1
türk futbolunun kanayan yarası. en büyük eksikliğimiz ve 2013 yılına geldiğimizde bile hala çözemediğimiz sorunumuz.
futbolun safi yetenek ile olduğunu düşünüp, eğitim ve gelişime gram destek vermeden, ''ya bu yabancı futbolcular, türk futbolcusunun yetişmesine engel oluyor. yabancıyı sınırlayalım'' zihniyetini doğuran eksikliklik.
75 milyon nüfuslu bir ülkeden bir elin parmaklarını geçmeyecek derecede futbolcu çıkmasının asıl sebebi. futbolcularımızın yeteneksiz olduğunu düşünmüyorum, ancak eğitimsizler.
şimdi erkek çocukları olarak hepimiz mahallemizde top oynamışızdır. ve hemen hemen her mahallede, 1 adet yetenekli çocuk vardır. bu gider alt liglerde bir kulübe, keşfedilir ve yavaş yavaş basamakları tırmanır. bu basamakları tırmanma durumu, sadece yeteneği ile alakalı bir durumdur. bizim futbolcularımız bir çoğu sokak topçusudur. o bakımdan daha yeteneklidir ancak daha eğitimsizdir.
o yüzden almanya-isviçre-ingiltere-hollanda alt yapılı bir türk futbolcu, türkiye'de yetişmiş bir topçudan daha çok göze batar. bakın (bkz: emre çolak) ile (bkz: oğuzhan özyakup) arasında yetenek olarak çok fark olduğunu düşünmüyorum. ama oğuzhan (bkz: arsenal) alt yapısı görmüş. yetenek aynı, zihniyet farklı. nereye koşacağını, nereye pas atacağını, ne kadar şiddetle ayağından top çıkaracağını hepsinin eğitimini almış. ve bu bile oğuzhan'ı hemen farklı kılabiliyor. ayrıca topsuz oyundaki yer seçimleri. bizim türkiye'de yetişmiş topçular top rakipteyken kafası kesilmiş tavuk gibi nereye koşacağını şaşırıyorlar.
bu konuda en güzel örnek emenike sanırım. adam safi yetenek ve kuvvet. eğer o genç yıllarını türkiye'de değil de, bir ingiliz takımında geçirseydi şu an yıldızdı. ancak şu an vasat üstü bir futbolcu. ya (bkz: arda turan) bile türkiye'den gittikten 1,5 sene sonra kendini bulmaya başladı. ve o messi ile karşılaştırdığımız arda bile bir yıldız değil, sadece iyi bir oyuncu.
galatasaray'ın, geçtiğimiz yıllarda alt yapısından iyi kötü futbolcu çıkarmasının bana göre en büyük sebebi (bkz: kalli) 'dir. o gittiğinden beri elimizden adam gibi türk futbolcu çıkmadı. çıkanların hepsi safi yetenek, ancak gelişim yok. örnek vermek gerekirse : cafercan, berk, emre, aydın vs vs...
kimse bu çocukların yeteneksiz olduğunu iddia edemez, fakat eğitimsizlerdi.
artık teknoloji gelişti, futbola bilim girdi. istatistikler, raporlar, deneyler havada uçuşuyor. peki biz ülke olarak bunun neresindeyiz. istanbul kadar nüfusu olmayan ülkeler çatır çatır yıldız çıkarırken, biz hala yabancı sınırı ile futbolcu yetiştireceğimizi düşünüyoruz. ulan galatasarayda sadece top rakipteyken, nerede duracağını bildiği için 2 sene (bkz: barış özbek) gibi bir yeteneksiz futbol oynadı.
artık bu ülkede bir devrim yapmak gerekiyor. ülke de olmasa bile en azından galatasarayda. bu bahsettiğim süreç 2-3 yıl sürecek belki ama en azından ilerki yılları kurtarmak adına, önemli bir adım. o süre zarfında yine türk futbolcu ihtiyacını gurbetçi oyunculardan sağlayalım.
artık kulüpler alt yapılarını akademileştiriyor. çocuk yaşta bünyesine kattığı futbolcuların, okul eğitimini, kişilik, karakter, futbol eğitimlerini tek bir akademide sağlıyorlar. bakın hagi'nin kurduğu akademi 10 yıl sonra romanya'nın çehresini değiştirecek. evet dünya şampiyonu olmayacak belki ama o küçük ülke için bile büyük başarılar elde edilecek.
bizim çok bilen(!) türkiye futbol federasyonu yabancı sınırı ile uğraşsın hala, belki sorunlarımız düzelir ve birden bire c.ronaldo, messi, henry, zidane, maradona, hagi çıkarırız.
futbolun safi yetenek ile olduğunu düşünüp, eğitim ve gelişime gram destek vermeden, ''ya bu yabancı futbolcular, türk futbolcusunun yetişmesine engel oluyor. yabancıyı sınırlayalım'' zihniyetini doğuran eksikliklik.
75 milyon nüfuslu bir ülkeden bir elin parmaklarını geçmeyecek derecede futbolcu çıkmasının asıl sebebi. futbolcularımızın yeteneksiz olduğunu düşünmüyorum, ancak eğitimsizler.
şimdi erkek çocukları olarak hepimiz mahallemizde top oynamışızdır. ve hemen hemen her mahallede, 1 adet yetenekli çocuk vardır. bu gider alt liglerde bir kulübe, keşfedilir ve yavaş yavaş basamakları tırmanır. bu basamakları tırmanma durumu, sadece yeteneği ile alakalı bir durumdur. bizim futbolcularımız bir çoğu sokak topçusudur. o bakımdan daha yeteneklidir ancak daha eğitimsizdir.
o yüzden almanya-isviçre-ingiltere-hollanda alt yapılı bir türk futbolcu, türkiye'de yetişmiş bir topçudan daha çok göze batar. bakın (bkz: emre çolak) ile (bkz: oğuzhan özyakup) arasında yetenek olarak çok fark olduğunu düşünmüyorum. ama oğuzhan (bkz: arsenal) alt yapısı görmüş. yetenek aynı, zihniyet farklı. nereye koşacağını, nereye pas atacağını, ne kadar şiddetle ayağından top çıkaracağını hepsinin eğitimini almış. ve bu bile oğuzhan'ı hemen farklı kılabiliyor. ayrıca topsuz oyundaki yer seçimleri. bizim türkiye'de yetişmiş topçular top rakipteyken kafası kesilmiş tavuk gibi nereye koşacağını şaşırıyorlar.
bu konuda en güzel örnek emenike sanırım. adam safi yetenek ve kuvvet. eğer o genç yıllarını türkiye'de değil de, bir ingiliz takımında geçirseydi şu an yıldızdı. ancak şu an vasat üstü bir futbolcu. ya (bkz: arda turan) bile türkiye'den gittikten 1,5 sene sonra kendini bulmaya başladı. ve o messi ile karşılaştırdığımız arda bile bir yıldız değil, sadece iyi bir oyuncu.
galatasaray'ın, geçtiğimiz yıllarda alt yapısından iyi kötü futbolcu çıkarmasının bana göre en büyük sebebi (bkz: kalli) 'dir. o gittiğinden beri elimizden adam gibi türk futbolcu çıkmadı. çıkanların hepsi safi yetenek, ancak gelişim yok. örnek vermek gerekirse : cafercan, berk, emre, aydın vs vs...
kimse bu çocukların yeteneksiz olduğunu iddia edemez, fakat eğitimsizlerdi.
artık teknoloji gelişti, futbola bilim girdi. istatistikler, raporlar, deneyler havada uçuşuyor. peki biz ülke olarak bunun neresindeyiz. istanbul kadar nüfusu olmayan ülkeler çatır çatır yıldız çıkarırken, biz hala yabancı sınırı ile futbolcu yetiştireceğimizi düşünüyoruz. ulan galatasarayda sadece top rakipteyken, nerede duracağını bildiği için 2 sene (bkz: barış özbek) gibi bir yeteneksiz futbol oynadı.
artık bu ülkede bir devrim yapmak gerekiyor. ülke de olmasa bile en azından galatasarayda. bu bahsettiğim süreç 2-3 yıl sürecek belki ama en azından ilerki yılları kurtarmak adına, önemli bir adım. o süre zarfında yine türk futbolcu ihtiyacını gurbetçi oyunculardan sağlayalım.
artık kulüpler alt yapılarını akademileştiriyor. çocuk yaşta bünyesine kattığı futbolcuların, okul eğitimini, kişilik, karakter, futbol eğitimlerini tek bir akademide sağlıyorlar. bakın hagi'nin kurduğu akademi 10 yıl sonra romanya'nın çehresini değiştirecek. evet dünya şampiyonu olmayacak belki ama o küçük ülke için bile büyük başarılar elde edilecek.
bizim çok bilen(!) türkiye futbol federasyonu yabancı sınırı ile uğraşsın hala, belki sorunlarımız düzelir ve birden bire c.ronaldo, messi, henry, zidane, maradona, hagi çıkarırız.