26
antrenmana baklava getiren taraftar
-
-
27şampiyonluk alametlerinin en bir tatlı olanı.
türkiye'deki ilk 8 ayında yemeklerde karbonhidrat dahi tüketmeyen erik gerets'e bile "ulan ne güzel şeymiş bu" dedirtip fellik fellik baklava arattırmış köklü ve güzel bir gelenektir. seyirci sayısıyla dünya rekoru kırılmaya çabalanan, meşaleden gözün gözü görmediği stadyumda taraftara açık antrenman falan hikaye. florya'da "abiler" önderliğinde 150-200 kişi gidilip dünya yıldızı, marka değeri cart curt demeden her futbolcunun ağzına sırayla baklava sokmalı bir antrenmanın vereceği motivasyonu verebilecek ikinci bir etkinlik yoktur.
üzerine de mayıs ayında saha içinde elde uduyla gezip kapalıyla düet yapan coşkun sabah...
insan daha başka ne isteyebilir ki?
coşkun sabah-kapalı-şampiyonluk üçlemesini hatırlayıp istemsizce o tezahürata giden cimbom old boys'a da selam olsun ayrıca. bu yaşta baklava falan aman diyim... -
28
-
29günümüzde ancak baklava sponsorluğu ile yapılabilecek olay. afedersiniz bayramda yarım kilo baklava söyledik. adam "pos cihazım bozuk" dedi. para bulmak için evde ohal ilan edildi. adam "abi sıkıntı yok havale yaparsınız" demese evin tapusunu verecektik teminat olarak.
-
30asgari ücretle çalışıyorsa bir maaşı buna gömmesi gereken taraftardır aynı zamanda.
-
31günümüzde bulunması imkansız olan taraftardır.
geçtiğimiz bayram ev yapımı olanından almak istedim. malın sahibi nazife teyze ile otel lobisinde buluştuk. camiada 40 kat nazife derler ve piyasanın malları temiz nadir insanlarındadır. ben, 3 korumam, baklava uzmanım ve elimizde bir bond çanta ile odaya çıktık. nazife ve güneş gözlüklü 3 kişi odaya girdi. ilk sorduğu soru "beni nereden buldun?" oldu. gözlemeci şerife ablanın ismini verdim ve şüphelerini minimuma indirdim. baklavayı ortadaki sehpaya koydu. uzmanıma bir göz işareti yaptım ve harekete geçti. gözüne lensini taktı ve 45 dakika süren bir inceleme sonrası orijinal patron dedi. para ve tepsinin takası aynı anda gerçekleşti. şu kapıdan çıktığın an beni tanımıyorsun dedi nazife. sessiz adımlarla lobiye ilerledik.
kapıda zırhlı bekliyordu. çatılara keskin nişancı olarak sabri dayımı ve muzaffer eniştemi yerleştirmiştim. hızlı adımlarla araca bindik. sağ salim eve getirdim malları.
önümüzde son bir kurban işi var, çok büyük bir iş. ondan sonra bırakacağım artık bu işleri. tövbe edeceğim. oklavanın ucunda bir hayat yaşıyorum. namusumla küp şeker yer huzurlu yaşarım... -
32şehrin valisi tarafından büyük maç öncesi, takımın 'aldığı her kaloriye dikkat eden' yıldız oyuncusuna zorla yedirilirse ortaya sinirden kudurmuş bir yıldız çıkarabilen olaydır. (true story)
-
33
-
34
