76
annenin yanında maç izlemek
-
-
77(bkz: 10 mart 2010 beşiktaş ibb maci)
önbilgi: annem bizim yüzümüzden oldukça fazla sayıda maç izleyen biridir.
anne: aaaa rüştü?
baba: e hanım, ne var bunda?
anne: fener'deki rüştü değil mi o?
ben: yuh anne!
anne: aa niye bıraktı fener'i?
baba: yok artık!
anne: para mı vermediler acaba? volkan'ı kıskandı mı gitti? ne oldu? -
78babaanne yanında maç izlemenin bir alt kademesidir.
--kimler oynuyo türk mü onlar?
-- aa bizim galatasaray mı, kimle oynuyo?
--yeniyor muyuz onlar mı yeniyo yoksa?
-- karşı tarafta mı türk? o necati bizde değilmiydi?
diye giden ardı ardına soru bombalarının cevaplarını ısrarla ister anne-babaanne ikilisi. -
79rıdvan'dan sonra tanıdığı tek fenerli futbolcu olan rüştü'nün beşiktaş'a gidişini hala hatırında tutamayan fenerli bir anneyle maç izlemek biraz zorlayıcıdır. üstelik yanında bir de kalecinin varlığına hala bi mana yükleyememiş bir anneanne varsa, kaymaklı ekmek kadayıfı.
futbolla ilgilenmeyen (ama galatasaraylı evlat sayesinde galatasaraylı furbolcuları fenerlilerden iyi bilen) anne, evlat fener'e laf edecek olursa birden fanatikleşir ve bazen sinirler bozulur. ama izlenen milli maçsa en keyifli seyir arkadaşlarından biridir anne. -
80maç: (bkz: 6 nisan 2010 barcelona arsenal maci)
ben: vay be baba şu adam kemik erimesine yakalanmış, barcelona sahip çıkmış, düşünebiliyor musun? şu an adam onlara neler kazandırıyor.
babam: aha başladı, attı golü.
anne: aaaa, adamın kemikleri hastaymış zaten, ay öldürecekler adamı, çıkmasınlar üstüne, ay yavrucum dikkat et.
...........
ikinci gol:
anne: maşallah, maşallah, oğlum haç çıkarma sadece, iki de ellerini aç dua et, nazar değecek.
...........
üçüncü gol:
anne: ya bu messi'yi galatasaray alsa ya, gidip o kara süpürge saçlı adama para vereceğine.
........... -
8118 nisan 2010 fenerbahçe beşiktaş maçını izliyoruz. fenerli annem skoru farkediyo ve atılmış olan gole seviniyo.
l*: anne allah aşkına şu fener'den bi tane futbolcu söyle, bi daha bi şey demicem
a*: rüştü!
l: anne rüştü beşiktaş'a transfer oldu yaa..
a: demin gördüm ama
l: maçı beşiktaş'la yapıyosunuz da ondandır*
a: ben önceden şükrü derdim bu adama*
l: evet, stada da rüştü saraçoğlu derdin
a: e bizim kalecimiz kim o zaman
l: hani var ya karaktersiz bi adam
a: hı hı volkan
l: nasıl da biliyosun karaktersiz deyince(u: (:)
maçın ikinci yarısında, ilk yarıda volkan'ın koruduğu kalede şimdi rüştü var(u: normal olarak ama anneme pek normal gelmiyo(:)
a: hani rüştü beşiktaş'taydı
l: beşiktaş'ta
a: e bak şimdi bizim kalede
l: annee, ikinci yarı bu.
a: hıııı, yani orası beşiktaş'ın kalesi mi oldu şimdi
l: evet annecim, öyle oldu..
(u: fenerli de olsa annemle maç seyretmeyi seviyorum(:) -
82a: elano iyi güzel box to box oynuyorda arkasında onu destekleyecek iki tane iyi ön libero lazım, ya da yanındaki orta saha oyuncularının fizik güçlerinin yüksek olması gerekiyor.
ben: :?!?!?!!?!?!?
(iç ses: noluo mk)
meğer internette yemek tarifi ararken galatasarayla ilgili bi siteye girmiş ordan aklında kalmış. -
83benim annemin futbolla arası yoktu eskiden. sadece ben ve abimden dolayı galatasaraylıydı. ama sadece fenerbahçe-galatasaray maçlarında maçtan yarım saat öncesine kadar dua eder. maçı izleyemez çünkü çok heyecanlanır. galatasaray yenilir. biz üzülürüz annem daha çok üzülür. ve diyaloglar başlar:
a: bu futbolcuların hepsinin kafasını kırmak lazım, hepsine ceza vermek lazım.
oguzhanadd ve oguzhanaddbrother üzgündür cevap vermezler.
a: aman parayı onlar alıyor siz üzülüyorsunuz valla bırakın şu galatasaray'ı.
oguzhanadd ve oguzhanaddbrother üzgündür cevap vermezler.
sonunda anne sinirlenir ve bildiği kim varsa takımda( ki derbi zamanları elano'sundan santos'una hepsini öğrenir) bela okur gece biter herkes yatar. -
84sağolsun biraz uğursuzluk getirir maçlarda bana. galatasaray son dakikalara önde girmektedir, dışarıdaysa odaya girer, maç kaç kaç diye sorar, anında gol yeriz. dışardaysa arar sorar, yine gol yeriz. kendisiyle mümkün olduğunca maç saatlerinde görüşmüyorum. kendisi fenerbahçelidir, uğursuzluk getirmesi oradan geliyor sanırım.
-
85dakika 95te benayoun golü atar, ekrandaki yazı;
liv 2 - 0 atl
bunu gören annem;
"şimdi atlantis'in mi atması gerekiyo?"
bayadır bu kadar gülmüyodum, sağol be anne. *
(bkz: 29 nisan 2010 liverpool atletico madrid maci) -
86
-
87(bkz: altta komşu var bağırma)
-
88spiker: stankovic, ivanovic, zigic...
annem: ne bu vic,vic -
89(bkz: küfür edememek)*
-
90
-
91-bunda da mı gol yok?
*yok anne ya! (keyifsizimdir, bira-cips ikilisine almanya maçı hariç hiç girişmemişimdir)
-o kadar cips aldın getir yiyeyim madem...
*ohoo, sen yiyesin diye mi aldım?
-ne var, geçenki arjantin maçında da hiç dokunmadıydın ben yedim. getir yerim.
*öff, al ye!
kiminin keyifsizliği, kimin keyfi olur böylece. alır içeriye gider dizisini seyreder cipsimle... -
92annemin son 2 yılda artan futbol merakı ile daha da ilginç diyaloglar görülebilmekte. kendisiyle dünya kupasında 5-6 maçı birlikte izledik. şu tarz diyaloglar oluştu:
japonya - kamerun maçında:
(inamoto oyuna girer...)
annem: şu sizde oynamıyor muydu?
ben: evet anne, 4 sene önce...
annem: orta sahaydı dimi bu?
ben: evet*
annem: sizin o zamanki kır saçlı hoca* iyidi, sizin yönetim iyi yapmadı onu göndererek...
ben: #\>zzzztt#??* -
9311 haziran 2010 cuma
anne- yarın kaçta maçlar?
ben- iki buçukta.
12 haziran 2010 cumaresi
anne- yarın maçlar var mı? kaçta başlıyor?
ben- iki buçukta anne.
anne- bilgisayarı ver de facebook'a bakayım biraz.
ben- işim var anne. (arkadaşlarla msn'de maç muhabbeti)
13 haziran 2010 pazar
anne- yarın denize gidelim be oğlum.
ben- maç var anne.
anne- saat kaçta?
ben- iki buçukta.
anne- öğlen uyanıyorsun zaten.
14 haziran 2010 pazartesi
anne- yarın da maçlar var mı?
ben- evet anne. her gün maçlar var. her gün iki buçukta başlıyor. gitmiyorum ben denize öf.
15 haziran 2010 salı
iç ses- of ya. denize gitmeyip evde ter içinde izlediğim maçlara bak. -
94j: jasonic
a: anne
23 haziran 2010 slovenya ingiltere maçı izlenmekte.
a: ezeldeki tefo mu o?
j: yok anne bu defoe.
a: tefo iyi çocuk kurtarıyo hep ezel'i.
j: defoe da iyi topçu anne bak kurtarıyo ingiltere'yi.
kadın herşeyi ezel'e bağlamaya başladı. brezilya maçında ramirez'e ramiz derse hiç şaşırmam.* -
95futbol delisi bir anneye sahipseniz mac izlerken catısmanıza sebep oluyor:
23 haziran 2010 abd cezayir macinda cezayir'in atmasını istemektedir zira abd'yi sevmez. tam tersi ben de abd atsın lider cıkıp almanya-ingiltere eslesmesine zemin hazırlasın derdindeyim.
abd gol kacırınca tarafsız olan baba tepki verir:
baba: hassiktir ordan.. o da kacar mı..*
anne: ne o, amerika mı kazansın yani!?
baba: ben tarafsızım, pozisyona tepki verdim, cok guzel geldiydi..
anne: geldiyse geldi, atamasın, cıkamasınlar..
ben: arkadas senin derdin nedir amerika'yla(anneme seslenerek)
anne: sevmiyorum adamları.. zaten favorim almanya bana ne bunlardan..
breh breh breh..
"almanya turnuva takımı" demedigi kaldı bir tek. cok iyi oynuyorlarmıs dunya kupalarında, cok begeniyormus oyunlarını.
lan kadın mesut'a falan sovuyor sırbistan macında iyi oynamadı diye.. "bizim cocukların takımını* yendiniz de sırpları mı yenemediniz" diye yuklendi, can dusmanı klose oldu.. -
96
-
97ağız tadıyla küfür edememek demektir.
-
98yanlış tanımdır. annelerin yanında maç izlenmez. anneler gelip geçerken televizyon görüşünüzü sıfıra indirecek noktada durur ve soru sormaya başlar.
-
99
-
100(bkz: motherwell)
