51
--- alıntı ---
adnan öztürk liseci-liseli yazılarıma niye alınıyor
adnan öztürk ‘liseci-liseli’ yazılarıma alınmışmış.
niye?
***
şöyle yazmışım;
...lise’lerinden olmayan galatasaraylı’yı ‘zenci’, kendilerini kulübün sahibi gören ‘beyaz liseci-liselilere’ sulanıyorum yıllardır.
gs küçük fotoğraf, büyük fotoğrafta bu ülke var ve ülkenin kaderini bile etkiliyor bu çağdışı bakış açısı.
ne lise’ye ne liselilere lafım yok, olmaz, olamaz, bu haddim değil, geri kalan liseliler de benim gibi düşünüyor, bu zevattan en az benim kadar yaka silkiyor zaten.
gs’ın önündeki en büyük engel bu kafa!
hemşehricilik, particilik, kendinden olanı kollamacılık, hamili kart yakınımdır’cılıktan çok çekmiş ve hala çeken bir milletin bir evladı olarak tuttuğum takımın hem de batıya yakın denileninin içine çöreklenmiş bu kafatasçı, kayırmacı kafa bütün ayarımı bozuyor...
ne var bunda?
adı geçmemiş, a’sı geçmemiş öztürk’ün, hakkında olumsuz bir düşüncem de yok!
her gs yönetiminde olması gereken biri!
onun gibi uluslararası ve iyi eğitimli bir profesyonelin altına imza atması lazım bu bakış açısının.
hiç bir gs başkanı’ndan ve etrafından duymadığım, alışık olmadığım ‘bel altı’ tepkileri son günlerde bir gs başkan adayının yakınındakilerden duymak şaşırtıyor beni.
ayrıca...
lise’nin sahibi mi, liseci-liselilerin sözcüsü mü?
o da mı bir ‘amansız liseci-liseli’?
eyvah mı?
polat’ın da içinde olduğu önceki yönetim için bu köşede olumlu tek yazı yazmadım ve neler yazdım neler, patronumun kardeşi murat yalçındağ, polat’ın ve üstünel’in en yakınındaki kişiydi, ne o,ne de patron gık bile demedi!
böyle gördüm ben.
bu kadar alıngan olmamalı öztürk!
alman liseliyim, bireyciyim, biri “bu alman liseliler şöyle böyle“ filan dese gülüp geçerim, ‘şöyle böyle’ değilsem, bana ne!
***
nur danişmend bu ülkeden çıkabilecek en ideal federasyon başkan adayıydı.
hem basketbolcu, hem birinci sınıf basketbolcu, hem sporcu ruhuna sahip, hem profesör, hem iyi bir aile babası filan...
bitmedi...
scooteri de var ve her yere onla gidiyor!
daha ne olsun.
bir şanstı basketbol için.
aday oldu.
etrafını demirel’le hesabı olanlar sardı, hatta sarrrdı.
şer cephesi oluştu.
demirel düşmanı olan bana bile demirel o seçimde ilk kez sempatik geldi.
nur abi kaybetti.
basketbol kaybetti!
***
öztürk’ün etrafında da ‘şer cephemsi’ bir şekillenme var.
farkında mı?
polat’la bir şekilde hesabı olan veya polat’ın o, bu, şu sebepten önünü kestiği bir sürü insan onun yanında saf tutuyor.
***
sevgili-sayın öztürk...
polatçı filan değilim, kimseci değilim!
sadece şu;
‘beyaz galatasaraylılar’ ona karşı birleştikleri için bir ‘zenci galatasaraylı’ olarak sempati duymaya başladım polat’a!
hepsi bu!
***
anladikos mu?
--- alıntı ---
*
adnan öztürk liseci-liseli yazılarıma niye alınıyor
adnan öztürk ‘liseci-liseli’ yazılarıma alınmışmış.
niye?
***
şöyle yazmışım;
...lise’lerinden olmayan galatasaraylı’yı ‘zenci’, kendilerini kulübün sahibi gören ‘beyaz liseci-liselilere’ sulanıyorum yıllardır.
gs küçük fotoğraf, büyük fotoğrafta bu ülke var ve ülkenin kaderini bile etkiliyor bu çağdışı bakış açısı.
ne lise’ye ne liselilere lafım yok, olmaz, olamaz, bu haddim değil, geri kalan liseliler de benim gibi düşünüyor, bu zevattan en az benim kadar yaka silkiyor zaten.
gs’ın önündeki en büyük engel bu kafa!
hemşehricilik, particilik, kendinden olanı kollamacılık, hamili kart yakınımdır’cılıktan çok çekmiş ve hala çeken bir milletin bir evladı olarak tuttuğum takımın hem de batıya yakın denileninin içine çöreklenmiş bu kafatasçı, kayırmacı kafa bütün ayarımı bozuyor...
ne var bunda?
adı geçmemiş, a’sı geçmemiş öztürk’ün, hakkında olumsuz bir düşüncem de yok!
her gs yönetiminde olması gereken biri!
onun gibi uluslararası ve iyi eğitimli bir profesyonelin altına imza atması lazım bu bakış açısının.
hiç bir gs başkanı’ndan ve etrafından duymadığım, alışık olmadığım ‘bel altı’ tepkileri son günlerde bir gs başkan adayının yakınındakilerden duymak şaşırtıyor beni.
ayrıca...
lise’nin sahibi mi, liseci-liselilerin sözcüsü mü?
o da mı bir ‘amansız liseci-liseli’?
eyvah mı?
polat’ın da içinde olduğu önceki yönetim için bu köşede olumlu tek yazı yazmadım ve neler yazdım neler, patronumun kardeşi murat yalçındağ, polat’ın ve üstünel’in en yakınındaki kişiydi, ne o,ne de patron gık bile demedi!
böyle gördüm ben.
bu kadar alıngan olmamalı öztürk!
alman liseliyim, bireyciyim, biri “bu alman liseliler şöyle böyle“ filan dese gülüp geçerim, ‘şöyle böyle’ değilsem, bana ne!
***
nur danişmend bu ülkeden çıkabilecek en ideal federasyon başkan adayıydı.
hem basketbolcu, hem birinci sınıf basketbolcu, hem sporcu ruhuna sahip, hem profesör, hem iyi bir aile babası filan...
bitmedi...
scooteri de var ve her yere onla gidiyor!
daha ne olsun.
bir şanstı basketbol için.
aday oldu.
etrafını demirel’le hesabı olanlar sardı, hatta sarrrdı.
şer cephesi oluştu.
demirel düşmanı olan bana bile demirel o seçimde ilk kez sempatik geldi.
nur abi kaybetti.
basketbol kaybetti!
***
öztürk’ün etrafında da ‘şer cephemsi’ bir şekillenme var.
farkında mı?
polat’la bir şekilde hesabı olan veya polat’ın o, bu, şu sebepten önünü kestiği bir sürü insan onun yanında saf tutuyor.
***
sevgili-sayın öztürk...
polatçı filan değilim, kimseci değilim!
sadece şu;
‘beyaz galatasaraylılar’ ona karşı birleştikleri için bir ‘zenci galatasaraylı’ olarak sempati duymaya başladım polat’a!
hepsi bu!
***
anladikos mu?
--- alıntı ---
*