10 subat 2010 galatasaray antalyaspor maci ndaki görüntüsü, hali tavrı rui costa'nın son zamanlarını hatırlattı bana. yaş kemale ermiş, sağda solda olup bitenleri uzaktan izleyen, topun olmadığı yerde etliye sütlüye bulaşmayan, top ayağına geldiğinde de topu okşayan, onunla sevişen ancak bunu takımı adına olumlu birşeye çeviremeyen, bitse de sıcak evime gitsem havaları. kritik bir zamanda kullanılacak bir duran topta olmadık yerden kaleye şut çekerek fantazi yapmaya kalkışmak. kaptanlık pazubandının sorumluluğunu arttırması gerekirken sanki hiç iplemiyor bu aralar. 23 yaşında olup, daha neredeyse kayda değer hiçbir başarı kazanmayıp bu kadar sermek, ben oldum demek hem kariyerine hem de galatasaray'a zarar verir. bir euro 2008 de giden maçları tek başına çeviren, istediği maçı tek başına alan arda'ya bakıyorum bir de şimdiki koyvermiş arda'ya. ileriye gideceğine geriye gidiyor bu çocuk. ve sanıyorum henüz haketmediği bir efsane katına çıkartılıyor şimdiden. şu dört senede kazandığı tek şey bir adet lig şampiyonluğu ki o da galayasaraylı için sıradandır. eğer hedeflerini tamamladıysa onu bilemem ancak benim bildiğim, 2008 den izlediğim arda'nın 5 te biri değil bugün ki. derhal toparlanmalı.