• 780
    önümüzdeki sezonki kadrosu "kağıt üstünde" son yılların (belki de tarihlerinin) en iyi kadrosu.

    kaleci oblak'ı anlatmaya gerek yok. savunmadaki dörtlü; hernandez, godin, gimenez ve vrsaljko. şu dörtlüye isim versek çoğumuz "beton, duvar, taş" benzeri nitelemeleri kullanırız. orta saha koke - saul ikilisine emanet ki bu ikilinin kalitesini tartışmaya bile gerek yok. ama asıl destansı bölge hücum hattı. costa, griezmann ve lemar yetmemiş olacak ki üstüne bir de martins'i eklediler. insaf!

    daha bunun rotasyon elemanları var ki ismen "rotasyon", yoksa koy her birini 11'e sırıtmaz; savic, luis, juanfran, thomas, rodri, vitolo, gameiro ve correa. ne diyeyim, allah baba daha çok versin. :(

    son olarak, gabi'nin yokluğunu kimle nasıl dolduracaklarını merak ediyorum. eldeki thomas'la ya da rodri'yle mi yoksa yeni bir kalite kokan hamleyle mi?

    simeone bro bir şeyler deniyor...
  • 781
    en büyük şanssızlıkları real madrid ve barcelona'nın da bu dönemde zirve yapması oldu ki son 10 yılda real madrid 2 lig şampiyonluğu, 4 şampiyonlar ligi; barcelona 7 lig şampiyonluğu, 3 şampiyonlar ligi aldı. atletico'nun ise yükselişi doğrudan simeone'yle başlıyor: 1 lig şampiyonluğu, 2 avrupa ligi şampiyonluğu, 2 şampiyonlar ligi finali ki bunun ikisinde de real madrid'e çok şanssız bir şekilde yenilerek kupayı verdiler. kısacası bu süreçte ligde barcelona'ya, şampiyonlar liginde real madrid'e tosladılar. messi-ronaldo liderliğinde bu dominasyonu yaşatan ezeli rakipleri olmasaydı bu süreci daha kupalı geçirebilirlerdi. buna rağmen tarihlerinin en altın dönemini son 5-6 sezonda yaşadılar.

    2000'li yılların başında fırsat bulan valencia'dan çok çok daha iyi bir takım bu. o dönemde real madrid ve barcelona bu kadar avrupa'yı ve ligi domine edemiyordu. o dönemde bu atletico mevcut olsaydı hem kendi liginin hem dünyanın en iyi takımı olabilirdi. ama yine de mevcut dönemde dahi avrupa'nın sayılı kadrolarına sahipler. ve kesinlikle kağıt üzerinde çok iddialılar. üstelik bunu rakiplerinden çok daha az maliyetle gerçekleştiriyorlar. gerçekten takdir edilesi. ve bu başarının doğrudan baş aktörü diego simeone. müthiş bir taktisyen olmasının yanı sıra müthiş de bir kadro mühendisi.
  • 788
    geçen sezon devre arasında gaitan, carrasco ve moya'yı sattılar. bu sezon ise torres ve gabi ayrıldı. kanatlara lemar ve martins'i transfer ettiler. yedek kaleci olarak adan geldi. torres'in yerine geçen sezon 2. yarı valenica'da kiralık oynayan vietto'yu kullanacaklar. gabi yerine ise villareal'den rodri geldi. bugün içinde ise inter'e vrsaljko'yu opsiyonu ile kiraladılar ve hemen yerine arias'ı aldırlar. hastayım böyle takımlara. bir oyuncu ayrılır ayrılmaz hemen benzer profilde oyuncu getiriyorlar. bu finansal şartlarda zor ama umarım bir gün biz de atletico gibi olabiliriz.
  • 789
    hepimizin bildiği transfermarkt sitesini takip etmeye başladığımda takımın toplam piyasa değeri galatasaraydan çok da farklı değildi. tam olarak hangi yıla denk geldiğini anımsayamadığım için net bir şekilde söyleyemiyorum fakat arada büyük farklar olmadığını hatırlıyorum. 11 kasım 2018 tarihi itibariyle dünyada piyasa değeri en yüksek 5. kulüp olarak gözüküyorlar. üstelik kadro genişliği 20 oyuncudan oluşuyor. üstünde bulunan kulüpler kadrolarında barcelona 23, manchester city 26, real madrid 24, liverpool 25 oyuncu bulunduruyor. yani anlatmak istediğim piyasa değeri 15m euro olan 1 oyuncu daha yazsalar kadrolarına liverpoolu da geçip en değerli 4.kulüp olabilirlerdi. real madrid,city ve barca ile aradaki makas biraz daha uzak.

    bir de bunu şöyle değerlendirmek gerekiyor, citynin yıllık transfer bütçesi ve ya real madridin yıllık transfer bütçesini atleticoyla karşılaştıramayız. atleticonun bugune kadar en pahalı transferi thomas lemar olmuş* city ise sadece bir bek oyuncusuna bu paraları gözü kapalı verebiliyor.

    duzenleme: kasper11 uyardi, 12-13 sezonuymus. galatasarayin piyasa degeri 176m, atleticonun 172m euroymus. acikcasi yakin oldugumuzu hatirliyordum ama bizim daha yuksek oldugunu harbiden hatirlamiyordum. :) insan hayret ediyor.
  • 790
    taktiklerini zerre sevmiyorum ancak bunun için sergiledikleri disipline saygı duyuyorum yine de oynadıkları futbol olsun, teknik direktörleri olsun, futbolcu tavırları olsun evlat olsa sevilmeyecek bir kulüp. tarafsız olarak izlediğim maçlarda bile bir şekilde midemi bulandırabiliyorlar. iticilikte bir seviye oldu, o düzeyin ismi oldu artık atletico madrid benim için.
  • 792
    yıllardır büyük başarılara imza atan ama hala ilk gün sahip olduğu tutkuya sahip olan ve hala da çok genç olan çok büyük bir teknik direktörleri var. kim giderse gitsin yerini bir şekilde dolduran bir yapıları var. inanılmaz savaşan ve her biri atletico madrid taraftarı gibi tutkulu olan futbolcuları var. yıllardır bu kulüpte olan ve hala son derece verimli oynayan bayrak adamları var. inanılmaz tutkulu bir tribünleri var.

    juventus'u eşleşmenin ilk ayağında 2-0 mağlup ettiler.* italya'dan hüsranla da dönebilirler konu bu değil. bu adamlar böyle bir yapı oluşturup her sene tüm dünyaya kafa tutuyorlar ya... işte konu bu. imrenmemek elde değil.
  • 793
    madrid ve barca’nın formlarından uzakta olması, ingiliz takımlarının verdiği şampiyonluk yarışı, bayern ve dortmund’un eski gücünde olmaması vs. vs. derken kendilerini paris saint germain ile birlikte 2018-2019 sezonu şampiyonlar liginde favori görüyorum. 20 şubat 2019 atletico madrid juventus maçını iki farkla kazandılar. çok büyük bir sürpriz olmazsa juventus’u geçerek sağlam bir mesaj verecekler.

    not: no ramos, yes party!
  • 795
    açıkçası tam hayalimdeki takımlardan biridir kendileri. dikkatli izlerseniz 11 oyuncu da sahada birlikte hareket ediyor. bir ahenk var. herkesin görevleri ve yetenekleri belli. yaratıcı oyuncuların belirli serbestiyeti var. takımda müthiş bir disiplin ve ahenk var. bu tip takımlar için rakibin ne kadar kaliteli olduğu sonucu değiştirmiyor genelde. o gün dişlilerde bir sıkıntı varsa işler iyi gitmiyor ama genelde çalışıyor.
  • 796
    real madrid, barcelona, bayern münih, manchester city, paris saint germain, juventus, milan ve manchester united gibi itici takımların arasında neden itici olarak anıldıklarını anlamadığım takımdır. nedir bu takımın size zararı? milyon eurolarla kurulan takımları komik maliyetlerle kurulan kadrolarla mat etmesi mi? boşa demiyoruz defansif oyun anlayışları türkiye'de de futbola dahil edilmelidir diye... chelsea conte varken güzel bir örnekti şu ara bozdu, ranierili leicester, bu sezondan örnekler de benfica ve schalke gibi avrupa'da deneyimli ortalama takımlar... özellikle sami yen'de 0-0 biten schalke maçından sonra benfica'ya karşı da aynı tuzağa düşmemizi hazmedemiyorum. her iki maçta da rakip topsuz oyunu aynı şekilde oynadı, bire bir defansif dizilişe kadar aynı diyebiliriz... bazı konularda gereksiz bir hamasetimiz yok mu sizce de? ne olur kabul etsek artık, "iyi bir hücum takımı kurmak nereden baksan 100 milyon euroluk bonservisten geçiyor." diye? ben sözlüğün geneline göre gencim ve algım da bu defansif oyuna karşı daha açık. gelecekte ya bu oyunla varolacağız ya da barcelona-madrid-münih üçlüsü altında ezileceğiz. geçmişte iyi kötü bileğini büktüğümüz iki rakibimiz bu sezon bizi nasıl mat etti sizce? sahadaki benfica 2015 kasım ayında yendiğimizden daha mı iyiydi? ya elendiğimiz schalke? huntelaar, bastos, farfan, draxler gibi adamları kadroda tutan schalke'den daha mı iyiydi?
  • 797
    önce durdur sonra vur felfesinin bir takımda vücut bulmuş hali. oynadıkları taktiğin disiplinini sağlamak için üst düzey fizik gücü gerekiyor. ayrıca griezmann gibi bir oyuncu ben defans yapmam demiyor yeri geliyor kendi ceza sahalarına kadar rakip oyuncuyu kovalıyor. bunlar anlatması kolay uygulaması zor şeyler. futbolcuları böyle bir felsefeye ikna etmek gerçekten kolay değil. hatırlarsanız arda turan simeone’nin takımında tam bir savaşçı gibi mücadele ediyordu, atletico madrid’de işleyen çarkın bir dişlisiydi. barcelona’da yıldız oyuncu hüviyetinde yok oldu, fizik gücünü kaybetti bunda 6 ay oynayamaması da etkili oldu.
    simeone’nin atletico madrid’inden alınacak çok güzel örnekler var. herşeyden önce oynadıkları oyun için o fizik gücüne nasıl erişiyorlar. ne yiyip ne içiyorlar. o fizik gücü şuan takımımızda olsa avrupayı sallarız.

    durmadan darbelerini sabırla rakibe savurup en sonunda nakavt eden bir boksör gibi oynadılar dünkü maçta. avrupa’nın en iyi 5 takımından biri olan juventus’un son yarım saatte başı döndü resmen. juventus’a oyun aklını kaybettirdiler resmen dün sahada. merakla rövanş maçını bekliyorum. aynı şekilde oynayabilecekler mi.. (bkz: 20 şubat 2019 atletico madrid juventus maçı)
  • 800
    dün oynanan juventus maçında bir penaltıları ve bir golleri iptal edilmesine rağmen maçı 2-0 kazanmışlardır, bunun haricinde diego costa ile net bir pozisyondan yararlanamamışlardır. juventus ise atletico’nun çeyreği kadar pozisyon bulamamıştır. savunma deyince akla ilk gelen ülke italya olmasına rağmen simeone’ nin bu kadar uzun süredir bıkmadan usanmadan takımına bu istek ve arzuyu aşılaması muhteşem bir olay, galatasaray dün atletico’nun oynadığı gibi juventus’u yense eminim ki çoğumuz burada orgazm olmuştuk. her takım allah allah diye hücum yapacaksa bu futbolda defans kavramı niye var iki takımda 10 hücumcu ile oynasın.
App Store'dan indirin Google Play'den alın