76
kendisini tanıyanlar bilir ki anlatıları sonuna kadar dinlenmeden fikir sahibi olunmamalıdır. bir entrysinde güzel bir anlatım ile yapmış fakat anlaşılmamış sanıyorum. yukarıda kendisinin eleştirildiği bir kaç entryde okuduğum kadarıyla hagi’yi övmek için alex’i kullanmıştır. ancak okuduğunu kelime kelime anlamak yetmiyor işte. bütüncül bakmak lazım.
(bkz: #3640159)
çok yaşım yok ancak söylemeden geçemeyeceğim; hey gidi hey, eskiden türkçe kitaplarında her ünite için bir metin bulunurdu. ardından “okuduğunuz metnin ana fikri nedir? tartışınız” şeklinde, okuduğunu anlama ve yorumlama yeteneğini geliştiren, öneri ve soru kısımları gelirdi. belki şimdi de var bilmiyorum ama sanırım bunu yapan son öğretmen benimkiydi.
ben 2006 yılında liseden mezun oldum. aradan geçen yaklaşık 17 senede, milli eğitim bakanı, mevcut bakan ile birlikte, 8. kez değişmiş oldu. normal tabi.
bununla beraber internet hızı da okuma şeklinde olumsuz denebilecek etkiler yarattı, yazının özütünü hızla almaya çalışmak gibi bir alışkanlık yarattı. yazıdan seçtiğimiz bölümleri hızlı hızlı olumak gibi.
aynı zamanda içerikten çok popülerite ön planda. her birimiz kolay dopamin bağımlılarına dönüştük. okumak istemediğimiz yorumlara “maruz kalmak” ya da çetrefilli anlatımlara kafa yormak yerine hızla dopamini salgılatacak yöntemi tercih ediyoruz. içerik ile aynı düşünüyorsak sorun yok mutluyuz fakat düşündüğümüzden farklı yorumlar karşısında salgılanamayan dopamin bizi bir bağımlıya dönüştürüyor. saldırganlaşıyoruz… itham, linç, aşağılama gibi ilkel dürtülere yöneliyoruz.
aslında biraz nefes alıp hareket etsek sözlükte ve tüm dünyada nicelik azalacak, nitelik artacak. her konuda. böylece nefes alıp vermek daha kolay hale gelecek.
ortaya çıkan atık miktarı artan nitelik ve azalan nicelik neticesinde daha da düşecek(hem yazın içerikleri anlamında, hem proje anlamında, hem de fiziksel atıklar anlamında). biz de daha yaşanabilir bir dünyada, daha az kaygıyla nefes alıp verebileceğiz.
tanımı atlamayayım, yazık olmasın: burada en az atık entry yaratan sözlük yazarıdır. kendisini tanıma fırsatım olduğu için kendimi şanslı hissettiğim insanlardandır. “ben bu adamı tanıyorum” dediğim bir şahsiyettir. yazdıklarına katılsam da katılmasam da olaylara her zaman bakılmamış açıdan bakar, vizyon genişletir.
entry’ lerinin tamamında ne dediğini anlayarak okumaya “gayret etmenizi” tavsiye ederim.
(bkz: #3640159)
çok yaşım yok ancak söylemeden geçemeyeceğim; hey gidi hey, eskiden türkçe kitaplarında her ünite için bir metin bulunurdu. ardından “okuduğunuz metnin ana fikri nedir? tartışınız” şeklinde, okuduğunu anlama ve yorumlama yeteneğini geliştiren, öneri ve soru kısımları gelirdi. belki şimdi de var bilmiyorum ama sanırım bunu yapan son öğretmen benimkiydi.
ben 2006 yılında liseden mezun oldum. aradan geçen yaklaşık 17 senede, milli eğitim bakanı, mevcut bakan ile birlikte, 8. kez değişmiş oldu. normal tabi.
bununla beraber internet hızı da okuma şeklinde olumsuz denebilecek etkiler yarattı, yazının özütünü hızla almaya çalışmak gibi bir alışkanlık yarattı. yazıdan seçtiğimiz bölümleri hızlı hızlı olumak gibi.
aynı zamanda içerikten çok popülerite ön planda. her birimiz kolay dopamin bağımlılarına dönüştük. okumak istemediğimiz yorumlara “maruz kalmak” ya da çetrefilli anlatımlara kafa yormak yerine hızla dopamini salgılatacak yöntemi tercih ediyoruz. içerik ile aynı düşünüyorsak sorun yok mutluyuz fakat düşündüğümüzden farklı yorumlar karşısında salgılanamayan dopamin bizi bir bağımlıya dönüştürüyor. saldırganlaşıyoruz… itham, linç, aşağılama gibi ilkel dürtülere yöneliyoruz.
aslında biraz nefes alıp hareket etsek sözlükte ve tüm dünyada nicelik azalacak, nitelik artacak. her konuda. böylece nefes alıp vermek daha kolay hale gelecek.
ortaya çıkan atık miktarı artan nitelik ve azalan nicelik neticesinde daha da düşecek(hem yazın içerikleri anlamında, hem proje anlamında, hem de fiziksel atıklar anlamında). biz de daha yaşanabilir bir dünyada, daha az kaygıyla nefes alıp verebileceğiz.
tanımı atlamayayım, yazık olmasın: burada en az atık entry yaratan sözlük yazarıdır. kendisini tanıma fırsatım olduğu için kendimi şanslı hissettiğim insanlardandır. “ben bu adamı tanıyorum” dediğim bir şahsiyettir. yazdıklarına katılsam da katılmasam da olaylara her zaman bakılmamış açıdan bakar, vizyon genişletir.
entry’ lerinin tamamında ne dediğini anlayarak okumaya “gayret etmenizi” tavsiye ederim.