarılı dönemlerinde
yöneticilik yaptılar.
-ikisi de yöneticiyken
geleceğini başkanı olarak gösterildiler.
-biri doğuştan içinde bulunduğu ailenin ekmeğini, biri de
damat olarak girdiği ailenin ekmeğini yedi.
-büyük bir sosyal medya desteği ile
seçildiler.
-gençtiler ve vizyon sahibi olduklarını
iddia ettiler.
-düzeni değiştireceklerini söyleyip ilk önce federasyon ve hakemlerle kavga yolunu seçtiler,
yenildiler.
-yabancı hoca için
kendi kulüp efsaneleriyle kanlı bıçaklı hale geldiler. (
aykut kocaman,
fatih terim).
-bir sürü şey vadettiler ve
hiçbirini gerçekleştiremediler.
-birinin 3-4 sene önce deneyip
başarısız olduğu şeyleri, diğeri de noktasına kadar uygulayıp
farklı bir sonuç alacağını zannediyor. (örn: yabancı sportif direktör, yabancı danışman)
-ilk senelerinde taraftarlarına
küme düşme korkusu yaşattılar.
-sportif direktör getirdiler ve ilk açıklamaları; "1234324 tane oyuncu ile görüşüyoruz, listemiz hazır" oldu, bu kadar
tesadüfü filmlerde bile göremezsiniz.
-her basına konuştuklarında
beylik laflar ettiler sonra da her laflarını yediler.
-az para harcadıklarını iddia ettiler ancak ilk senelerinde rakiplerinden
kat be kat fazla para harcayarak kadro kurdular.
-sadece futbol değil, ellerini attıkları diğer şubeleri de daha kötü hale getirdiler.
-yönetimlerinde her daim çatlak oldu ve bu çatlağı kapatamadılar.
-önceki yönetimlerde neyi eleştirdilerse
daha beterini yaptılar.
-
başarısızlık ile anılıyorlar.
-aralarından
su bile sızmıyor, ne tesadüftür ki...
galatasaraylılar olarak
şanssız olduğumuz durum şu; verdiği maddi zararı bir nebze de olsa kapatacak kadar zengin bir adam değil burak elmas. ali koç en azından kendi verdiği maddi zararı bir şekilde kulübe aktardığı para ile sponsorluk ile kapatabilir. ancak,
şanslı olduğumuz konu da şu; biz fenerbahçe gibi başarısızlıklarla dolu 3 yıldan sonra bir 3 yıl daha vermeyiz. belki de, burak elmas yönetimi 3 yılı bile tamamlayamayabilir.