bir grup sosyal medya soytarısının gazıyla 15 gün içinde istenmeyen adam noktasına gelen forvet. hiç böyle şişirme ve yalan istatistiklere, kaçırmak için penaltı kaçırdı gibi hurafelere gerek yok. birazcık interneti kurcalayanlar tudor döneminde de fatih terim döneminde de aşağı yukarı aynı performansı gösterdiğini, "boş geçtiği" maç sayısının ligin her iki yarısında da neredeyse aynı olduğunu falan görebilirler.
top class forvetlerden geçilmeyen ligimizde esamesi okunmazdı belki ama işimizi fazlasıyla görmüştü. 29 gol o sezona kadar yabancı oyuncuların bir sezonda attığı gol rekoruydu, ki o da ertesi sezonun yarısını kasımpaşa'da yarısını bizde geçiren
diagne tarafından kırılmıştı. her topu kendine istediği için gol kaçırdığı da çok oluyordu ama hücumda topun en azından rakip ceza sahası tarafında kalmasına imkan veriyordu. "topsuz oyunda iyiydi" demek belki iddialı olur ama sadece rakiplerle boğuşmayı severdi. bu sayede en saçma sapan topta bile rakip defansı biraz hırpalayabilirdi.
sezon başı süper kupada kaçırdığı penaltı ve ligde sadece bir maçtaki performansı, kendisine arabistan'dan gelen teklifin gazıyla birleşince defteri dürülmüştü. sadece 15 günlük bir sürede tüm kamuoyu aleyhine kışkırtılmıştı, herkes de bu yemi afiyetle yutmuştu.
gittikten sonra bir türlü ikame edilemeyişiyle ve özellikle falcao'ya gömülen servet sonrasında bugün sıra kendisine kadar gelmiş olmakla beraber pek çok "günah çıkarma" denemesi de sağda solda dolanıyor. işin aslı sudan sebeplerle pisi pisine gönderilmiş, bir türlü ikame bile edilememiş ve çok büyük masraflar edilmiş bir topçudur.
transferini takip eden 6 ayda takım forvetsiz oynamıştır. onu takip eden 6 ayda da başakşehir'in sırf biz almayalım diye hem
demba ba hem de
robinho'yu transfer etmesi sebebiyle kasımpaşa'ya 15 milyon euro haraç verilerek alınan
mbaye diagne alınıp kısmen sorun çözülmüştür. sonrasında ise
radamel falcao faziası yaşanmış, bir bacak üzerinde bulunan irili ufaklı tüm kas gruplarını öğrendiğimiz süreçten geriye bir yaraya merhem olamayacak istatistikler kalmıştır.
aradan geçen 4 yıldan sonra isminin anılması, hatta twitter başta olmak üzere sözüm ona galatasaraylı fenomen hesapların güzellemeler yapmaya başlaması trajikomiktir. ceza sahasına top götürme fukarası bu takımla ne yapabileceği bir kenara, "maç satıyor"(!) diye taraftar tarafından sövülerek gönderilmişken küme düşme korkusunun iliklerimize kadar hissediliği bu ortamda kendisine ne gibi bir güven duyulabileceği çok büyük bir muammadır.