söyleyeni sevmediğim halde en sevdiğim cümlelerden biridir. galatasarayla ilişkimi anlatan sözdür. sevgi. dünden beri yaşananları bu söz ekseninde değerlendirmek istiyorum kendi çapımda..
fatih terim istifa. hashtag halinde yazılmış hali galatasaray sözlükte gündemde bir numara. gömdük hocayı dün tabuta, her şeyi yazdık. kaçacak haricinide sanırım. oraya düşmedi seviye. buna en ufak tepki göstereni "fikir özgürlüğü", "biat gelişmede büyük engeldir"ler ile savurduk, nickaltında terimsporlu ilan ettik bazılarını. benim için dur böyle demeyin denilen istisnasız her şeye "fikir özgürlüğü", "eleştirmekten korkmayın", "biat etmeyin" demek şenol güneş'in basın açıklamaları gibi. durun hemen kızmayın. argümanı kurduğunuz yer o kadar sıkıntılı ki. tabiki herkes her şeyi eleştirebilir. kimin haddine buna karşı çıkmak? istersen kulübü neden kurdu diye ali sami bey'e kızarsın. ben bazen kızıyorum hayat kalitem 1000 kat düşüyor diye mesela. burada azınlığın dediği eleştiremezsin değil, istifa et diyemezsin değil; istifa et deme diyoruz. hoca çoğunluğun istemediğini anladığı anda gider zaten. daha önce de gitti. bir şey biterken yıkıcı olma. çünkü bu adam herhangi biri değil. bu sözlükte en yaşlı abimiz kimse, muhtemelen o galatasaraylı olduğunda hoca galatasaray bünyesindeydi. sayısız iyi anımızda bizleydi, bizim gibiydi. bunları papağan gibi tekrarlamaya gerek yok.
belki hepimizin galatasaraylılığı farklı anlama geliyor. belki benimki fazla çocukca, fazla romantik. ama ben nehrin denize kavuşması ile o kadar da fazla ilgilenmiyorum. ilgileniyorum ama o kadar da değil. benim için nehirde olmak yeterli. önümüzdeki 5 sene üst üste küme düşmeyi, 5 sene maç oynamadan şampiyonluğa tercih ederim...
ben sinirlenmiyor muyum takımı aciz görünce? kafayı yiyorum. çok şükür baskılayabildiğim kronik bir rahatsızlığım var. dün maçın ikinci yarısından sonra bizim bu sezon hiç atamadığımız comeback'lerden attı. ama napalım hocam. sadece iyi günümüzde mi sevelim? 2 ay önce kadıköyden sonra babam dediğim adama bugün çağdışısın mı diyeyim? spora dair ne mutluluğum olduysa geçmişte başrolü olan adama hadi hocam selametle mi diyeyim? desem ne geçer elime o anıları kirletmek dışında..
bu sene ne kadar kahpece bir sezon olduğunu tekrar etmeye gerek yok. hocanın deplasmana protokole giderken bile tadının ne kadar kaçtığını tahmin edebiliyorum. türkiye'nin en büyük sermayesi nasıl sosyal medyaya alçak bir trol koyuyorsa oraya da koyuyor. 30 senedir her türlü rakibinin canını saha içinde cayır cayır yakmış biriyken sadece o trollüğün dayanılmaz düşüklüğü ile değil, o yılların da ezikliği ile saldırıyor. ben bu kadar senelik taraftarlığımda hoca yokken bu haftayı bile göremeyeceğimizi biliyorum. aynı bu sezon şampiyon olamyacağımızı bildiğim gibi. 1 ay önce sözlüğe yazdım bakın buyrun...
ha bunlar bahane mi? değil abiler valla değil. hoca çok hata yaptı. özelden konuştuğum arkadaşlar oldu. çok büyük payı var. ama %100 payı olsa da önemli değil. napalım olmayalım ya, olmayalım nedir. hocayı onun getirdiği yüksek standartlar üzerinden değerlendiriyoruz bilmem farkında mısınız? yav açın ferguson'a bakın. ha ben neden bu örneği veriyorum. gram umrumda değil bu örnek. tek parametresi başarı olanlar için veriyorum.
malesef hem dünyanın geldiği nokta daha da çok ülkenin hali hepimizi acımasızlaştırıyor, radikalleştiriyor. ama dediğim gibi; bu benim için bir sevgi olayı.. bir ay eve az ekmek getirebildi diye babama nasıl çemkirmiyorsam, hocaya da çemkiremem..
2021'de futbol böyle bir şey değil derseniz, size hak veririm ama napalım sevgi de çok rasyonel bir şey değil zaten.
(bkz:
3 nisan 2021 hatayspor galatasaray maçı)