yerini zamanla alt yapıdan yetişen menajer yavrusuna bırakan olay. bunda kulübün de suçu çok ama çok fazla.
galatasaray özelinde anlatayım; tesislerde zaten antreman sahan bile yok.
ferhat öztorun röportajını okudunuz mu bilmiyorum bir tane fitness salonu vardı, normal zamanlar girmemiz yasaktı, a takım antremanından önce açılırdı ben de girip antreman yapıp a takım gelmeden çıkardım diyor. yemekler konusunu burada
feronia nickli bir yazar anlattı. sosyal alan konusunu ise
eşref hamamcıoğlu katıldığı bir programda anlattı. alt yapıda şartlar çok çok kötü. sana protein diye snitzel veriyorlar, tek sosyal alanın ise okey masası. çocukların pek yüzüne bakan yok,
menajeri hariç....
bu çocuklar parlayana kadar kulüpten pek bir şey görmüyorlar. ama menajerleri hep yanlarında. yaz geliyor mesela menajer yazlığının anahtarını veriyor ailenle 2 hafta takılın diye. babası işsiz mi kaldı, menajeri iş bulmasına yardımcı olmaya çalışıyor. abisi evlenecek, aile nakite sıkışık burada bile menajer yardım ediyor. düşünün düğün yapacaklar menajer karşılıksız 50 kağıt ateşliyor, ilaç resmen. kulüpten kimse arayıp sormazken menajer adeta ailenin bir parçası haline geliyor.
peki ya sonrası? kendinizi bu genç oyuncunun yerine koyun. menajerinizi mi dinlersiniz yoksa siz parlayana kadar yüzünüze bakmayan takımı mı. hangisine daha fazla aidiyet hissedersiniz? bu oyuncular da işte doğal olarak birincil aidiyeti menajerlerine gösteriyorlar. menajeri kadroyu söyle dese söylüyor, menajeri transfer olacaksın dese transfer olmak istiyor, menajeri sözleşme uzatmayacaksın dese, uzatmıyor.
daha önce ekol olmak başlığında bir şeyler karalamıştım. (bkz:
ekol olmak/#3480987). öyle alman hoca getirmeyle bir şeylerin düzelmeyeceğini, çok daha temel ve çok daha önemli sorunlar olduğundan bahsetmiştim. bu da o sorunlardan birisi işte.