bir defasında benim de başıma gelen olay. ama biraz farklıydı çünkü tribünde değil sahadaydım.
* soyunma odalarından çıktık önümde kaptan arda arkada ben. elimizde bi pankart taşıyoruz ama tribünleri incelemekten pankartta ne yazdığına bakmak aklıma gelmedi.
* marş falan okundu işte tokalaşıyoruz, rakip takım hakkında en ufak bi fikrim yok ama tahminimce bir anadolu takımı.
* maça biz başlıycaz ardayla baros santrada ben ise orta yuvarlağın hemen dibinde bekliyorum. neyse maç başladı ama taraftarları görceksiniz bir üçlüye basladılar anlatılmaz nerdeyse maçı bırakıp ben de zıplıcaktım o derece.
* top döndü dolaştı bana geldi barosa yaklaşık 25 30 metre bi ara pas attım tribünlerden yükselen ses uuuvvvv... kaleci çıkıştı barosa faul yaptı ceza sahasına 4 5 metre uzaklıkta. aga dedim arda bırak ben vurcam tamam hulu ne demek falan konusma gecti aramızda malum takım arkadasıyız samimiyet hat safhada. aldım topu koydum yere
* hakem barajı ayarladı. gerildim şöyle bir 4 adım kadar. o an bi durdum etrafı süzüyorum
* ceza sahası içinde
türkü baba falan elini kaldırmış işaret yapıyor. üstüme baktım üstümdeki parçalı sanki alev almış nasıl asalettir o allahımm. kafamı kaldırdım tribünlere bakıyorum nasıl coşku içinde bağrıyorlar.. derin bir nefes aldım topa doğru ilerlemeye başladım sağ içle olabildiğince sert vurdum top gidiyor gidiyor barajı da geçti... o an uyandım. ulan insan en heyecanlı yerinde uyanır mı mnskym kafayı yicem. kafamdan milyon tane düşünce geçiyor nası geri dönebilirim diye yok kaldı öyle kahretsin.
ama o taraftarları saha içinden görmek senin için bağırdıklarını bilmek kesinlikle paha biçilemez...