atletico'daki ilk zamanlarında mehmet topuz gibi oynuyordu, arkasında da kendisinden daha çok hücuma destek veren gökhan gönül filipe vardı. hali, vakti, saçlarını vatan şaşmaz gibi tarayıp reklam filmlerinde oynaması hoşuma gitmiyordu. ama iki-üç maçtır izliyorum, akıp gidiyor sahada.
28 ağustos 2013 barcelona atletico madrid maçında efsane oynadı. bu maçtan önceki lig maçını da izledim, orda da resital sundu. şu anki hali büyüleyici. şu topu arjantinli bir futbolcu olarak oynamış olsa yüzde yüz barcelona'nın radarına girmişti. ama türk olduğu için olmadı. olmaz da. dün yaptığı malum hareketle de bu ihtimali sıfırladı zaten. siki sağ olsun.
arda'nın dönmesini istemeyenlerdenim. bunun futbolculuğuyla alakası yok. yabancı kontenjanından yiyen ve futbolu bilmeyen amrabat'ın yapamadıklarını 170 kilo da olsa yapacağini biliyorum. futbolculuğunu kriter alıp da arda'yı -özelilkle de şu futbol ortamında- istememek büyük aptallık. ama dedim ya, bunun futboluyla alakası yok. istemiyorum. diğer istemeyenler de bu sebepten istemiyor.
ama beri yandan da aklıma sneijder geliyor. oynasın diye ne yapacağımızı şaşırdığımız bir hollandalı. önce selçuk'u oyunun merkezinde aldık, edebildiğimiz kadar pasivize ettik. sonra melo'yu ön stoperleştirdik. şimdi de el kapılarında burak'ı pazarlamaya çalışıyoruz. 4-2-3-1'e döneceğiz de paşamız oynayacak. orda da oynamazsa bu sefer sorunu gene sistemde ve diğer futbolcularda arayacağız. galatasaray sneijder başarılı olsun diye kurulmuş bir kulüp çünkü.
arda'yı insan olarak sevmiyorum. ama gelsin elin hollandalı'sının götünü yalayacağımıza, 8 aylık ithal galatasaraylıların kaprislerini çekeceğimize arda'nın götünü yalayalım, onun nazını çekelim. dön amk arda. burdaki yabancı yavşaklığı helikopter boyutunu da aştı. takımdan üstün görülüyor herifler. 120 maçta 100 gol atan burak'a küfür ediyoruz, bir forma numarası için çocuk gibi kavga edip, 65'te oyundan çıkınca trip yapan 36 yaşındaki adamları bağrımıza basıyoruz.
dön arda. dön ve bunların kökünü kazı.