• 4601
    "elmander 90+'da besiktas'a golu taktiginda, sneijder volkan'i selama yatirdiginda, real madrid'e 70. dakikada 5, 5 diye bagirdigimizda, ordu'yu 2 gol geriden gelip 4.ledigimizde, selçuk topukla kontrol edip asirip sivas kale doksanina çaktiginda, dalga dalga geldigimiz fener kalesine eboue nihayet golu yazdiginda, en onemlisi artik sami yen'de bile olmayan o seksenlerin, doksanlarin seyricisi, kardan korkanlarin yerini alip gunduz 14'te seyrantepe'ye 14 yillik sampiyonluk hasreti ruhunu tasidiginda, o top buffon'un elinin altindan kayip aglara saplandiginda, iste bu zamanlarda bu stat karincaezmez'in, sezgin'in, otoyol koprusu altinda su satan mehmet'in, hagi'nin golune sevinen arda'nin, kisacasi senin, benim, bizim ali sami yen'imiz olmustur. artik o stat bizimdir, orada sesimiz var."

    kaynak: https://eksisozluk.com/entry/50085162
  • 4602
    galatasaray yönetiminin hatta galatasaray camiasının ne denli pasif olduğunu maalesef gözler önüne seren stadyum ya da spor kompleksidir.

    milenyum çağına gireli yaklaşık 15 sene oldu. yıllardır yeni stad yeni stad diye kıçını yırtan bir camia ve sahip olduğunda sahip olduğu bir değere sahip çıkamayan, hakkını aramayan insan sürüsü.

    mesleğim inşaat üzerine ancak bazı şeyleri bilmek için inşaatçı olunmasına gerek olmayan birkaç durumu anlatmak istiyorum.

    1 stadyumun ve çevre tasarımın mimarisi ve uygulama kalitesi;

    henüz stadyum inşaatı hafriyat aşamasındayken birçok yere stadyumun maketleri konuldu. hatta kimse anlamasa bile internet sitelerinde stadyumun planları, kesitleri, sistem detayları anlatıldı. daha üniversite yıllarında sözlüğe stadyumun çatısının kapanmasının mümkün olmadığını söylemiştim. o zamanlar mühendislik terimlerini çok bilmesemde basit bir statik hesapla bunun mümkün olmayacağı zaten belliydi. çizilen prole ile alakası olmayan stadyum çatısı gecekondularda kullanılan alüminyummu yoksa çelikmi belli olmayan levhalar ile kapatılmış. ancak projede şuan vpdafone arena da yapılması planlanan şeffat malzeme ile kapatılması planlanıyordu ancak yapılmadı. mühendis olanlar bilir, inşaat yapılırken temel altı drenajlarında rezervasyon bırakılır ve suyun tahliyesi sağlanır. ancak bu stadyumun çimlerinin altındaki alanda suyu tahliye eden drenajların tamamına yakını tıkanmıştır. bu yüzden şiddetli bir yağmur sonrası çimlerin üzerinde yürünmesi halinde zemin katılaşır ve çimin yerine bir toprak tabakası oluşur. gelelim stadyumun dış cephesine. çinden getirilmiş birkaç parça dandik kompozit ve çift kat temperli cam dışında hiçbir kaplama malzemesi yoktur. geriye kalan noktalar ise brüt beton olarak bırakılmıştır. brüt beton belki bir tasarıım unsuru olarak bırakılabilir ancak burda görsellikten tamamen uzak tamamen bir boşvermişlik ürünüdür. stadın iç mimarisine zaten hiç girmemek lazım. zeminin bir bölümü silme bir bölümü ise asfalttan bozma mimarlik kitabında ismi olmayan yer yer çatlayan bir malzeme kullanılmış. tuvaletlerin seramiklerinde ne gönye var ne ip çekilmiş. adamın tekine 20-30 palet seramik verilmiş "yapıştır kardeşim" denilmiş ve geçilmiş. aslanlı yol diyo pohpohlanan bölümde ise belediyenin koyduğu birkaç bank ve çöp kutuları yer almakta.

    2- stadyuma ulaşım;

    "stadyuma metro gelecek ulaşım çok kolay olacak", "stadyumun yanına katlı otopark yapıldı galatasaray taraftarı rahat edecek", "otobüs seferleri hiç durmayacak", "istanbulda ulaşımın en kolay olduğu yer" valla yermişiniz yemezmisiniz ancak bu stada ulaşım olimpiyat stadına ulaşımın bir tık üstündedir. günümüzde 3 günde 700 m2 lik bir katın inşaası mümkün, 1 yılda 1000 dairelik bir konut projesini tamamlamak mümkün. 2 yılda 20 km lik bir metro ağını oluşturmak mümkün. ancak ne hikmetse yatlaşık 8 aydır seyrantepe metrosunda yenileme ve testler sonuç vermiyor. ya kardeşim biri bana anlatsın bir metro testinin hala sürdüğüne inanıyormusunuz. aylardır şu stadyuma elinde bastonuyla yaşlı başlı haliyle kilometrelerde yürümek zorunda kalan insanlara hiç acımıyormusunuz. stadyumun yanında olan otoparktan çıkmak için yaklaşık 2 saat boyunca stabil vaziyette toz duman ve korna seslerinin arasında durmaktan çokmu memlunsunuz. buna ses çıkarmayan taraftarı görünce ve durum hakkında tek bir kelime etmeyen insanları görünce gerçekten şaşırıyorum. birileri üzerimizden show yaparken biz hala tem in üstündeki köprüye merdivelerden penguen gibi çıkmaya devam edeceğiz.

    3- stadyumdaki sosyal imkanlar;

    maçtan önce sanayi mahallesindeki tatlıses kebap dışında oturup besin alabileceğiniz ya da arkadaşlarınızla stadyuma yakın bir yerde vakit geçirebileceğiniz bir alan yok. hadi onuda geçtim işten döndünüz ve karnınız aç. stadyumun içinde adana yüzevler ismiyle iş yapan, 4 günlük döneri sandviç ekmeğinin arasına koyup millete 20 tl ye satan, sabah torbalarla topladığı soğuk simitleri 5 liraya simit sarayı adı altında satan stadyum kültüründen uzak, allahın gücüne gitmesin ancak rezalet bir besin kaynağını insanlara sunan bir alan.

    tüm bunları niye yazdım ya da neden kafanızı bu kadar ütüledim. bir düşünün. ne olursa olsun maçlara iyi ya da kötü gelen, hiç durmadan bağıran, hayatındaki en güzel anlara galatasarayı ekleyen bir taraftar bunu mu hak ediyor. cebindeki son kuruşla passolig massolig dinlemeyip bastırıp parayı kombine alan taraftar niye evine, su almış ayakkabısıyla, dayak yemiş gibi dönüyor. birileri açılışında show yapıcak diye neden metrosuna binemiyor.

    bir düşünün. işterseniz off düşüna defalarca basabilirsiniz.
  • 4604
    takım şampiyonluğa giderken, tribünler tıklım tıklım olması gerekirken 25-30 bin kişinin anca gidebildiği stat. maça gidecek adam maçtan çok maçtan önce ve sonra yürüyeceği o yolu düşünüyor. hadi biz genciz yürüyoruz ama bunun çocuğu var, yaşlısı var hatta hastası var.
    türkiye'nin en büyük kulübüyüz, fenerbahçe, bjk hatta kasımpaşa şehrin göbeğinde oynayabilirken biz tanrının unuttuğu bi yere mahkum kaldık. ki oraya bizi ulaştırabilecek tek araç da çalışmıyor.

    dert üstüne dert yav.
  • 4605
    amsterdam arena'ya benzeyen stadyumdur sadece stadyum olarak cevresi değil.. amsterdam arena'nın içine 24 saat araçlarınız park edebilirsiniz, amsterdam arena'da her sene büyük gösteriler,etkinlikler organize edilir.. cevresinde mağzalar,sinemalar,restorantlar,konser salonları,ofisler var.. yani sadece stadyum değil hatta 300 metre mesafede bir istasyon var.. mesela bizde var mı yok.. bizde beton var.. ulaşım 0.. projeyi yapanlar ve stadı acele bitsin diyenler çok beddua almıştır bana göre. umarım gelecek zamanda şu stadı satın alırız ve gerekli düzenlemeleri yapabiliriz yoksa bu stadyum böyle kalır duvarlarına 2-3 foto asıp bakın dezayn yaptık derler.
  • 4606
    geçen senelerde ünal aysal kombine iade diye bir şeyin yapılacağından bahsetmişti. ben bu duyulduktan yaklaşık 6-7 ay sonra ne bu konuda ne de stadın koltuk sayısındaki 7000 kişilik artış hakkında herhangi bir çalışma olmadığı bilgisini almıştım üzülerek. ama ben iyi fikir ve uygulanmalı.

    aa öyle %75ten kimse kulübe satmaz kombinesini. %90dan falan kulüp kombineyi alıp %10, 15 gibi bir artıyla satabilir.

    şöyle bir hesap yapabiliriz. genelde lig maçlarında 70 liralık olan koltuk kombine 3000den satıldı bu sene. 17 evde lig maçı, 3 evde gurup maçı toplam 20 maç. takımımızın hedefi en kötü şartlar altında gurubunun ilk 3'ü arasına girebilmek. buda hedefler doğrultusunda şlde en az 1, avrupa liginde 2; duruma göre belkide şlde 2, avrupa liginde 3 tur eder. kupayı da saydığımda hedefler doğrultusunda evde 23 maç civarı en az ve kupayla beraber 28 maça kadar çıkabilecek bir süreç öngörüsü yapabiliyoruz. gelin 25 diyelim.

    kombineye 3 büyük verdik. 3000 bölü 25 eşittir 125 lira maç başı kulüp kazanıyor. hatırlatayım bu yer lig maçlarında 70 lira idi. 55 lira kulüp karda. kombine sahibi kombinesini 60 liradan kiralarsa 125 liradan 65 lira kulübün cebinde. bu bileti 80 yada 90dan satsa 140 lira gibi bir ücret eskisinden de yüksek bir kar olur. satamazsa kulüp karı düşer ama boş koltukları doldurmanın bir güzel yolu bu.
  • 4617
    http://imgim.com/fb_img_1430579481475.jpg

    işte niye maça gidilmediğinin kanıtı

    2014-2015 sezonunda ulaşım berbat kabulüm. hatta sulüm ve tekinsiz. ben 65 yaşındaki babamla nasıl gideyim doğru.
    pasolig büyük bir sıkıntı buna da katılıyorum.

    ama kimse buradaki asıl sorunu es geçmesin.

    siz yöneticiler yalancısınız. ünal aysal 7000 ekstra koltuk ve kombineleri geri kulübe satarak gitmeyen kombine sahiplerinin biletlerini bir daha satışa sunacakalarını söylemişti.
    bunu söylediğinde biz brumayı bekliyordum. ding ding ding. o zamandan bu zamana çokca kulübü aradım orada çalışanlar bunu benden duydu. arkadaş biz kavga ederiz aramızda ama siz iş yapacaksınız.
    hayal satacaksınız... ama yalan satmayacaksınız.

    ilk 5'de ingiliz kulüpleri var. neden çünkü orada yaşam pahalı. bilet de pahalı haliyle.
    tamam geçelim. sonra madrid geliyor. bayern vs derken hepsine eyvallah.

    adamlar sponsor üstüne sponsor alıyorlar, senin stadına aldığın sponsor parası bile tff'ye gidiyor. ki sen ünal aysal ve çok kızdığınız aslında yapacak hiç bir şeyi olmayan saçma 9 aylık duygun yarsuvat dönemi uçak biletine sponsor buluyorlar.

    peki biz nasıl bu listede 12. sıradayız.

    işte bizim 12. sırada oluşumuz insanların asıl gitmeme sebebi. çok faiş fiyatlar!!!!!!!!!!!!!
    kale arkaları zaten dolu. ki orada yerimi bazı iğrenç sülüklerden kollarken kıç kıça bir telin arkasından mahküm gibi maç izlemeye 50 lira vermem gerekiyor.
    en mantıklı yer belkide korner direğinin orası ki orası için de 70-80 lira gidiyor. iki kişi gittiğimde 150 lira ediyor. 150... 150... 150...150...

    150 ulan 150 tl.

    tabiki de biraz güzel ve büyük bir stadla bazı listelerde olursun. verdiğim paranın karşılı 45 dakika oynanan bir maç ve 0 konfor. niye maça gideyim ben. değerli hafta sonumu birilerinden hakkımı koruyarak ve tekinsiz yollarda kilometrelerce yürüyek harcamaktansa sevdiklerime zaman ayırmak daha güzel geliyor. zaten maçımı maç saatinde izliyebiliyorum. zaten veremedğim 150 liram da cebimde kalıyor.

    oysa adam almanya'da ne yapmış. herkes gidebilsin diye herkese özel bilet çıkarmış. ben de gidebilirim, sen de.
App Store'dan indirin Google Play'den alın