muhtemelen ilerleyen haftalar daha çok sarı ve kırmızı kartlar görecekler. takım olarak basit bir lig maçında dahi tansiyonu kaldıramıyor, gerginleşiyorlar. bunda kadrolarının yapısının etkisi kadar, teknik direktörlerinin, bırak takımın hırs/tutku/soğukkanlılık seviyesini ayarlayabilmeyi, yönetmeyi, kendine bile hakim olamayacak biri olmasının payı var.
zaten şuanda takımın yürüdüğü kulvarların seviyesinde bir teknik direktör değil
şenol güneş.
yukarıda dediğindiğim
kadro yapısının etkisini açmam gerekirse, takımda huzursuzluk yaratabilecek çok fazla oyuncuları var. bunlar;
quaresma maç içerisinde dahi bencilliği oyunu bozuyor,
talisca benfica'dan savunmada takım oyununa sıfır katkısı ve buna rağmen kişisel egosu sebebiyle gönderildi. yakın zamanda takım arkadaşıyla kavga olayına karıştı, volkan demirel'le vs. sahada kavga etti, agresif duruyor sahada,
caner erkin çok açıklamaya gerek yok, gittiği her yer huzursuz, sahada hakemin verdiği her karara tepkili,
pepe, futbol tarihinin en sevilmeyen ve bunu kısmen hakeden stoper, saha da her daim kırmızıya yakın,
tolga zengin, 2011 sezonundan sonra psikolojisi yerinde değil, taraftarla dahi kavga edebilir,
vagner love love lakabını kazanma şeklinden takımı günaha
* sürükleyebilecek bir karakter.
bunların da sonunda mevcut yönetimlerinin ve taraftarlarının karakteristiğine bakıldığında "dünya beşiktaş'a karşı" duruşları demotive olup dağılmaları için çokca neden var. ve artık o beklenen dağılma sürecine girdiler.