bir teknik direktör düşünün
kariyeri içler acısı çalıştırdığı takımlar küme düşmüş, elle tutulur hiç bir başarısı yok.
taktik bilgisi zayıf yaptığı hamlelerin yanlışlığını ortalama bir futbol seyircisi görebiliyor.
cesur değil takıma korkak bir futbol oynatıyor, 1-0 öne geçtiğinde hemen skoru korumaya yönelik hamleler yapıyor.
hangi futbolcusundan ne verim alacağından bihaber takımdaki bazı futbolculara kafayı takıyor, oynatmıyor, oynatıyor her maç oyundan alıyor. x futbolcuyu oynat talimatı alıyor, oynatıyor ve o futbolcu takımı taşıyor, cümle aleme göt oluyor.
basiretsiz futbolcusuyla kavga ediyor, kadro dışı bırakıyor, geri adım atmak zorunda kalıyor. otorite sıfır. yenilgide hatalarının ardında duramıyor.
mesai arkadaşlarına sadık değil birlikte çalıştığı teknik direktörün arkasından türlü iş çevirip onun yerine teknik direktör oluyor.
karizması yok maçlardan sonra ne dediği anlaşılmıyor, kötü bir türkçeye sahip olmamakla birlikte kelimeler ağzının içinde eziliyor adeta, başı omuzlarının içine kaçıyor, yenilmişse basın mensuplarının karşısında sınavdaymış edasında garip pozlara bürünüyor.
mumu çabuk sönüyor sürekli dürüstlükten bahsediyor, birlikte futbol oynadığı arkadaşı ile pis işler çevirmeye kalkıyor, inkar ediyor, arkadaşı tarafından afişe ediliyor. rezil oluyor, yüzü kızarmıyor, dürüstlükten bahsetmeye devam ediyor.
böyle bir teknik direktörün süper ligde takım çalıştırması mümkün mü sizce?
söz konusu kişi
aykut kocaman, işveren
aziz yıldırım ya da
fenerbahçe ise mümkün...
fenerbahçe futbol takımının eşofmanlı teknik direktörü.