• 53
    edit: turkiye ile ilgili tespitlerimin yanlis oldugunu soyledi bir yazar. bu bahsettiklerim haliyle birebir gozlem degil, internet ortamindan duyduklarim. dolayisiyla emin olmam imkansiz. silmiyorum o kisimlari ama kendi dogrulari teyit etmenizi mutlaka oneririm.

    olay yerinden bildiriyorum, virginia eyaletinde yasadigim sehirde nufus ortalama 800 bin civarinda ve toplam vaka 300. olum sayisi ise 5'ten asagida. hali hazirda buradaki ogrenci yurtlarinin yarisini yogun bakima cevirdiler hazirda bekletiyorlar.

    amerika suana kadar cesitli kaynaklara gore 4 milyona yakin test yapti ve bu sayilarda en seffaf ulke konumunda.

    amerikada durum cok kotu gibi gorunuyor ancak hatirlatmakta fayda var, muhtemelen en kotu durumdaki ulke degil. sadece oldugu konumu istatistiki olarak en dogru yansitan ulke.

    turkiyede pozitif cikan insanlardan %2.1'i hayatini kaybetmis. turkiyede suan olenlere corona testi yapilmadigini biliyoruz. pozitif test yapilmadan olursen kayitlara "oldu" diye gecip gidiyorsun...
    amerikada ise %3.2'si. dedesini 3 gun once kaybeden is arkadasimin texastaki dedesine test uyguladilar corona sebepli mi ogrenmek icin... sonuc pozitif cikti.

    turkiyede nufusun sadece %0.042'sine test yapilmis.
    amerikada nufusun %1.23'une test yapilmis. hemen hemen turkiyenin 27 kati fazla test demek bu.

    amerika, her pozitif vakayi yakalayip izole etmek istiyor ve bunun icin cidden caba sarf ediyor. x kisisine bulasan virusle temasa gecen insanlari da takip edip test ediyorlar. her ne kadar trump olayi yeterince ciddiye almasa da gucler ayriligi sebebiyle sistem trump'a ragmen isliyor.

    turkiye, elinden geldigince test yapiyor ama imkanlar cok kisitli. turkiyede bir aile bireyinde corona tespit edilirse, aileye komple karantinaya girin diyorlar ve aile fertlerine test yapmiyorlar, zenginler ve istisna durumlar haric. yani bizdeki 1 korona vakasi, ailelerin en az 3 kisiden olustugunu varsayarsak en az ama en az 2 yada 3 kati olmali. ise gidip ise bulastiranlari falan hesaplamiyorum bile.

    amerikada suan her eyalette hastaligin 26 nisana kadar en ust duzeye ulasip, sonra yavaslayarak azalmasini bekliyorlar. turkiyenin ne zaman top noktaya ulasacagi muamma.
  • 54
    327 milyon nüfusa sahip ülkedir. 6da biri kadar olan italya, 7de biri kadar olan ispanyadaki ölümler daha fazladır. hasta ve ölüm sayılarını yorumlarken ülke nüfusunu da dikkate almak gerekir.

    asıl enteresan olan, 1.3 milyar kişinin yaşadığı ve hastalığın kaynağı olan, dünyadaki diğer ülkelere göre hazırlıksız(?!?!!?) yakalanan çin'de nüfus/hastalık veya nüfus ölüm oranının diğer tüm ülkelere göre çok daha düşük olması.

    örneğin çin'de milyonda ölüm oranı 2.32 iken italya'da 273, ispanya'da 279, fransa'da 136. bizde ise açıklanan rakamlara göre(?!) 77. amerika'da ise şu anda 33'dür.

    kaynak: https://ourworldindata.org/...d-deaths-per-million
  • 55
    hem corona'nın hem de de george floyd'un öldürülmesi sebebi ile yapılan ırkçılık karşıtı eylemlerin dalga dalga vurduğu ülke. dalga dalga sesini murat övüç'ten dinleyebilirsiniz. https://youtu.be/gU9CEQ09W1E?t=53

    ilk corona vakası 12 ocak 2020 dolar 5.86
    george floyd'un öldürüldüğü gün 25 mayıs 20220 6.8
    dolar şu an 6.79

    demek ki bize bahsedilen olaylar başka ülkelerde para birimini pek de etkilemiyor. tek hırsları bize. çıplak elle tokatlamak istiyorlar ekonomimizi.

    yine de bu dövizlerin yüksek olmasından ve amerika'nın futbola yaptığı açılımdan ötürü bir çok genç futbolcumuzun gidip kariyer başlangıcı yapmasını ve ülkemizi temsil etmesini istediğim ülke. en son ibrahimovic sayesinde adını avrupa'da da bolca duyurmuştur.

    formatla cima ettin diyen olursa üzer beni. döviz beni daha çok üzüyor. elalemin memleketinde aldığım tek ekmekle türkiyede pide yiyebiliyorsun. oha bizim ekonomi daha iyi çıktı lan.
  • 56
    3 kasım 2020 sali gunu 59. baskanini sececek ulke. demokratlar adina joe biden, cumhuriyetciler adina ise donald trump adaylar.

    turkiye ve ekonomi acisindan bu secim normalden biraz daha onemli. biden'in secilme ihtimali hem lira bazinda hem de turk fonlari ozelinde biraz fiyatlanmaya baslandi bile. biden'in erdogan rejimine karsi durusu degismezse, lira ve turk ekonomisi negatif yonde etkilenecek. bununla bagli olarak, turk spor kuluplerinin gelecekleri de tabiatiyla lira'nin gucune bagli (gelirler cogunlukla lira oldugu icin).

    burada esas soru su bence. trump secilirse lira ve turk ekonomisi pozitif mi etkilenecek?

    turkiye icin kotunun iyisi gibi bir durum var ortada acikcasi.
  • 58
    vatandaşlarının en sevdiği futbolcu sorusunun yanıtları aşağıdaki gibi olan ülke.

    https://twitter.com/...482887556403200?s=19

    pulusic'i ciddiye almıyorum çünkü zaten amerikalı ve seçilen yerler çomarlar diyarı eyaletler. futbolla ilgilenen meksikalı göçmenlerin yaşadığı california ve texas eyaletlerinde messi çıkması şaşırtmadı. güney dakota neden bonucci demiş hiç bir fikrim yok. italyan göçmenleri demeyin kovboylar diyarı orası...
  • 59
    umarım yaşayan arkadaşlarımızda bir sıkıntı yoktur. olaylar sıkıntılı görünüyor. başkanlık kongresinde çıkan olaylardan sonra washington’da sokağa çıkma yasağı ilan edilmiş.
    edit: füze yağsa, kriz çıksa, bomba patlasa da dolar düşse galatasaray’ın işine yaramaz yalnız. işimiz sadece euro ile. ama vatandaşın alım gücünde değişim olabilir belki.
  • 62
    https://twitter.com/.../1349836892263632898

    the usa most expensive xi, u23:

    gk: marcinowski €1m
    lb: robinson €5m
    cb: mckenzie €4m
    cb: richards €4m
    rb: dest €25m
    lw: konrad €2.5m
    cm: mckennie €25m
    cm: adams €16m
    am: reyna €30m
    rw: pulisic €60m
    st: sargent €9m

    total value: €181,300,000

    futbolda acayip bir genç jenerasyon oluşturmuşlar. özellikle;

    1- sergino dest (barcelona-20),
    2- weston mckennie (juventus-22),
    3- tyler adams (leipzig-21),
    4- giovanni reyna (borussia dortmund-18),
    5- christian pulisic (chelsea-22),
    6- joshua thomas sargent (werder bremen-20)

    6'lısı çok dikkat çekici. bu çekirdeği doğru kullanırlarsa başaltı takım olmaya adaylar. bu çekirdeği bu hızla büyütmeye devam ederlerse tepe takımlardan biri olmaya da adaylar. açıkçası amerika futbolda tepe takımlardan birisi olursa vereceğim tepki "karışmadığınız bir futbol kalmıştı ameke" şeklinde olacak ama yapacak çok da bir şey yok. oturup izleyeceğiz mecbur.
  • 65
    bildiğim kadarıyla futbolda yeterli reklam arası olmadığı için bu futbol işine çok girmiyorlar yoksa en basit sunday league takımlarının 3 büyüklerden daha iyi tesislerde antrenman yapıp maç yaptığına bizzat şahit oldum. tabii gençler çok daha fazla geliri olan basketbol, basebol gibi sporlara yöneliyorlar. umarım futboldan uzak durarlar. futbolun bir avrupa kültürü var, bunun bozulması gerçekten zaten ölmekte olan amatör ruhun cenaze namazını kıldırır.
  • 67
    aslinda futbol amerika'da sanildigindan daha populer ama amerikan futbolu, beyzbol, buz hokeyi ve basketbol gibi sporlarin arkasinda sonuk kalmakta. bunun nedeni de amerika'da sert ve fiziksel sporlara ilginin buyuk olmasi ve ayni adda kendi sporlari olan amerikan futbolunun asiri populerligi. artik basketbol bile iyice popularitesini kaybediyor. en son 2020 nba finalleri en alakasiz hawaii universitesinin oynadigi college football (universiteler arasi amerikan futbol) maclarindan daha az izlendi. birde profesyonel amerikan futbolunu dusunun.

    peki neden nba profesyonel dahi olmayan bir spor kadar izlenmiyor? bir amerikan futboluna olan ilgi. ikincisi ise sahsi fikrim nba'e artik 90'lardaki ve 2000'lerdeki gibi deli jenerasyonel yetenekler gelmiyor. en son lebron'dan sonra uclukcu steph curry ve az biraz james harden ve hadi biraz da anthony davis disinda oyle dunyaca taninan/sov yapan basketciler kalmadi. yani alley oop yapan, havada uc kez donup topu bacak arasindan geciren sonra da smac basan, ya da cop atar gibi ucluk atan adamlardan, joakim noah gibi sut atan adamlara evrilince nba'in seyir zevki de dustu tabi. en son toronto raptors sampiyon olunca amerika'nin basketbola olan ilgisi yariya indi. eskiden michael jordan'dan bayragi devr alan kobe bryant* vardi, shaq o'neal vardi, tim duncan, dirk nowitzki, stojakovic, allen iverson vs. derken simdi anca lebron james'in sosyal medya trolluklerini izliyoruz.

    futbol da amerikan futbolunun populerliginden nasibini alan bir spor. 2010'lu yillarda ulke dunya kupalarina katilinca futbol da buyuk ilgi gordu. 2010'da landon donovan, 2014'te tim howard, abd halki tarafindan ulusal kahraman ilan edildi. ama sonra ne zaman 2018 dunya kupasi elemelerini gecemedi, o zaman tekrar "sevilmeyen" spor halini aldi. bir ara atlanta falcons'un sahibi arthur blank atlanta united diye bir kulup kurdu ve takim mls'i kazandi. ama sonra formdan dusunce o proje de cok basarili olamadi bence.

    neyse yani futbol, basketbol, lacrosse, beyzbol farketmiyor. amerikan halkinin neredeyse tamaminin amerikan futboluna olan ilgisi ve sporun populerligi diger sporlarin golgede kalmasina sebep oluyor. insanlar amerikan futbol maclari izlerken adeta hipnoz oluyor. final olan super bowl maclari amerika'da sukran gununden sonra en cok yemek tuketilen gun olarak biliniyor. dunyaca unluler amerikan marsini soyleyip devre arasi konser veriyor. bu platformda bile basliklari var dusunun yani ki kendim de 12 yildir bu ulkede yasayan biri olarak bu modaya uydum. artik futboldan cok amerikan futbolu izliyorum.

    o yuzden amerikan futboluna olan ilgi yuzunden futbol burada hep sonuk kaldi. ama olasi bir sansasyonel cristiano ronaldo, neymar, veya messi transferi futbolu burada amerikan futbolunun ardindan ikinci siraya sokabilir. messi'nin gelecegini zannetmem ama ronaldo 40 yasinda bir ugrayip paris hilton'a veya kardashian/jenner'lara bir merhaba diyebilir. keza neymar'in kariyerinin bir bolumunde kesin amerika transferi yapacagini dusunuyorum. ama dedigim gibi, hicbir spor amerikan futbolunu alt edemiyor.
  • 69
    standartlarına göre oldukça kötü bir olimpiyat oyunları geçiren ülkedir. olimpiyatların başlıca 2 branşı olan yüzme ve atletizmde büyük hayal kırıklıkları yaşamışlardır. yüzmede istikrarı yakalayamayıp caeleb dressel haricinde büyük oranda hayal kırıklığı ile yüzmeyi tamamlamışlardır ve toplamda 30 madalya kazanmışlardır. ancak bunların yalnızca 11'i altındır. en son 1992 barcelona olimpiyatları'nda 11 altında kalmışlardı. ama unutulmaması gereken bir nokta var. 1992 olimpiyatlarında yüzme 31 farklı branşta yarışılıyordu. 2020 tokyo olimpiyatları'nda ise bu sayı kadın-erkek eşitliği muhabbeti vs. derken 37'ye kadar tırmandı. neresinden bakarsak abd adına rezillik. 2004 atina olimpiyatları'nda ise toplamda 28 madalya kazanmışlardı ancak altın sayıları 12 idi. o zamanda da yüzmede 32 branş vardı.

    atletizme bakacak olursak da hem erkek hem de kadınlarda koşulan 100, 200 ve 400'lerin hiçbirinde altın çıkartamadılar. bu tarihte ilk kez oldu. erkeklerde tam rezillik oldu ve pist yarışlarında 1 tane bile altın alamadılar. kadınlarda 400 engellide sydney mclaughlin altın kazanarak siftahı yaptı. geçmiş olimpiyatlara genel olarak bakar isek de abd'nin olimpiyatlarda atletizmde toplamda 25-30 bandında madalya topladığı ve bunların 7-12 kadarının altın olduğunu görüyoruz. hele de 2016 rio olimpiyatları'nda şov yaparak 13'ü altın olmak üzere 32 madalya almışlardı. çin'in hegamonyasında geçen 2008 pekin olimpiyatları'nda bile 7 altın ile 25 madalyaları mevcut. yüzmede görece başarısız oldukları 1992 barcelona olimpiyatları'nda ise 12 altın ile toplamda 30 madalyayı atletizmden çıkartmayı başarmışlar. ancak bu olimpiyatlarda şu ana kadar kepaze durumdalar. sadece 23 madalyaları var ki; bunların 5'i sadece altın. italya'nın bile atletizmde 5 altını var.

    kalan branşlara baktığımızda ise 4x400 erkek ve kadın bayrak yarışlarında en büyük favorinin kendileri olduğunu görüyoruz ama bayrak yarışlarında abd söz konusu olduğunda 2 kere düşünmek gerekebilir. çünkü abd bayrak düşürme veya herhangi bir şekilde problem yaşama konusunda ustadır. yine de 4x400'de bayrak problemi olmasının 4x100'e göre daha düşük bir ihtimal olduğunu belirtelim. diğer müsabakalardan ise kadınlar yüksek atlamada vashti cunningham'in madalya şansı olabilir ancak altın oldukça zor. kısacası abd'nin 7 altından öteye gidemeyeceği açık. hiç değilse o sayıya ulaşarak 2008 pekin'deki performanslarını yakalamaya çalışacaklar.

    (bkz: sydney mclaughlin/#3214446)
    (bkz: 2020 tokyo olimpiyatları)
  • 70
    birçok ülkenin teniste yaptığı büyük atılıma yeteri kadar karşılık veremeyen ve profesyonel tenisçi olmanın önündeki engellerin zorlaşması sebebiyle bence teniste geçtiğimiz yıllardaki başarısını kaybeden ülkedir.

    şöyle bir baktığımızda; biraz sofia kenin ve jennifer brady'yi bir kenara koyduğumuzda görünüşte de bir geriye gidiş bariz. kadınlarda günümüze çok yakın başta williams kardeşler olmak üzere, lindsay devenport ve jennifer capriati; günümüzden uzak billie jean king ve chris evert gibi oyuncuların abd'den çıkmadığını görüyoruz. hatta monica seles ve martina navratilova sonradan abd vatandaşı olmuştu. onları da bu isimler arasında düşünebiliriz. erkeklerde ise en yakın örnek andy roddick, mardy fish ve hatta ne olursa olsun john ısner olmak üzere, andre agassi, pete sampras, john mcenroe, jimmy connors, michael chang, jim courier ve arthur ashe gibi isimler yok. erkeklerde yeni yeni parlamaya çalışan sebastian korda, brandon nakashima ve jenson brooksby; kadınlarda ise coco gauff, amanda anisimova, ann li ve robin montgomery gibi isimler mevcut. bu oyuncuların hepsi inanılmaz potansiyelli olsa da abd'nin aradığı lokomotif oyuncular olabilecek mi emin değiliz. çünkü günümüzden 3-4 yıl kadar önce frances tiafoe, taylor fritz, tommy paul ve reilly opelka gibi oyunculardan da beklentiler çok büyüktü ama hiçbiri bence slam kazanabilecek seviyeye ulaşamadı ve ulaşamayacak.

    (bkz: kanada/#3242701)
  • 72
    profesyonel spora bakışlarını beğendiğim ülke. bir kere bunun bir sektör ve eğlence sektörü olduğunu kavramışlar. sen destekçilerine bir eğlence sunmuyorsan seni desteklemeyi bırakıyorlar, üzerine de eğlenmediklerini senin kesinlikle anlamanı sağlıyorlar.

    ayrıca spor kulüplerinin değeri artık milyar dolara varan şirketler olduğunu da çözmüşler. sen eğer para kaybettirirsen şirkete, yolluyorlar. kulübün sahibi bile olsan zarar ettiğin için kulübü satman gerekiyor başarısızlık uzun süre devam ederse. (new york knicks gibi istisnalar hariç. ne kadar başarısız olurlarsa olsunlar hala dünyanın en değerli kulüpleri arasında kalıyorlar. knicks nba'in en değerlisi konumunda şu an.)

    arabesk kültüre falan neredeyse hiç yer yok. başarısızsan gidiyorsun. aslında işin bu kadar basit olması lazım.
  • 74
    tenis oyuncusu yetiştirmek konusunda tüm tenis tarihine bakıldığında son 10 senede geri kaldığını düşündüğüm ülkedir. fakat atp 250'lik dallas açık'ta yarı finale kalan 4 oyuncunun da abdli olmasıyla 2004 yılında san jose'de düzenlenen siebel açık'tan sonra eski günlerinden esinti sunmuştur. 2004 yılında yarı finale kalan abdli andre agassi, andy roddick, robert kendrick ve mardy fish dörtlüsünden roddick finalde fish'i 2 sette yenerek şampiyon olmuştu. bu sefer dallas'ta da john isner, jenson brooksby, reilly opelka ve marcos giron yarı finale kalmış durumda. içimden geçen brooksby - opelka finali. abd tenisinin lokomotifi olabileceğini düşündüğüm bu ikiliyi finalde görmeyi diğer kombinasyonlara yeğlerim.
App Store'dan indirin Google Play'den alın