• 155
    --- alıntı ---

    çulhaoğlu’ndan: ankaragücü, sosyalizm ve 12 eylül…

    25.11.2010 - 07:40 yazdır arkadaşına gönder gazetemiz sol’da da köşesi yer alan marksist yazar metin çulhaoğlu ile ankaragücü, taraftar profili ve 12 eylül’ün futbola etkileri üzerine konuşarak zevkli bir “ekonomi politik” futbol söyleşisi gerçekleştirdik…

    kendisi de bir “taraftar” olan türkiye komünist partisi mk üyesi, birgün ve sol.org.tr yazarı metin çulhaoğlu ile geçmişten bugüne türkiye’de futbol-taraftar ilişkisini ve kendisinin nasıl taraftar olduğunu konuştuk. çulhaoğlu hangi takımı neden tuttuğunu anlatırken, bize futbol üzerinden geçmişten bugüne devinen türkiye’deki siyasal atmosfere ve bunun emekçi profilini nasıl değiştirdiğine ilişkin ipuçları verdi…

    solspor: sizin ankaragücü taraftarı olduğunuz biliniyor. gerçekten futbolla ilgileniyor ve takım tutuyor musunuz?

    metin çulhaoğlu:ben gerçekten ankaragücü taraftarıyım… şu sıralar ne kadar iyi bir taraftar olduğum tartışma götürür, ama bu işin evveliyatına gidersek sanırım neden ankaragücü taraftarı olduğum ortaya çıkar.

    peki, o halde şöyle soralım. neden “ankaragücü” taraftarısınız?

    1965 de yükseköğretim için ankara’ya geldim. futbola merakım vardı. zaman zaman oynardım ve maç izlemekten zevk alırdım. ankara’da maçlara gitmeye başladım. ben 65’te 17-18 yaşlarındayken sosyalizme belirli bir ilgim vardı şimdi maçlara gittikçe beni ankara takımlarının farklılığı çarptı ve şunu düşünmeye başladım o zamanki naif düşünce sistemi içerisinde: “yarın türkiye de sosyalizm geldiğinde istanbul kulüpleri ne kadar kalır orası şaibeli, ama ankara’daki müessese takımları kamu takımları kalır. spartak moskova gibi levski sofya gibi… şunu düşünebiliyor musunuz o dönem ankara da 4-5 takım var ve bunlardan ankara demirspor devlet demiryolları’nın ankaragücü mke’nin şekerspor ise şeker fabrikalarının takımı. bunun dışında müessese takımı olmayan iki takım vardı. biri hacettepe diğeri gençlerbirliği…

    şimdi ben maçlara gittikçe dikkatimi taraftar profilleri çekmeye başladı. örneğin hacettepe taraftarları, kulübün müessese takımı olmamasına rağmen ankara’nın hacettepe semtinden bugünkü tabiri ile lümpen diyebileceğimiz insanlardı. gençlerbirilği taraftarları ise tam bir kolejli profili veriyordu ted’li, siyasal bilgiler’den ya da yüksek bürokrat tiplerdi. ankaragücü ve diğer takımlarda ise daha bir emekçi profili vardı, ama altını çizmek istiyorum 60’lı yıllarda bu insanlar bugünkü emekçi profilinden çok farklıydı. bugün daha bıçkın, daha lümpen, daha galiz küfürler eden daha terbiyesizce işler yapan taraftar profilinden farklı olarak… 60’lı yıllardaki emekçi taraftarlar, daha “nezih” insanlardı. gerçekten, takımı gol atınca alkışlayan gol yiyince üzülen, ağzından nadiren küfür çıkan insanlardı. rakip taraftarlarla uğraşmak rakip futbolcularla uğraşmak gibi şeyler o zamanlar pek yok… neticede ben bu takımlara bakınca o seyirci profilinin üstüne ankaragücü ağır sanayi takımı, bende şunu uyandırdı: şimdilerde türkiye sosyalist olduğunda, ankaragücü de ülkenin planlı kalkınmasında payı olacak büyük sanayi kuruluşlarının takımı gibi bir şey olacaktı ve ben de ankaragücü taraftarı oldum.

    yani ankaragücü taraftarı olmanızda solcu olmanızın payı var…

    açık söylemek gerekirse, benim gibi insanlar genellikle pek haz etmezlerdi gençlerbirliği’nden… daha kolejli bir görünümü vardı. bu düşüncede yalnız olmadığımı da bir kitap karıştırınca öğrendim. şu anda cezaevinde olan sarp kuray’ın babası da o zamanlar ankara valisiydi. benzer bir tespitte bulunmuş. gençlerbirliği tuzu kuru olanların hali vakti yerinde olanların takımı ankaragücü ise emekçilerin takımı…

    peki bugün “gökçeklerin” ankaragücü’nü takip ediyor musunuz?

    diyebilirim ki, 60’lı yılların sonundan itibaren yaklaşık 40 yıldır ankaragücü taraftarıyım… ankaragücü iyi sonuçlar aldığında seviniyorum kötü sonuç aldığında üzülüyorum. ama şunu hemen belirteyim: ben artık ankaragücü maçlarına gitmekten zevk almıyorum. üç senedir gitmiyorum maçlara. nedenim de şu son derece çıkarcı, lümpen ve sadece küfür ettiği zaman rahatlayabilen taraftarın, kulüp içindeki saflaşmaların piyonu durumuna düşmüş, parasız bilet için her türlü bir bindirilmiş kıta görevine hazır lümpen bir taraftar profili çiziyor olması. tüm ankaragücü taraftarları böyle değil, ama bu profil daha ağır basmaya başlıyor. ben eskiden maç izlemeye gittiğimde futbol izlemekten zevk alırdım. çünkü insanı meşgul eden, dikkat kaydırıcı başka bir şey yoktu. sahadaki futbola konsantre oluyordum… şimdi gürültücü bir taraftar kesimi, maçla hemen hemen hiç ilgisi olmayan, maç boyunca sırtı futbola dönük, hadi oturun hadi kalkın diyen futbol izlemekten çok “demostrosyon” yapmaya gelmiş ve deşarj olan bir kitle durumuna düşürüyor. o yüzden zevk almıyorum.

    yaptığınız betimlemelerde “şimdi” ve “önceden” diye iki süreç belirtiniz, sizin taraftarlığınız ve genel taraftar profili için. iki farklı süreci birbirinden ayıran ne oldu?

    şimdi çok net bir şey söylemek gerekirse dönüm noktası 12 eylül… 12 eylül ile beraber futbol anlayışı ve taraftar profilinde çok radikal bir kopuş meydana geldi… maçla ilgilenen maça konsantre olan bir seyirci kitlesi varken, 12 eylül’le birlikte birden bire statlar şoven histerik bir milliyetçiliğin yuvası oldu… 12 eylül’den sonra gittiğim üç yıldaki maçlarda “ermeni uşağı katil fransa” sloganı attırılırdı. o zamanlar ermeniler yurtdışında türk diplomatlarına dönük silahlı saldırıda bulunuyor ve insanlar ölüyordu. artık o amigo denen tip de, arkası sahaya yüzü seyirciye dönük olarak, takıma değil de o zaman türkiye’nin gündeminde hangi siyasi olay varsa hangi “dış düşman varsa” onun aleyhine küfürlü tezahürat yaptıran insanlar haline dönüşmeye başladı. nitekim daha sonra pkk protestolarıyla bu iş zıvanadan çıkmış bir haldi.

    teşekkür ederiz.

    sol (spor servisi)

    --- alıntı ---
  • 158
    kendilerinden hiç haz etmesem de çubuklu tosun hakkında yaptıkları açıklama içimin yağlarını eritmiştir.

    --- alıntı ---

    ''fenerbahçe maçının sonrasında oluşan suni gündemi büyük bir endişe ve hayret içerisinde takip etmiş bulunmaktayız…

    12.12.2010 tarihinde yapılan ve takımımızın 2-1 üstünlüğü ile sonuçlanan fenerbahçe müsabakası sonrasında fenerbahçe futbolcusu emre'nin yaptığı açıklamaları ve sonrasında oluşan suni gündemi büyük bir endişe ve hayret içerisinde takip etmiş bulunmaktayız.

    müsabaka sonrasında, takımımıza ait soyunma odasına yabancı bir şahsın girdiğini gören genel sekreterimiz sayın levent çamur doğal olarak kulüp personelimize bu şahsın kim olduğunu sormuş ve neticesinde şahsın fenerbahçe spor kulübü'nün medya sorumlusu olduğunun ve forma getirdiğinin söylenmesi üzerine herhangi bir söylem ve müdahaleden bulunmadan soyunma odasından ayrılmıştır. sonrasında soyunma odası koridorunda beklerken fenerbahçe futbolcusu volkan demirel'in tahriklerine uğramış ve aralarında kısa bir gerilim yaşanmıştır. ancak bu gerilim esnasında bazı gazetelerde yer aldığı gibi genel sekreterimiz levent çamur'un kesinlikle fenerbahçe spor kulübü'ne karşı kötü söz ve küfür içeren herhangi bir ifadesi olmamıştır. zaten gazetelerde bu konu ile ilgili yer alan haberlerin tümü de imzasız olduğu gibi bahsettiğimiz gibi gerçekleşen bir olay fenerbahçe spor kulübü kafilesi tarafından maksatlı olarak saptırılarak gündem değiştirme çabasına dönüşmüştür. bu çaba ve iftiralar takımımızın aldığı haklı galibiyetin önüne geçemeyeceği gibi, emre'nin ve takım arkadaşlarının aldığı mağlubiyete de asla mazeret olamayacaktır.

    olayların içinde olmayan futbolcu emre belözoğlu yaşanan olayları kendisine subjektif olarak aksettirenlerin doğru mu yanlış mı söylediğini bilmeden, araştırmadan aldığı mağlubiyetin üzüntüsü ile canlı yayında türkiye'nin alışık olduğu, aldığı terbiyeye yakışır bir şekilde yalanlarla ve iftiralarla konuyu dile getirmiş ve kamuoyunun dikkatini başka bir noktaya çekerek kamuoyunu yanıltmaya cüret edebilmiştir. kendisinin bu hareketinin sadece takımının aldığı mağlubiyeti unutturmaya yönelik çabalar olduğu aşikardır.

    anılan futbolcunun bu tarz sonuçları sindirmekten ne kadar uzak olduğu ve haddi olmayarak öğretmeye çalıştığı 'adamlık' kavramının neresinde olduğunu tüm kamuoyu gayet iyi bilmektedir.

    peki, emre belezoğlu nasıl bir adamdır?

    emre belözoğlu, 15 kasım 2005'de türkiye-isviçre milli maç sonrası isviçreliler'e saldırarak ülkemizin ve milli takımımızın itibarının dünya çapında yara almasına sebep olan bir 'adam'dır.

    12 eylül 2007'de türkiye-macaristan maçı sonrası kendisini eleştiren basına 'kol' işareti yapan bir 'adam'dır.

    5 aralık 2008'de denizli deplasmanında g.saraylıyla tartışan, kendisine çok şeyler veren eski takımı galatasaray'a 'o takım' diyebilen bir 'adam'dır.

    19 aralık 2008'de konya'da bir gazeteciye 'seni sabaha kadar döverim' diyerek milli takım kaptanlığından alınan bir 'adam'dır.

    8 mart 2009'de kayseri deplasmanında cangele'ye boğaz kesme işareti yapan bir 'adam'dır. 12 nisan 2009'da galatasaray deplasmanında 0-0 biten maçta sabri'yi ölümle tehdit ettiği iddia edilen bir 'adam'dır.

    3 mayıs 2009'da beşiktaş-f.bahçe derbisinde boğazını sıkan deivid'e 'seni fena yaparım' diyen bir'adam'dır.

    24 ağustos 2009'da diyarbakırspor maçında hakem suat arslanboğa'nın eline vuran bir 'adam'dır.

    30 ağustos 2009'da oynanan manisaspor maçında rakibi nizamettin'in üzerine hızla giderek 'p.. kurusu' diyen bir 'adam'dır.

    bunlara ilave olarak sayabileceğimiz pek çok örneğin yanı sıra dün oynanan müsabaka sırasında kulübemize bakarak 'o… çocuğu' diyebilen ve bu sözü yayıncı kuruluş kameralarına takılan bir 'adam'dır, aynı müsabakada, müsabakanın yan hakemini elinin tersi ile itebilen bir 'adam'dır.

    bütün bunlara sebep olan bu şahsın kamuoyu ile adeta dalga geçercesine tehditler savurarak adamlık dersi vermesi kültür altyapısı zayıf insanların ne kadar tehlikeli olacağının da en güzel ispatıdır.

    bilinmelidir ki bu tarz davranışlar kariyerinde zirveyi gördükten sonra keskin bir inişe geçmiş, artık o eski parlak günlerine dönemeyen ve dönemeyecek olan bir insanın umutsuz çırpınışlarıdır. bu şahsa tavsiyemiz böyle söylemlerden ve kafa-kol kesme hareketlerinden uzak durmasıdır. zira gerçek hayat kendi küçük dünyasında kurguladığı ve etkisinden kurtulamadığı mafya filmlerinin çok uzağındadır.

    ayrıca bilinmelidir ki, emre belözoğlu ismi camiamız için genç futbolcularımıza verdiğimiz ve olmamaları gereken kötü bir örnekten öte hiçbir şey ifade etmemektedir.

    umuyoruz ki, emre belözoğlu en azından bundan sonraki spor hayatını ulu önderimiz mustafa kemal atatürk'ün 'ben, sporcunun zeki, çevik ve aynı zamanda ahlaklısını severim' sözüne uygun veya en azından yakın bir şekilde geçirir.

    tüm kamuoyunun bilgisine sunulur…''

    --- alıntı ---
  • 159
    ligin 16. haftasında fenerbahçe'yi sahalarında 2-1 yenmişlerdir. bundan bir önceki galibiyetleri 8. haftada a.samiyende 4-2 skoru ile alınan galatasaray galibiyetidir. maçları ve skorları şöyle;

    16. hafta ankaragücü 2 - 1 fenerbahçe
    15. hafta ankaragücü 1 - 1 sivasspor
    14. karabükspor 5 - 1 ankaragücü
    13. ankaragücü 2 - 2 istanbul bb
    12. bucaspor 0 - 0 ankaragücü
    11. ankaragücü 0 - 2 gaziantep
    10. eskişehirspor 0 - 0 ankaragücü
    09. ankaragücü 1 - 5 bursaspor
    08. galatasaray 2 - 4 ankaragücü
  • 163
    fenerbahçe kulübü'nün açıklamasına cevap vererek polemiği devam ettirmiştir.

    --- alıntı ---
    kulübümüz tarafından futbolcu emre belözoğlu'nun açıklamaları ile ilgili yapılan basın açıklamasında söylediklerimizin gerçekliği ile ilgili kamuoyunda olumlu tepkiler almış olmamıza karşın anılan açıklamanın fenerbahçe spor kulübü yönetimi tarafından 'yakışıksız' olarak nitelendirilmesi, tarafımızca tamamen duygusal bir tepki olarak algılanmıştır.

    fenerbahçe kulübü yönetiminin konuyu ve kulübümüzü farklı bir yere çekme gayretinde olmasına rağmen buna alet olmayacağımızı, zira bu tarz tutum ve davranışların türk futbolunda yaşanan şiddet olaylarının sebebi olduğunu ve fenerbahçe yönetimi tarafından kurgulanmak istenen bir senaryoda tuzağa düşmeyeceğimizi sadece ilgili kulüp yönetiminin açıklamasına kısa bir cevap vermekle yetineceğimizi belirtmek isteriz.

    kulübümüz yaptığı basın açıklamasında verdiği örneklerle konuyu çarpıtmak değil aksine 'adamlık' söyleminde bulunan bir kişinin gerek dün oynanan müsabaka sırasında gerek ise geçmişinde bu kavramdan ne kadar uzak olduğunu belirtmiş ve örneklemiştir.

    ankaragücü spor kulübü olarak bizler de fenerbahçe yöneticilerine aynı tavsiyede bulunarak yine 100 yıllık bir geçmişe sahip fenerbahçe kulübünün bugün yöneticisi olanların kendilerinin geçici, kurumların ise kalıcı olduğu gerçeğini göz önünde bulundurarak oturdukları koltukların ve mevkilerin ağırlığına yakışan şekilde davranmaları gerektiğinin de ortada olduğunu söylemek isteriz. kaldı ki, kendilerini 'fenerbahçe cumhuriyeti' söylemine fazlasıyla inandıran ve kaptıran fenerbahçe yönetiminin, türkiye cumhuriyeti'nin başkentinin havasından kendilerince alaylı bir şekilde bahsetmelerini yadırgadığımızı, tıpkı ankaragücü gibi kurtuluş savaşı mücadelesi içerisinde yer almış fenerbahçe kulübünün mevcut yönetimi olarak bu konulardaki beyanlarında daha dikkatli olmaları gerektiğini kendilerine hatırlatmak isteriz. aksi takdirde gerçek 'akıl tutulması' bu olacaktır ki, ankara'nın havasının nelere kadir olduğu, kurtuluş savaşı mücadelemiz sırasında tüm dünyaya örnek olmuştur.

    ayrıca, fenerbahçe spor kulübü yöneticilerinin ve personelinin geçen sezon seyircisiz olarak oynanan fenerbahçe-ankaragücü müsabakasında kulübümüzün attığı gollerden sonra sevinen yöneticilerimize bile tahammül edemeyerek yaptıkları hakaretler de hafızalarımızdan halen silinmemiştir.

    fenerbahçe yönetimi kulübümüzce yapıldığına inandıkları sözde gayrı ahlaki davranışlarla uğraşmak yerine sporcusunun yaptığı gayri ahlaki söylem ve hareketlerle ilgilenmelidir. fenerbahçe'nin disiplin işlerine karışmak elbetteki kulübümüzün işi değildir, fakat sporun ruhu ile tamamen zıt olan küfür ve hakaretlerin de hiçbir spor kulübünün disiplin talimatında onay bulabileceğine de inanmamaktayız. dolayısı ile aşağıdaki maç görüntüsünde açıkca anlaşılabileceği gibi dün akşam oynanan müsabakada futbolcu emre belözoğlu'nun sarfettiği kelimeler ile ilgili fenerbahçe yönetiminin ne yapacağının da takipçisi olacağımızın da bilinmesini isteriz. muhtemelen fenerbahçe yönetimi bu görüntüleri ve sözleri de görmezden gelerek futbolcusunun bu gayrı ahlaki tutumuna da göz yumacaktır.

    tff'nin görev ve sorumluluklarını iyi bilen kulübümüz, tff'nin disiplin işleyişini bu sezon kulübümüzden açık ara fazla ceza alan fenerbahçe spor kulübü yönetim kurulundan öğrenecek değildir.

    tüm kişi ve kurumlar haklı olduklarına inandıkları konularda hukuk devletinde yaşamanın kendilerine sağladığı hukuki haklarını elbette ki kullanacaklardır. kimsenin şüphesi olmamalıdır ki, kulübümüz de hukuki süreçte savunma hakkını en iyi şekilde kullanarak karşısındakilere hukuki zeminde en güzel cevabı verecektir.

    tüm kamuoyunun bilgisine saygılarımızla...

    mke ankaragücü spor kulübü
    --- alıntı ---
  • 169
    hmmm şimdi pazar günü kimle maçı vardı güçlülerin? fenerbahçe.
    peki kim kazandı bu maçı? ankaralıgüçlüler.
    peki maçtan sonra ne oldu? tosuncukla güçlülerin birkaç yöneticisi kapıştı.
    büyük başkan aziz bey bu duruma kızmışmıdır? dava açacak kadar kızmış olması muhtemel

    yani aziz yıldırım nasıl kızdıysa güçlülerin bütün yönetimi gitti, futbolcular gidiyor, eski evlat özat zaten gidici eeeee
    demekki aziz başkanı üzmemek gerekiyor adam tosuncuğu o kadar seviyor ki onu kızdıran adamların takımını yerle yeksan etti.

    **

    edit: ilovedonut istedi günlerden çarşamba gitti
  • 171
    bu takımdan marek sapara'yı kapan takım büyük iş yapmış olur. bu arada arkadaşları üzmek istemem ama sestak kiralık diye biliyorum ben. tabi yanılıyor da olabilirim. transferde gözde olabilecek futbolcuları;

    (bkz: theo weeks)*

    (bkz: uğur uçar)*

    (bkz: özgür çek)*

    (bkz: marek sapara)*

    (bkz: murat duruer)*

    (bkz: turgut doğan şahin)*

    (bkz: jan racnoch)*

    (bkz: stefan senecky)*

    (bkz: güven varol)**

    (bkz: mehmet çakır)*

    (bkz: umut sözen)*

    (bkz: robert vittek)*

    edit: ilovedonut der ki; " vittek sakat. devreyi kapatmıştı"
App Store'dan indirin Google Play'den alın