galatasaray’ı canlı izlediğim ve hatırladığım 20-25 sene var. bu süreçte izlediğim bütün futbolcular arasında hem kişisel ahlakı, hem spor ahlakı, hem saha içerisindeki performası, hem istikrarı, hem mütevaziliği hem de sahada rakiplerine karşı hiç bir zaman altta kalmayarak galatasaray formasını ezdirmemesiyle diğerlerinden çok daha fazla saygımı kazanan iki futbolcudan biridir kaptan. bir diğeri için (bkz:
fernando muslera)
muslera’nın hak ettiği kıymeti gördüğünü düşünmekle beraber(u: şimdilik. şimdilik diyorum çünkü ilk kötü performansında tefe koymalar başlayacaktır) bülent hoca’nın yeteri kadar değer görmemesi
* beni hep şaşırtmış ve üzmüştür. kulübümüzün
selçuk inan’a ayıracak bir departmanı varsa canımızı, ciğerimiz bülent kaptanımıza nasıl olmaz diye sormadan edemiyorum. konu selçuk’la ilgili değil ancak anlatımı kuvvetlendiren güncel bir örnek ile pekiştirmek istedim(u: sözlükteki insanların fevri tepkilerinden çekinir olduk, her cümlemi açıklamak durumda kalıyorum)
taraftarımızın büyük bir kısmı kaptan’a burun kıvırarak bülent hoca’nın kafamdaki yerini sorgulamama vesile olmaktadır.
acaba ben mi büyütüyorum gözümde kaptanı?
formamızı giyen binlerce futbolcu arasında en önemli bir kaç örnekten biri değil mi?