• 10
    --- alinti ---
    taş duvarlarına mı aşık oldum acaba?
    yoksa oturmak yerine üstünde tepindiğim sarı koltuklarına mı?
    belki o betonun üstündeki kırmızı demirinden
    nasıl olur da hiç düşmediğimi anlayamadığımdan,
    ya da iki metre önümde monaco ya koyan hagi yi unutamadığımdan
    ya da kimbilir paramparça olan gırtlaklarımdan mıdır nedir
    bir acayip hissediyorum senden koparken...
    ne yani, şişli den inerken çıkmayacak mısın karşıma?
    yolu köprüye düşen hiçkimse göremeyecek mi?
    eziyetin bile zevk olduğu kapıların artık olmayacak mı?
    ulan ben sensiz nasıl bira içerim şimdi,
    nasıl yerim adem usta nın köftesini?
    hızlı hızlı yürüyemeyeceksem yeni açık boyu,
    sana ulaşamayacaksa o hep yürüdüğüm yokuşun sonu,
    nasıl bağırırım, nasıl çıldırırım eskisi gibi coşkulu?

    genç hasdemir
    --- alinti ---
  • 11
    hakkında entry girilmesi en zor olan mevzudur. ne girilse boştur. yıllardır "allliii..saaaammi....yyyeenn..cehheenneemmii" şeklinde, vurgulana vurgulana, haykırılan o mübarek, o çimleri öpülesice stadı, kepçelerin, vinçlerin, dozerlerin vicdansız ellerine bırakmayı, gönlüm bir türlü hazmedememektedir. her ne kadar fb ve bjk'nin stadlarına bakıldığında köhne de dursa, candır, canandır. çok şey görmüş geçirmiştir. yeşilliğinde, nice efsanenin kramponlarının izlerini saklamış, bir ana şevkatiyle bağrına basmıştır, her maçta zeminini inleten 25 bini..

    çok iç burkacak cinsten olacağını düşündüğüm " sami yen'de ki son maç" beni, "bende seriyi bozmayacak ve 'gözyaşları sel olanlar kervanına' katılacağım" kehanetinde bulunmaya da itmiştir. acıdır. allah kimsenin başına vermesindir. * (u: :()
  • 13
    öncelikle

    bkz.: http://mahalletakimi.blogspot.com/...eri-atatrk-stad.html

    bu yazi sami yen'e veda deyince aklima gelir. ne güzel ve isabetli yazmis nazmi abi öyle:

    --- alinti ---
    alışalım diye koydum buraya. seneye bu vakitler bizim ali sami yen'de böyle olacak. kayserili hemşehriler neler hissetti acaba yıkımda. ateş düştüğü yeri yakıyor. (...) ali sami yen, evrenseldir. cehennem diye nam salmıştır. nice büyük mağrur avrupa takımlarının leşi vardır çimlerinde. bizim tribünlerinde geçirdiğimiz bir gençliğimiz vardır. feda ettiğimiz, helal ettiğimiz yıllarımız vardır.
    yönetimin ali sami yen yıkılırken, bizim gibilere iyi bakması lazım. her birimiz değişik travmalar geçirebiliriz. artık doktorlarmı, psikologlarmı, profesörlermi bulurlar ne yaparlar bilemem, bir şeyler yapmaları gerek. büyük bir cenaze töreni, ya da unutulmaz bir bayram günü. ali sami yen adına yakışır bir şekilde kalkmalı ortalıktan.
    kayseri atatürk stadı sessiz sedasız tarihe karıştı. ali sami yen yıkılırken kıyameti koparacağız. adı cehennem olan stadı, ancak bir kıyamet günü elimizden alabilir.
    --- alinti ---

    öf ülen öfff!
  • 14
    işte o son maçta söylenebilir hiç durmadan bütün gücümüzle nevizade geceleri:

    giden her sevgilinin ardından
    hep biz olduk el sallayan
    haykırsak duyarlar mı sesimizi
    hangi sevdadan galip çıktık ki

    yürüyoruz sessiz ve kederli
    nevizade geceleri
    inletiyoruz hep çıkışında
    istiklal caddesini

    boşuna çekilmedi bunca çile
    içiyoruz gündüz gece
    haykırdık ama duymadı hiçkimse
    peşindeyiz heryerde

    zaten aşklar hep yalan dolan
    sonu hep acı hüsran
    bize her sevdadan geriye kalan
    sadece galatasaray

    cimbombomum cimbombomum canım feda olsun sana
    hiçbir şeye değişilmez senin sevgin bu dünyada..!
  • 15
    yürek kaldırmaz.

    ''nasıl toplanacaksınız maçtan önce orjin köftenin önünde....nasıl gireceksiniz son defa itiş kakış turnikelerden...nasıl koşacaksınız heyecanla o merdivenleri...nasıl tutacaksınız kendinizi yeşil çim sahayı ilk gördüğünüz an....nasıl bakacaksınız son defa kapalının tavanından göz kırpan ışıklara.... nasıl zıplayacaksınız kırmızı plastik sandalyelerin üstünde... nasıl sileceksiniz gözlerinizin nemini o son düdükte...nasıl ayrılacaksınız merdivenlerden sessiz usulca... ve nasıl bakacaksınız çıktığınızda son bir kez ardınıza...''

    yürek kaldırmaz...
  • 18
    endüstriyel futbol ,satılacak kombineler ,takımın daha iyi noktalara gelecek olması ,futbol için tasarlanmış bir statda rakibe daha çok baskı yapılabilecek olması gibi tüm etkenler bir yana gençliğim benim dediğim acı ,tatlı onlarca anımı barındıran statda oynanacak son maç fikri bile insanın yüreğine hüzün kaplamasına yetmektedir.evim ,mabedim dediğim kutsal yapının yerine her ne yapılacak olursa olsun önünden her geçişimde eski açığın sağ tarafında soğuktan donarak izlediğim ve gol olması o an benim için hayatta ki herşeyden önemli olan ümit davala nın kırmızı siyahlılara *attığı temdit penaltısı, gheorge hagi nin yine uzatma dakikalarında atıp kalecisine * sekiz çizdirdiği muhteşem füze,el galacticosların *nasıl 1 farklı mağlubiyete sevindikleri ve bunlar gibi onlarca an gözümün önüne gelecek,hüzünleneceğim. *
  • 19
    bizlere derinden bir vayy bee dedirtir. son güne kadar oranın bir parçasıydı geçmişten günümüze her yaştan, her kesimden taraftar. o son zamanına kadar sevincinde de, üzüntüsünde de gözlerden damla damla yaşlar dökülüverdi stad duvarlarına, koltuklarına, çimlerine... o gün ise tüm aşıklar elleri sım sıkı şekilde birbirlerini tutacak. herkesin farklı zamanlarda ve farklı anlarda yaşadığı tarihi maçlar, galibiyetler, sevincler, üzüntüler yeniden canlanacak. gözlerimiz açık ama bir o kadar da uykuya dalacağız son 90 dakikamızda. izlerken uyuyacağız. bir düdük sesi duyuyoruz. evet hakem penaltıyı çaldı. ali sami yen'deki son maçımızda bir penaltı atışı kullanacağız. haydi bakalım bu şans kime nasip olacak derken bir bakmışız yıllar öncesine gidivermiş beynimiz ve kalbimiz...

    sami yen'de büyük bir sessizlik hakim. topun başında ümit davala! haydi ümit, haydi aslanım! ne olur at bu golü. ne olur ümit... diyordu tüm stad.
    -ve gooool. heyyt be! aslanım benim be! aslanlarımızsınız. çıldırmıştık o gece... anonscu devreye girdi. 22 ümit davala! işte o gün milan gibi bir devi ali sami yen çimlerine gömmüştük. ne de güzel bir gündü. hem de bizim adımıza kötü giden bir gecenin güzel biten maçıydı. kaç yorumcu, kaç gazeteci notlarını yırttı ve attı bir bilseniz.. bu maçın son dakikaları yeniden ve ayrı bir değerlendirmeye alındı. türk futbolu adına yaşadığımız en önemli geri dönüş maçıydı belki de. hatta en önemlisiydi. çünkü ben hiç hatırlamıyorum galatasaray dışında futbol adına en üst mertebeye ulaşan bir başka türk takımını. o penaltı bir nevi şampiyonlar ligi şampiyonluğunu da getirmiş oldu. çünkü uefa kupasını aldıktan sonra bir de üzerine süper kupa'da şampiyonlar ligi şampiyonunu yenen bir galatasaray vardı...

    3-5 saniyemiz bir anda böyle geçti. milan maçına gittik aniden. fakat tekrar yaşadığımız an'a dönüyoruz. şimdi topun başında harry kewell! haydi harry, haydi aslanım. atarsın sen! ve gooool! attı be! aslan harry. helal olsun be aslanım. ali sami yen'de, son maçımızda attın penaltını. golünü yazdırdın tabelaya. fakat bunun önemi çok büyük. ileride anlayacaksın. bir tarih kitabı yazılacak burayı anlatan. sayfalarında en baştan en sona hepinizin adı yazacak. bir devri başlatan ali sami yen ve arkadaşları ilk sayfada bizleri selamlarken, senin attığın son penaltı golü de son sayfada hepimize güzel bir teselli olacak. işte böyle kapanacak ali sami yen stadyumu'nun kapıları. burası için ter dökmüş, kafa yormuş, destek olmuş herkesin ama herkesin adı o kitapta yerini alacak.

    son dakikalarımıza giriyoruz evimizde. böyle bir hüzün görülmemiştir dünya üzerinde. bizlere, maracana ağlıyordu denmişti. öyle bir atmosferin bir daha yaşanılamayacağını söylemişlerdi. fakat görüyorum ki çok daha fazlasını yaşıyoruz şu an. bir tek kişi yok ki hüngür hüngür ağlamasın. eminim maracana bunu hissediyordur. o da eşlik ediyordur belki bizlere. ya da arkadaşı olan ali sami yen stadyumu'na.
    artık bizi burada tutan son düdük de çaldı. yani bunun anlamı,'' haydi yeter artık. eve gitme vaktiniz geldi.'' idi. maç bitiminden yaklaşık 1 saat sonrasına kadar güzel kutlamalar yapıldı. lazer gösterileri, fişekler, sanatcılar. çok güzeldi. fakat o da bitti. herkes evinin yolunu tutmaya başladı. gitti... bir alışkanlığım vardır benim. uzun süre yaşadığım semtten ve evden çıkar başka bir yere gidebilirim. zamanın ve hayatın ne getireceği belli olmuyor işte. fakat bundan daha farklı bir şeye değinmek istiyorum. taşınma işlemleri halledilir. ev boşaltılır. bom boş bir ev, odalar, salon, mutfak... tek bir tane halı bile yok yerde. seramikler, fayanslar, parkeler... en uygun zamanı beklerim. ve sonrasında o garip alışlanlığım kendini belli eder aniden. evde kimse yokken teker teker dolaşırım bütün odaları. hepsiyle vedalaşırım. son bir kez daha bakarım içlerine. göz göze geliriz. o duvarlar öyle şeyler anlatır ki hiç beklemediğim anda. aniden nemlenir gözlerim. o eski yok mu? işte onlar çok hüzünlendirir beni...

    aynı şekilde sami yen de boşaltıldı. ne yaptım, nasıl yaptıysam bir başıma beklerken buldum kendimi. ışıkların büyük çoğunluğu sönmüş vaziyette. çok cılız bir ışık hakim stadımıza. olsun, bu bile yeter. zaten vedalaşıyoruz. göz yaşlarımızı görmeyelim. böylesi daha iyi. teker teker dolaşıyorum her bir basamağı, her bir koltuğu, her bir merdiven boşluğunu. dokunuyorum hepsine iç geçirerek. zaten ayrılık belli. kaçınılmaz. fakat yıkım da neyin nesi? hani derler ya, ölüm olsaydı da ayrılık olmasaydı. o dediklerini yaşar gibiyim şu an. hem öldürüyorlar, hem de ayırıyorlar bizi. artık hissediyorum. ben ağlarken aynı anda eşlik ediyor mabedimiz. içten ve boğuk gelen sesi hisseder gibiyim. o anda bir tek seyirci varken yağmur yağmıyordu. yani orada bulunan son seyirci belki de bendim. evet o esnada sıcak bir gece hakimdi. fakat gözlerimden akan yaşlar ıslatıyordu çimleri...

    bunu bana yaşatan ali sami yen'i hiçbir zaman unutmamak adına kalbimin ve beynimin asla söküp atamayacağı bir köşesine kazıyorum.
    bunu yazarken öyle bir mürekkep kullanıyorum ki asla silinmez. göz yaşı ile destekliyorum kalıcı olsun diye...
  • 20
    çok sevdiğiniz ama artık onunla olmayacağınızı bildiğiniz bir sevgiliden ayrılırken ne hissedilirse onu hissedeceğim an olacaktır.ayrılık anının biraz daha geciktirmek için her şey yapılır bir beste,bir sigara daha.ayaklar geri geri gider ama ayrılık anı gelmiştir.bu ikiniz içinde daha hayırlı olacaktır.ama işte sevda mantık işi değildir ve oradan başka bir yere gitmek daha da vahimdir.
App Store'dan indirin Google Play'den alın