hakkında sosyolojik bir gözlem yapmak istiyorum;
sözlük ergenlerinin kendini tatmin noktası olmuştur. bu ergenler durup durup kendisinin başlığına gelir, öfkesini kusar ve gider. çünkü sözlük ergenimiz hayatı boyunca başarısız olmuştur ve kendisinin başarısızlığını da bir dönem başarılı ve şu an dip noktada olan birinden hıncını alarak geçiştirir. bunu ne id, ne ego, ne de süperegoyla açıklayabilirsiniz. bunun adı komplekstir. hayatı boyunca ezilmişliğinin acısını çıkarır. çevresinden biri bir dükkan açar, “ bu batar der” batınca da ben demiştim diye kendini tatmin eder. halbuki kendisi buna adım bile atamayacak kadar korkaktır. herkesi kendisi gibi görür ya da öyle olmalarını ister. korkak, ezilmiş ve başarısız. o yüzden kimseye tahammülleri yoktur. aslına bakarsanız kendisini de sevmiyordur. neyse geçelim bu konuyu.
mauro icardi bir dönem kankasının karısını çaldı, mario jardel ile bir dönem evli olan meşhur eşi, jardel’den önce brezilya milli takımından biriyle nişanlıydı. efendi kaptan dediğimiz john terry’nin bile mevzusu var. hadi oraları geçtim, oktay derelioğlu, eski takım arkadaşı olan serdar’ın nişanlısıyla evlendi. bunlar sadece tek bir yönden skandallar. daha darp var, kavga var, şiddet var, homoseksüellik var, uyuşturucu var. neler neler var bu dünyada. bu insanların 7/24 sağlıklı yaşam için spor yaptıklarını düşünüyorsanız, gidin beyninizi bi kontrol ettirin derim. avrupa’da bu skandallar bir dönem bahsedilir ve daha sonra unutulur. herkes hayatına devam eder. icardi psg için gollerini sıralarken değil psg taraftarı, ezeli rakipleri bile bu konuyu açmıyor artık çünkü it is the past. john terry’e bir dönem tepki oldu ama şu an ingilizler bile hatırlamıyordur çünkü onlar senin gibi ezik değiller kardeşim. hayatlarına devam edebiliyorlar. hayat böyle bir şeydir. düşersin, kalkarsın, sendelersin ama yoluna devam edersin. ancak ezikler ve beta karakterler geçmişe takılıp kalır. çünkü kendisinin kalkıp yürümeye mecali yoktur, başkası da düşsün ister. merak etme ezik kardeşim. insanlar elbet düşer ama kalkmasını bilir. ama sen hayatın boyunca kalkmanın ne olduğunu bilemeyeceksin. bu en kötüsü bence...
çok sevdiğim bir film olan scarface’de bir sahne var, inanılmaz severim. tony montana, eşi ve kankasıyla bi yerde yemek yerken kendisine olan bakışları görür ve onlara “ ''hayatlarını yaşayabilmek için kötüye ihtiyacı olan, kötüyü parmakla gösterecek olan vicdan mastürbasyoncuları” diye çıkışır. çünkü bilir ki kendisi olmazsa bunlar kendilerini tatmin edemezler. parmakla kötü adamı gösterirler ama ertesi akşam eğlenmek istediklerinde cocaine için kendisinin kapısına gelirler. insanoğlu böyle ikiyüzlüdür işte... arda için de aynısı şu an. gerek sözlükte gerekse gerçek hayatta.. gerçekten işi zor çünkü bu vicdan masturbasyoncularını tatmin edemez, çünkü bunlar hayatları boyunca eziktir, eğitilmezdir ve değişmezlerdir. neyse...
sözün özü gelmeni istemiyorum arda. sırf bu vicdan masturbasyoncularının çenelerini kapatmak için gelme..
(bkz:
say goodbye to the bad guy)