3776
açıkçası beni ne sevgilileri, ne kapattığı sinemalar, ne kafasına sardığı bereler ilgilendiriyor.
benim baktığım sadece iki şey var; biri sahada gösterdiği performans ve takıma katkısı, diğeri ise kolundaki pazu bandının gerekliliği olan profösyonellik.
ikisi açısından inceleyelim şimdi;
1) bu sezon oynadığı maç sayısı 5 -yazıyla beş- imiş kendisinin. kaç tanesi ilk 11 ve kaç tanesi başarılı araştırmaya gerek yok sanırım. oynamama nedeni ise sezon başından bu yana yaşadığı sakatlıklar.
2) bu madde bence direk olarak 1 ile ilişkili. şöyle ki, profösyonel bir oyuncu sakatlığı tam olarak geçmeden asla sahaya sürdürmez kendini. şimdi yapacağı düşüncesiz fedakarlığın ileride kendisini takımdan daha da uzun süre uzak tutacağını bilir zira. sonuçta öyle de oldu ve arda iyileşmek bilmedi. kendisini zorladı ve sakatlığını arttırdı. ne zaman formasına kavuşacağı belli değil.
kimse şimdi bana kalkıp da, "kaptan bülent çıkık kolla bik bik bik" demesin. o her şeyin finali olan bir maçtı ve ötesi olmayan geri dönüşü olmayan bir yoldu. ama burada durum farklı. daha sezon başında sakatlığı geçmeden kendisini erkenden zorlayıp, hazır olmadığı halde hazır gibi davranmak hiçbir profösyonellik gereği değildir. sonucu da ortadadır.
son olarak "ama amatör ruh va işte bizim..." diye başlayacak olanlara sorum şu; arda tam olarak iyileşip ilk yarıda 5-6 maç daha oynasa bu durumda mı olurduk?
başka da sözüm yok.
benim baktığım sadece iki şey var; biri sahada gösterdiği performans ve takıma katkısı, diğeri ise kolundaki pazu bandının gerekliliği olan profösyonellik.
ikisi açısından inceleyelim şimdi;
1) bu sezon oynadığı maç sayısı 5 -yazıyla beş- imiş kendisinin. kaç tanesi ilk 11 ve kaç tanesi başarılı araştırmaya gerek yok sanırım. oynamama nedeni ise sezon başından bu yana yaşadığı sakatlıklar.
2) bu madde bence direk olarak 1 ile ilişkili. şöyle ki, profösyonel bir oyuncu sakatlığı tam olarak geçmeden asla sahaya sürdürmez kendini. şimdi yapacağı düşüncesiz fedakarlığın ileride kendisini takımdan daha da uzun süre uzak tutacağını bilir zira. sonuçta öyle de oldu ve arda iyileşmek bilmedi. kendisini zorladı ve sakatlığını arttırdı. ne zaman formasına kavuşacağı belli değil.
kimse şimdi bana kalkıp da, "kaptan bülent çıkık kolla bik bik bik" demesin. o her şeyin finali olan bir maçtı ve ötesi olmayan geri dönüşü olmayan bir yoldu. ama burada durum farklı. daha sezon başında sakatlığı geçmeden kendisini erkenden zorlayıp, hazır olmadığı halde hazır gibi davranmak hiçbir profösyonellik gereği değildir. sonucu da ortadadır.
son olarak "ama amatör ruh va işte bizim..." diye başlayacak olanlara sorum şu; arda tam olarak iyileşip ilk yarıda 5-6 maç daha oynasa bu durumda mı olurduk?
başka da sözüm yok.
